prenses

3.5K 305 48
                                    

Sarayın dönüş gecesi herkes için zordu. Felix in yolda sürekli midesi bulanmış 2. prensin atıda huysuzluktan ilerlemeyi  reddetmişti. Hyunjin sadece prensin kafasına birşey takmadığını umarak bir yol geçirmişti. Ve saray göründüğünde büyük bir oh çekmişti bütün topluluk.

Önce gözdeler güzelce yıkanmış saçlarına bakım yapılmıştı, sonrasında yeni gelen kumaşlarla olan bir seçme töreni olmuştu. Sonuna geldiğimizde ise gözdeler mükemmel görünüyordu. Felix e su yeşili gerçekten çok yakışıyordu çilleri ve beyaza yakın sarı uzun saçları gerçekten kıskandırıcı bir güzelliğe sahipti. Bu düşüncelerin aynısı diğer gözdeler içinde geçerliydi, kırmızı ve beyaz minhonun rengiydi. hyunjin kendine daha çok bebek mavisi beyaz gidi soft renkler tercih ederdi bu sefer daha önce denemediği mor bir takım giymiş ince bileklerinde iki bileklik ve arkadaki minicik örgüsüyle güzelliğine güzellik katmıştı.

Üç gözde gülüşerek yürürken Felix in aklına o olay tekrar gelmiş kahkası sarayda yankılanmıştı. Minhoda onu anlayıp gülmeye başladığında tek gülmeyen aksine kızaran hyunjindi. Yeni gelen kumaşlara bakarken tül lacivert bir kumaşa atmıştıki kumaş getiren kadın "güzelim gecelik o sanada çok yakışır ama sabaha çıkar mısın bilmem" diyip kahkaha patlattığında deve kuşu gibi kafasını gömücek yer arıyordu hyunjin.

Güç bela akşam olduğunda kalfaları onları hızlıca giydirmeye başlamıştı ve ne olduğunu sorduklarındada söylemek bilmiyorlardı.

Sonunda balo salonuna götürüp kapıya bırakmış ve gitmişlerdi. Kapılar açılıp gözdeler içeri girdiklerinde uzun bir masa karşılamıştı onları arkada da minhonun fısıltısı tabi "balo salonunda yemek masası kimin yaptırdığını tahmin etmek zor değil" gerçektende bu fikrin prens Han dan çıktığını anlamak zor değildi.

Bir süre sonra kral ve yanındaki efendi seo odaya girmiş birbirlerine bir bakış atıp baş köşeye geçmişlerdi, kapılar tekrar açıldığında bayan han gelmiş masaya bir bakış atıp başını sağa sola sallamıştı o ve kral da birbirlerine gülümsediğinde kendiside oturmuştu. Gözdelerede oturma emri verildikten sonra odaya önce 1. prens üstünde siyah gömlek pantolon kombiniyle gelmiş öbür baştaki üç koltuktan soldakine oturmuştu. Aynı kombinle gelen 2. prensimiz masaya mutlulukla bakmış "işte yemek odası gibi karanlık biryerden daha güzel" diyerek kollarını iki yana açmıştı. Tabi yürürken gözdesine göz kırpmış ama hızını azaltamamış çok az masaya çarpmıştı.

1. prens göz devirip içinden kahkaha atarken gözlere gülmemek için kendilerini sıkıyorlardı. Sonunda veliaht prens için açıldığında saten beyaz gömleği siyah pantolonu ve sarı kıvırcık saçlarıyla kısacası tüm ihtişamıyla orada duruyordu. Felix yavaşça uzanıp hyunjin in ağzını kapattığında Minho küçük bir kıkırtıyı tutamamıştı. Öbür balada veliaht  prens geldiğinde masada tek bir boşluk kalmıştı oda efendi seonun yanındaki sandalye.

Muhtemelen birini bekliyorlardı ama kimi?

Şu sarayda herşeyden sonra haberi olması hyunjin i delirtiyordu. Sonuçta çoğu kişi bilirken bilmemek ve kendinin çok meraklı olması ona bu etkiyi bırakıyordu.

Sonrasında üstünde gözler hissetmişti. Dönüp baktığında veliaht prnesi ona bakıyordu. Gri gözleri içinde yaşadığı duyguları aktarmak ister gibi parlıyor aşkının kahverengi gözlerini yakaladığında dahada güzelleşiyordu.

Onlar birbirlerine bakarken oda kapısı tekrar açıldı. Ve minyon tipli beyaz elbisesi ve uzun kahverengi saçlarıyla adeta parlıyan bu kız önce selam vermiş sonra ayaklanan veliaht prense ilerleyip sarılmıştı. Ondan ayrılıp kahkahalarla 1.ve 2. prense sarılmıştı. Gözdeler *neler oluyor* bakışlarını kızın üstünde gezdirirken kralın "prensesim"  diyerek kızın anlını öpmesini kaçırmak üzereydiler.

Kız sonunda onlara dönüp kocaman gülümsediğinde hyunjin farkında olmadan ona gülümsemişti. Bu kızın ışıldayan gülümsemesi büyüleyiciydi resmen.

En çok şaşırmaları ise kızın onlara karşıda eğilmiş olmasıydı. Onlarda şoku üstlerinden atıp selam verdiklerinde masaya oturmuş yemeklerin servisine başlanmıştı.

Bayan han gözlerin bir saniye gözünü ayırmadığını görünce gülümsemiş ve onlar dönmüştü.

"Kendisi bu sarayın ilk ve tek prensesidir. Bang ah pardon Kim jennie. Önceki yıl Daegu daki Kim krallığına taşındı, kendi prenseslik  haklarının hepsi duruyor ama bu saraydaki bütün haklarını halka dağıttı."

Gözdeler ki özellikle Felix dönüp merakla prensese baktığında güzel kız küçük bir kahkaha atmış ve anlatmaya başlamıştı.

"Veliaht prenses olmak istemediğim için farklı bir krallıktayım. Sonuçta kardeşlerimin benden daha iyi yöneticeklerine eminim. Ben bütün bir toprak bütünlüğünü sağlayacak katılıkta değilim malesef. Bende küçük bir saray yönetiyorum."

Çok tatlıydı yemek boyu herkesin suratındaki tebessümün sahibiydi. Prenses jennie veliaht prensin ablası fakat halk tarafına asla gösterilmemişti bunu kraliçe istememişti. Prenseste büyüdükçe kendinin farkına varmış Kim krallığında ki en yakın arkadaşı jisoo nun yanına gittiği bir seferde karar vermiş büyük saraya geri döndüğünde babası ile konuşarak Daegu daki Kim krallığına geri dönmüştü.

Jisoo ile arkadaş olmadıklarını sonra sonra anlamışlardı ama bu bir sırdı. Özellikle annesinden saklanan bir sır.

Herşey bittiğinde jennie hepsine sarılmış ve yasak koridorlar daki odasına yönelmişti. Herkes kendi dairelerine dağıldığı da haneul hyunjin uyumadan onu tekrar hazırlamış Eun woo ya teslim etmiş oda onu kapının önüne koymuştu.

Prensin o gece onu neden çağırdığını bilmesede ilerleyen dakikalarda birlikte kitap okumuş her birbirlerine daldıklarında yakınlaşmışlardı. Veliaht prens sonraki iki gün içinde taç giyecekti. Tabi onunla beraber kardeşleride.

Gecenin sonu çok geç olsada minik öpücükler ve birbirlerinin kollarında uyuya kalmayla bitmişti. Ki bu zor uyuyan veliaht prens için gerçekten şaşırtıcı bir durumdu.

value | hyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin