''İyi geceler, yarın görüşürüz. İyi geceler, evet... eğlenceliydi. Görüşürüz!'' Jaehyun ve Johnny ellerini sallayarak arkadaşlarının biraz yürüyerek ilerlemelerini izlemişler, ardından Johnny'nin kapısını açtığı arabaya binmişlerdi. Jaehyun kendini hemen koltuğa atarken Johnny koltuğunu düzeltip aynayı kontrol etmiş, ardından kemerini takıp Jaehyun'a dönmüştü.
''Kemerini takmalısın... iyi misin?'' Jaehyun kafasını iki yana sallayıp oturduğu yerde doğrulduğunda Johnny arka koltuğa eğilmiş, her zaman bulundurduğu su şişelerinden birini alıp Jaehyun'a uzatmıştı.
''Al bakalım, biraz iç. Sarhoşluğunu biraz azaltır.'' Jaehyun suyu açıp kafasına diktiğinde Johnny onu izlemiş, arabanın camlarını biraz indirmişti. Jaehyun suyu içmeyi bitirdiğinde kapatmaya çalışmış, başaramayıp su şişesini üzerine düşürmüştü. Johnny hızla şişeyi kaldırsa da Jaehyun'un üstü ve araba koltuğu biraz ıslanmıştı.
''Özür dilerim...'' Jaehyun koltuktan arabanın izin verdiği kadarıyla kalkarken Johnny arabanın torpidosundan peçete çıkartmış ve ilk koltuğu silmişti. Ardından Jaehyun'u oturtmuş ve siyah tişörtünü silmişti.
''Tamam, ben çok ıslanmadım.'' Johnny kafa sallayıp arabadan birkaç dakikalığına çıkmış ve ıslanmış peçeteleri çöpe atıp geri binmişti arabaya.
''O zaman kemerini tak ve Taeyong'u almaya gidelim.'' Jaehyun 'Taeyong' lafını duyunca kafa sallamış ve uslu bir şekilde kemerine uzatıp çekmişti, Johnny'nin yardımıyla da takip koltuğa kafasını tekrar attığında Johnny ona bakıp gülümsemişti.
Jaehyun içmesi gerekenden fazlasını içmiş ve çakırkeyif olma planını geride bırakmıştı, Johnny yürürken onu desteklemek ve kendi bedenine yaslamak zorunda kalmıştı ki bu onu hiç rahatsız etmemişti.
Arabayı çalıştırıp yola koyulurken bir eliyle de arabadan Taeyong'u aramış, açmasını beklerken camdan dışarıyı izleyen Jaehyun'u kontrol edip durmuştu.
İçi rahat etmeyince kapıları kilitlemiş, camı biraz daha indirmişti. Jaehyun'un saçları hafif rüzgardan savrulurken ikisinin de yüzünde bir gülümseme belirmişti.
''Alo?'' Jaehyun Johnny'e dönerken Johnny caddeye çıkmaya çalışıyordu, Jaehyun lafa girdi.
''Taeyong biz gidiyoruz... seni almaya.... şeyden-... nereden alacaktık biz seni?'' Taeyong kıkırdayınca Johnny de gülmüştü.
''Evet, Hyunie sarhoş olmuş. Umarım sende sarhoş değilsindir Johnny-ah, başınıza bir bela gelirse ikinizi de geberirim!'' Johnny caddeye çıkmışken Taeyong'a dikkatini verdi.
''Hayır, ben sarhoş değilim. Sadece iki bardak içtim, aynı tembihlediğin gibi.'' Taeyong'un tekrar gülüşü doldurmuştu arrabayı.
''O zaman iyi, tembihlemem işe yaramış. Parti bitmek üzere zaten, istediğiniz gibi gelebilirsiniz. Selam verirsiniz, tanışırsınız, hemen çıkarız.'' Johnny onun dediklerini onaylayıp aramayı sonlandırmıştı.
''Midem bulanıyor, bir yerde durabilir miyiz?'' Johnny arabayı kapalı bir kafenin önüne çekip Jaehyun'un tarafına koşmuş ve kapıyı açıp Jaehyun'u kafenin yanındaki çöpe götürmüştü.
Jaehyun ile biraz orada beklemişler, Jaehyun ona dönünce elini beline koymuştu.
''Hayır, kusamayacağım sanırım.'' Johnny onun saçlarını okşayıp tekrar arabaya bindirdi, yanında bir yetişkinden çok küçük bir çocuk varmış gibi hissediyordu ve bu çok tatlı geliyordu ona.
Ama kardeşi olsaydı aynı olmazdı tabi ki, Mark bir keresinde Johnny'i arayıp onu almasını istemiş, arabadan inip gerçekten midesini dışarı çıkartmış ve Johnny bu kadar içtiği ve kendilerini çağırdığı için yol boyunca azarlamış, ailesine söyleyip iki hafta telefon cezası koydurtmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Three Men One Love JohnJaeYong
FanfictionYıllardır evli çiftin ilişkileri karşılarına taşınan komşularıyla daha da güzelleşmeye başlar. Çünkü birbirlerini anlamak için konuşmalarına gerek yoktur, Johnny onların arzularını görebilmektedir.