Çok farklıydı. Üç gözdenin yaşadıkları fazlası ile farklı ve güzeldi. Biri hamile diğer ikisi ise bebekleriyle bütün gün uğşar içerisindeydiler. Tabi öbür yandan prensler ve kral ın halleri onları gülme krizlerine sokucak durumdaydı.
Byul prens seo nun kucağına geçtiği gibi ağlamaya başlıyordu ve bir süre sonra gına gelen prensimizde "neden ama babacım" diyerek ağlamaya başlamıştı. Sonrasında yaşanan facia ise çok daha komikti. Felix prense yaklaştıkça Byul sanki hissedip uyanıyor yada çığlığı basıp ağlamaya başlıyordu. Eğer felix in kucağındaysa prensi küçük ayaklarıyla itmeye uğraşıyor asla Felix e yaklaştırmıyordu.
Akira ise. O çok ayrı bir kafaydı. Yıldızlara bakmadan uyumuyordu. Eğer beşiği cam kenarında değilse bütün gece ağlama kapasitesi vardı. Hyunjin kral a yaklaşmış yada Chan hyunjin e sarılmış öpmüş umurunda değildi. Onlar sarıldıkça aksine bakıp ağzını yüzünü eğerek gülümsemeye çalışıyordu. Tabi onun bu halleride kralı ve gözdesini fazlası ile güldürüyordu.
Akira fazla sakin bir bebekti ve başlarda bu hyunjin i çok korkutmuştu. Gece kalkıp nefeslerini kontrol etmesi gerekiyordu çünkü uyandığında ağlamıyordu. Korkmadığı veya acıkmadığı sürece ağlamayı tercih etmeyen bir bebekti. Ve gözleri bazen korkutabiliyordu insanı.
Akira tıpkı Chan gibi gri gözlere sahipti ve bunlar mum ışığı izlerken kırmızıya dönebiliyordu. ve Akira yıldız izlemeyi sevdiği kadar bulduğu tüm mumları izlemeyide seviyordu. Tabi kral asla oğlunu kucağından düşürmüyor sürekli balkondan sabahları ağaçları dağları akşamları yıldızları ayı gösteriyordu. Küçük prens anlamasa bile hyunjin gelmeden önceki yada geldikten sonra yaşadıkları masal gibi anlatıyordu.
Chan kollarında uyuyan gözdesini uyandırmamaya özen göstererek saçlarını öpmüş kalkıp hamamı hazırlatmıştı. Bu üç ayda değişmeyen tek şey sarayın garip işleriydi herhalde. Hala toprakları üç kardeş olarak yönetiyorlardı ve hayatı beklediğinden daha güzel geçiyordu. Sıkıcı yönetim işleri dışında.
Sıkıcı işlerinin en güzel yanı ise istediği an güzel cariyesi hyunjin i düşünüp mutlu olabilmesiydi. Hyunjin onun kaçışıydı, saklandığı tek sakin limandı.
Hyunjin gelene kadar odasından geri çevirdiği cariyeler onun için normaldi ama hyunjin herşeyi değiştirmişti resmen. O asla yanından ayrılmasın istiyordu başlarda sürekli yanında kalsın saçlarıyla oynasın, kucağından hiç inmesin. Sonra aşık olduğunu anladı. Öptü onu ay ışığında. Bir mum ışığında ruhlarını ve bedenlerini bağladı, her anını görmek için gözlerini ondan ayırmadı. Ayıramadı daha doğrusu. Onun güzelliğine her bakışında dahada tutuldu. Ama en istediği zamana yetişemedi işte. Elini tutamadı güzelinin. Unutması gerekiyordu aslında sonuçta ikiside iyiydi ve sağlıklıydı.4 aylık tatlış bir bebekleri vardı şimdi. Ve bunu düşünmek bile onu rahatlatıyor artı olarak deli gibi mutlu ediyordu.
Kendi dairesinde olan hamamda sıcak su kaslarını gevşetirken cariyesinin suya giriş sesini bile duyamamıştı.
Hyunjin sıcak suda prensine sarılmış anca kendi sıcaklığını göstererek fark ettirmişti kendini.
Bu sabahları özeldi çünkü Akira haneul deydi. Akşam hyunjin in dairesinde camdan bakarken uyumuştu ve hyunjinde bunu fırsat bilerek hemen kralın yanına koşmuştu.
Chan güzel cariyesinin ince beline kolunu dolayıp saçlarını arkaya attı. Hafif karanlık hamam da buharların içinde okadar güzeldiki gözdesi. Zaten her bakışında aşık olduğu cariyesiyle her an başı dertteydi.
Chan yavaşça elinin altındaki beli kavrayıp kucağına çekti ve dudaklarını önüne serilmiş boyna bastırdı. Hyunjinin küçük sızlanması duvarlara çarpıp kulaklarına tekrar dolmuş onun hazzı ile küçükçe ısırmaya başlamıştı.
Hyunjin hoşuna giden hareketlerle boynunu daha çok açmaya çalışırken içerden gelen kapı sesini duymak ikisi içinde çok zordu.
Chan biraz daha ilerleyip hyunjin in köprücük kemiklerine kelebek öpücükleri dizdi, yine her dokunuşunu özenle gösterdi. Tam tekrar önündeki beyaz tene dişlerini geçiricekken o çalan kapıyı duymuştu.
Teninde hissedemediği nefesle hyunjin gözlerini açmış ısırdığı dudağını serbest bırakmıştı. O küçük mızıltılarla Chan a sarılırken. Kral gülüp kucağındaki güzel gözdesiyle sudan çıkmıştı. Önce havlusunu güzelce ona sarmış kendide beline dolayarak dairesine girdiğinde kucağındaki Akira yı tutmaya çalışan harem ağasını görmek önce gözdesini sonra kendini güldürmüştü.
Hyunjin Chan in yanında lacivert takımını giydi belindeki tül kemeri bağlıycakken ensesinde hissettiği nefes ellerinin arasından kurdeliyo aldı ve kendi bağladı.
Bu gün gözdesi ve kral arasında tensel bir çekim vardı. Sürekli birbirlerin bir santim ötesinde olmak için yanıyorlardı.
O çekimden azıcıkken kendini kurtarıp harem ağasının saçlarına asılmaya çalışan oğlunu kucağına aldığında biraz sıcak olduğunu hissetmişti hyunjin.
Anlına dudaklarına bastırdığı da ise daha emin olmuştu biraz fazla sıcaktı Akira.
Chan a birşey belli edip onu telaşlandırmak istemediği için hemen dudaklarını yanağına bastırıp selamını vermiş daireden çıktığı gibi hekimlerin odasına yönelmişti. Bu arada akiranın küçük ağlama öncesi sesleri kulağına geliyordu.
Odanın kapısına geldiği gibi Minho ile karşılaşmıştı ki o yataktan kalkamıycak durumdaydı son bir haftadır.
"Minho ne yapıyorsun burda?"
Sorusuna kalmadan Minho karnını tutup akirayı korkutmamak için küçük bir inleme bırakmıştı.
Hyunjin az çok birşeyler olduğunu anladığında akirayı bir koluyla tutumuş öbür kolunuda minhoyu tutmaya uğraştırmış hekimin kapısına ayağıyla vurmuştu.
Açılan kapı ve minhonun içeri alınması birkaç saniye sürmüş Akira hyunjin in kucağında muayene edilmişti.
Çokta sakin duruyordu her zamanki gibi. Küçük bir bitkisel karşım hazırlandı ve o ara minhonunda sadece yaklaşan doğumdan ötürü gelen sancıları olduğu anlaşıldı.
Tabi sonrası çok daha garipti. Resmen kapıya tekme atarak giren Prnes han yüzünden ağlıyan Akira. Onu susturmak için hyunjin koridora çıktığında önünden koşup bağırarak geçen bir Felix.
"TUTMAYI ÖĞRENİN PRENSİM ALIŞIR O AĞLAMAZ NOLUR TUTUN!"
Ve hemen onun arkasında Byul u öne doğru uzatmış ağlayarak koşan prens seo. Boş boş koridora bakmasına sonrada kafasını akiraya çevirmesini sağlamıştı.
Nitekim böyle kaos ortasında yaşayan bir sarayda bile küçük prens tekrar uyuyabilmişti. Ama daha gün bitmemişti kaç kez uyanıcaktı bakalım? Yada seo ailesi kaç tur daha atıcaktı sarayda?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
value | hyunchan
Novela JuvenilDönemin en güzel olanlarından hyunjin sevdiği prens tarafından Kore'nin veliaht prensine hediye edilir. Mpreg