Siz Sirayet'e, Sırt Sırta'ya bölüm beklersiniz ama Elif çoktan bitmiş kitabına bonus bölüm yazar... Ama ne yapayım, kocaman Kurtuluş ailesini istedim. Enjoy :)
''Anne babam izin vermedi yine!''
Karaca alt kattan Seyhan'ın ona seslendiğini duyup gözlerini devirdi ve seslice ofladı. Okulların tatil olması ve Deva'nın da Ankara'daki üniversitesinden onların yanına geri dönmesiyle ev oldukça kalabalık bir hal almıştı yeniden.
Karaca oturduğu makyaj masasında saçlarını taramaya devam ederken zaten açık olan kapı tıklatıldı.
''Anne?''
Deva'nın sesiyle gülümsedi ama gözlerini aynadan ayırmadı Karaca.
''Aşağısı bir savaş alanıysa baştan söyle, hiç çekecek halim yok.'' dedi kızına dönüp. Deva ıslık çalarak annesine yaklaşınca Karaca yanına gelmesi için elini uzattı gülerek.
''Seyhan dışarı çıkmak istiyor, babam da izin vermiyor. Gidebilmesi için yanına Barış'ın da gelme şartını koştu.''
Karaca yanıt veremeden tekrar aşağıdan yükselen seslerle oflayarak ayağa kalktı.
''Bir dahaki gidişinde beni de götürür müsün?'' dedi kızının kollarını tutup. Deva kahkaha atıp kafasını salladı.
''Eski günleri mi özledin?'' dedi kendi küçüklüğünü kast ederek.
''O kadar da söyledim sana, ama inat ettin okumaya Ankara'ya gittin... Hem kendin de diyorsun Adana nere, Ankara nere. Üşürsün annecim sen orada.'' dedi Karaca kızını hala küçücük bir çocukmuş gibi yanaklarını severken. Deva gözlerini devirip annesinin ellerinden kaçtı.
''Anne üç yıldır oradayım, zaten merak etme. Bitince döneceğim buraya.''
''Karaca! Gelip kızına laf anlatır mısın? Beni delirtmek üzere çünkü!''
Azer'in de bağırmasıyla Karaca oflayarak merdivenlerden indi. Arkasında da Deva vardı. Salonun girişine baktıklarında Seyhan'ın hala ısrarla bir şeyler anlattığını, Kadir ve Barış'ın dışarıda top oynadıklarını, Azer'inse kızı sanki ona anlatmıyormuş gibi elindeki gazeteyi okuduğunu gördü.
''Anne, nolur yardım et ya!'' dedi Seyhan hemen annesine dönüp. Karaca iç çekip Azer'in yanına yürüdü ve karşısında durup kaldırdığı gazetesini tıklattı parmağıyla.
''Azer bey?''
Azer gazeteyi indirip karısını görünce gülümsedi.
''Güzelim, ben diyorum ki akşam hep beraber mangal yapalım. Kızım da geldi hem.'' dedi sonra Deva'ya göz kırpıp. Karaca ağzını açıp şaşkınlıkla ona baktı.
''Azer Seyhan'ın sesini yukarıdan duyuyorum, dışarı çıkmak istiyor arkadaşlarıyla. Dinlemiyor musun?''
Azer dudaklarını büktü.
''Dışarı çıkmak istiyor, evet. Ama bu çıkacağı anlamına gelmiyor Karaca.'' dedi rahat bir tavırla. Seyhan seslice oflarken Azer bu sefer ters bakışlarla küçük kızına baktı.
''Konu kapandı diyorsam kapandı Seyhan. Yeter.'' dedi sert bir şekilde.
''Annecim, sizin planınız ne bu akşam?'' dedi Karaca Azer'in yanına kendini atıp. Azer şaşkınlıkla ona dönse de, bu sefer görmezden gelme sırası Karaca'daydı.
''Anne, bütün kızlar yeni açılan kafeye gideceğiz işte. Alkol satılmıyor bile zaten, oturup sohbet edeceğiz sadece!''
''Kaçta gideceksiniz?'' dedi Karaca bir yandan saçlarıyla oynayarak.