16

84 13 17
                                    

" Diana!"

Bex merdivenlerden inerken bağırınca göz devirdim.

" Sarı mı kırmızı mı?"

Elbiselere baktım.

" Sarı. Neden?"
" Randevum var."

Kafamı salladım ve elimdeki elmadan büyük ısırık aldım.
Yukarı çıkacakken aklına bir şey gelmiş olmalı ki tekrar bana döndü.

" Beni sen bırakacaksın."

Kafamı salladım ve mutfağa girdim.
Elmanın çöpünü attım ve dolabı açtım.
İstediğim şeyi göremeyince kaşlarımı çattım.

" Bex! A grubunu bitirdin mi?! "
" Bir tane kalmıştı!"

Üst kattan ses gelince göz devirdim ve sinirle dolabı kapattım.
Tekrar Bex'e bağırdım.

" Ben dışarı çıkıyorum! On dakikaya gelirim!"
" Öldürme!"

Göz devirdim ve evden çıktım.
Sokakta ilerlerken sonunda istediğimi bulmuştum.

Omuz atıp dengesini bozdum.
Sonra hızla konuştum.

" Üzgünüm."

Çocuk bir şey söyleyecekken göz teması kurdum.

" Benimle gel ve sesini çıkarma. "

Çocuğun kolundan tutarak ara sokağa çektim.
Dişlerim çıkardım.
Dişlerimi boynuna geçireceğim sırada biri seslenmişti.

" Daisy?"
" Theo?"

Theo yanıma gelirken yine konuştu.

" Ne yapıyorsun?"

Göz devirdim.

" Ne yapıyot gibi görünüyorum? "
" Kendine başka birini bulmalısın."

Yine göz devirip elimdeki çocuğu Theo'ya ittim.

" Bana A grubu bulacaksın."

Theo kafasını salladıktan sonra çocukla göz teması kurdu.

" Bunu yapmayacağıma söz vermiştim biliyorum... "

Derin nefes alınca yapamayacağını anladım.
Theo'yu ittim ve çocukla ben göz teması kurdum.

" Burada olanları unut. Beni ve sana söylediğim her şeyi unut. Sadece buradan geçiyordun."

Theo'ya baktıktan sonra hızla evin önüne geldim.
Bex çıkınca onu süzdüm.

" Çok güzel olmuşsun, her zaman ki gibi. Gidelim mi?"

Bıkkınca konuşunca Bex sırıttı ve arabaya bindi.
Bende şoför koltuğuna geçtim ve arabayı çalıştırdım.

" Buluşacağın kişinin ismi ne? "
" Peter."

Kaşlarımı çattım.

" Soyadı?"

Bex biraz düşündü.

" Bilmiyorum, sormadım. "

Söylediği yere gelince inmesini bekledim.
Bana döndü.

" Akşam eve gelmeyebilirim."
" Beş yaşında çocuk değilim."

Bex gülünce yanağına küçük bir öpücük kondurdum.
Arabadan inince içeri girmesini izledim.

İçeri girince bende arabayı sürmeye başladım.
Derek bir şekilde kendini affettirmişti ve Freedom Trail'de buluşmayı teklif etmişti.

18. Yüzyıldaki açılışta bulunduğumu söylemedim tabii ki.
Arabayı park ettim.
Arkamda biri olduğunu hissedince durdum.
Arkamı döndüğümde gördüğüm kişi ile durdum.

" Merhaba Tribrid."

New York Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin