Jeno dikkat çekmeden kafa sallayıp uzaklaştı Johnny'den. Johnny de bu arada Jaehyun ve Taeyong'a ilerlemişti, Jaehyun'un çekingen bakışlarını üzerinde hissedebiliyordu ve bu onun kahkahalarla gülme isteğini tetikliyordu.
''Mark niye öyle çekip gitti bir anda?'' Taeyong'un sorusuna omuz silkti, bu özel kardeşlik sınırları içerisindeydi.
''Yoruldu galiba, ben gidip ona bakarım şimdi. Yarınki pikniğe kesin geliyorsunuz, değil mi?'' Jaehyun kafa salladı, Taeyong da gülümsedi.
''Gelirim ama madem pikniğe gidiyoruz, ben çocukların tanıdığı arkadaşlarımı da çağıracağım. Daha çok kişi, daha çok eğlence. Hem sen arkadaşlarımla tanışmış olursun.'' Johnny kafa salladı ve son defa arkasına baktı.
Çocuklar kendi hallerindeydi.
''Ben eve gideyim, terim soğumasın. Yarın görüşürüz o zaman.'' Johnny çiftleri baş başa bırakıp binaya ilerlemeye başladı, Jaehyun da bu arada Taeyong'a Jaemin ve Renjun ile konuşması gerektiğini anlatıyordu.
Evin şifresini girip içeri girerken kardeşinin nerede olduğunu anlamaya çalıştı, ama inadına yapılmış gibi hiçbir ses yoktu.
''Mark neredesin?''
''Kıyafetlerimi hazırlıyorum, banyoya gireceğim.'' Johnny kafa salladı.
''Girmeden bekle, seninle biraz konuşmak istiyorum.'' kardeşinin odasının kapısını açıp içeri girdi ve dolabın önündeki kardeşini tutup çömeldiği yerden kaldırdı. Yatağa oturtup karşısına geçti ve aşağı sabitlediği bakışlarını görmeye çalıştı.
''Özür dilerim, buraya taşındığından beri seninle ilgilenmedim. Kabul ediyorum, biraz şerefsizce davrandım.'' mark kafasını iki yana salladı.
''Ben sen beni gönderince sinirlendim, senin suçun yoktu.''
''Hayır, vardı.'' Johnny kardeşine eğilip sıkıca sarıldı, aldığı karşılıkla içindeki baskıyı azaltmıştı ama Jaehyun'a yakınlaşmasını ona sormayacaktı. O zaten onların istemedği bir şeyi zorla yaptıracak değildi.
''Tamam, şimdi git hemen duş al, terin soğumasın üzerinde.'' Mark kafa sallayıp seçtiği kıyafetlerini eline almış ve odadan banyoya gitmek için çıkmıştı.
''Hamburger mi söyleyeyim yemek mi?''
''Fark etmez.'' Johnny telefonunu eline alırken gelen mesajla gülümsedi. Jaehyun yarın saat on birde gitmeyi düşündüklerini ve iki araba hazırladıklarını bildiriyor, aynı zamanda onların kendi arabalarıyla gidip gitmeyeceğini soruyordu.
Johnny kendi arabasını alacaktı tabi ki. Bunu bildirdikten sonra evin yakınlarındaki yerlerden yemek sipariş etti, kardeşini iyice doyurmak istiyordu.
Mark kafasındaki havluyla çıkıp odasına ilerlerken Johnny onu fark ettive odasına gitmeden durdurdu.
''Burada bekler misin? Yemekler gelecek, onlar gelirken ben duşa gireceğim. Parayı hazırladım, kapının yanındaki ayakkabılıkta.'' Mark kafa sallayıp odasına girmiş, gitarını alıp salona girmişti. Johnny gözden kaybolduktan kısa süre sonra kapı çaldığında gitarını bırakıp kapıya gitti ve paarayı avucuna skıştırıp kapıyı açtı ama karşısında kurye yerine Jisung'u buldu.
''Jisung?'' jisung gülümsedi.
''Hyung annem yeni komşular ve yeni arkadaşım olduğu için çok sevindi, bu yüzden bu tabağı yolladı. Ortadaki tabak Çin yemeği, Renjun hyung gönderdi, en sağdaki ise Taeyong hyung verdi, onlara geçiyordum da.'' tepsideki yemekleri saydığında Mark tepsideki tabakları yavaşça alıp masaya braktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Three Men One Love JohnJaeYong
FanfictionYıllardır evli çiftin ilişkileri karşılarına taşınan komşularıyla daha da güzelleşmeye başlar. Çünkü birbirlerini anlamak için konuşmalarına gerek yoktur, Johnny onların arzularını görebilmektedir.