Three Men One Love JohnJaeYong

Hızlı Gelen Final

Johnny duyduklarını sindirebildikten sonra gülümsedi, bu öyle bir gülümsemeydi ki, Jeno şaşkınlıkla Johnny'i izlemişti.

Johnny Jaehyun'un yüzünü kavrayıp, dudaklarını birleştirirken Jeno kafasını yana çevirdi, ardından mırıldandı.

''Artık acaba kaldırsan da ilerlemeye mi başlasak?'' Johnny kafa salladıktan sonra Jaehyun'un beline kolunu sarıp kaldırdı.

''Sen önden ilerle, biz geliyoruz.'' Jeno kafa sallayıp ilerlemeye başladı, biraz kafası dönüyordu ama büyük bir şey değildi.

Binaya ilerlediklerinde Jeno bina kapısını da açmış, kendi evine ulaştıktan sonra ikiliyi asansörde yalnız bırakmıştı.

''Sen beni çok mu özledin?'' Jaehyun kafa sallayıp dudağını büzünce Johnny onu asansör duvarına yaslayıp, durma düğmesine bastı.

Jaehyun dilini çıkartıp, Johnny'nin dudağına değdirince Johnny dudaklarını birleştirmiş, Jaehyun'un dilini olabildiğince çekiştirmeye başladı.

Boynuna ellerini koyup, kendine çekerken Jaehyun da onun sırtına ellerini koydu.

''Uzun süre öpüşmeden sonra, Johnny'nin dudakları Jaehyun'un boynuna kadar inmiş, kendini zorla durdurup bebeğinin yüzüne bakmıştı.

''Jaehyun bana bak, bir daha saçma sapan kıskançlık krizlerine girecek misin?'' Jaehyun dolu gözleriyle ona baktıktan sonra kafasını iki ayna salladı, içkiden dolayı küçük, mızıkçı bir bebeği andırıyordu.

''Peki bir daha Taeyong ve beni üzecek misin? Benden ayrılmak isteyecek misin?''

''Bana yeterli ilgiyi göstereceksen yapmam!'' Johnny kaşlarını kaldırınca Jaehyun ellerini önünde birleştirip fısıldadı.

''Tamam, bir daha yapmayacağım. Ama- ama sende o çocuktan ayrıl! Ben ve Taeyong o çocuktan daha güzeliz!'' Johnny gülmeye başladı.

''Sana bir sır vereceğim, o çocuk benim sadece arkadaşım, ben seni kandırdım.'' Jaehyun şaşkınlıkla açılan ağzıyla johnny'e bakınca Johnny sırıttı.

''Şimdi eve gidiyoruz, sessizce ve gizlice eve giriyoruz. Ardından Taeyong ve ben sana güzel bir ceza veriyoruz, tamam mı?'' Jaehyun kafa sallayınca Johnny asansörü tekrar çalıştırdı ve evin kapısına ulaşınca Taeyong'u aradı, ailesi hala evdeydi ve onları uyandırmak istemezdi.

Taeyong Johnny'yi dinledikten sonra gizlice odasından çıkmış, anne ve babasının dikkatini çekmeden kapıyı araladı.

Johnny düz duramayan Jaehyun'u içeri sokup, saçma sapan Taeyong'a mırıldanmaya başlayan Jaehyun'un ağzını kapatıp yatak odasına girdi. Jaehyun'u yatağa attıktan sonra ceketini çıkarttı ve yatak odasının kapısını kilitledikten sonra kollarını bağlayıp onları izleyen Taeyong'a sarıldı.

''Gerçekten beni kandırıp içmeye mi gitmiş?''

''Sorun değil, benden özür diledi.'' Taeyong gülümsedi.

''Gerçekten mi?''

''Gerçekten ama bu ona ceza veremeyeceğimiz anlamına gelmiyor, değil mi?'' Taeyong sırıttı kocaman.

''Jaehyun çok ses çıkartır, sarhoş şuan.'' Johnny gülümsedi.

''Daha da eğlenceli olmaz mı?'' Taeyong kafa sallayıp yatağa çıktı ve Jaehyun'un ceketini çıkarttı.

Taeyong kocasının dudaklarını öpmeye başlarken, Johnny onun pantolonunu çıkarttı.

''Taeyong.'' Taeyong johnny'e baktı.

''Gel, ikili gireceğiz.'' Taeyong şaşkınlıkla mırıldandı.

''Bu çok olmaz mı? Ya canı çok acırsa?'' Johnny gülümsedi.

''Bol kayganlaştırıcı kullanırız, canı acır ama sevecektir.'' Taeyong kafa sallayıp, soyunduktan sonra Johnny'nin kucağına oturdu ve onları kısık gözlerle izleyen Jaehyun'u ters çevirdiler.

''Zor olacak.''

İlk organı küçük olduğu için Taeyong girmiş, biraz hareket edip Jaehyun'u kışkırtmıştı.

''Acımıyor.'' Jaehyun'un dediğine Taeyong derin bir nefes aldı.

''Bu bir hakeret mi?'' Johnny kıkırdadı.

Johnny Jaehyun'un küçük deliğine girdikten sonra Jaehyun bağırmaya başlamış, ikili onun ağzını yavaşça kapatmıştı.

İkili hareket etmeye başlarken Jaehyun ağlıyordu.

Johnny hızlandığında Taeyong'un belini kavradı, bacakları çarpışıyordu ve Taeyong yorulmaya başlamıştı.

Jaehyun inlemeye devam ederken mırıldandı.

''Bo-boşaldım, boşaldım!'' Johnny devam ederken Taeyong da rahatlamış, en son Johnny boşalmıştı.

''Bende istiyorum!'' Jaehyun söylediğinde Johnny onu düzeltti.

''Ne istiyorsun?'' Jaehyun sırıttı.

''Seni sürmek istiyorum.'' Johnny Jaehyun'u kucağına alırken gülüyorlardı.

Kapı gürültüyle açıldığında üçlü hala sevişiyordu, ev bir anda gürültüyle dolmuştu.

''Hyung Jisung beni öptü!''

''Yan-yanlışlıklaydı!''

Onlar o gün, sabaha kadar seviştiler gürültüleri ve bağırışları umursamadan.

Gelecek her günlerinde yapacakları gibi.