Havanın sıcaklığından alnındaki teri kolunun tersiyle sildi adam ve yanında duran kadına döndü. Oldukça konsantre bir şekilde bir yola bir navigasyona bakarken kendini tutamayıp konuştu en sonunda.
''Ya olmuyor işte olmuyor! Çek sağa birine soralım.''
Kadın ters bir bakışla ona döndü.
''Etrafına bak bakalım insan var mı canım? Ayrıca navigasyondan daha iyi bilecek halleri yok herhalde.''
Adam gözlerini devirdi.
''Ha çünkü sen bulabiliyorsun yolu, o yüzden üç saattir daire çiziyoruz.''
Kadın sinirle yanıt verecekti ki arkalarındaki kız konuştu.
''Şuradan sağa mı dönsek, sanki oradan yol var gibi.''
Arabayı kullanan kadın bu fikri beğenmiş olacak ki söylendiği yere saptı. Doğru yola vardıklarını fark edince keyifle güldü.
''Evet! Bakın görüyor musunuz köprüyü?'' Kadının heyecanla arabayı da hızlandırmasıyla, yanında duran adam gerilip arkasındakilere döndü.
''Genç yaşımızda öleceğiz yemin ediyorum.''
''Ablanla doğru konuş!'' dedi kadın gözünü yoldan ayırmadan. Adam gülüp kafasını salladı.
''Ablacım, hayır zaten tutturdun Hatay da Hatay diye. Ya annemleri Maldivler'e tatile yollayıp bizi Hatay'a götürmek nedir? Hem senin nişanlın yok mu, onunla gezseydin ya!''
Kadir'in söylenmelerine daha fazla dayanamayan Deva gözlerini devirdi ve arabayı köprünün başında durdurdu.
''Ailecek vakit geçiriyoruz işte Kadir, daha ne? Hem tek söylenen sensin.'' dedi ve arkasına dönüp Seyhan ve Barış'a baktı.
''Sizin bir şikayetiniz var mı?''
Seyhan kafasını sallarken Barış dudaklarını büktü.
''Yani, abimle ortamlara akıyor da olabilirdik ama...''
Deva küfretmemek için gözlerini devirirken arabadan inmeleri için işaret etti. Hepsi hafifçe gülerek söylenirken arabadan inip ablalarına baktılar.
''Bu köprü mü?'' dedi Seyhan dikkatle köprüye bakarken. Deva kafasını sallayıp Kadir'e baktı.
''Hiç hatırlamıyor musun sahiden?''
''E abla kaç yaşındaydım ben, üç falandım herhalde, değil mi?'' dedi kafasını iki yana sallayıp. Deva da onu onaylar gibi bir ses çıkarttı. Birlikte taş köprüde yürürlerken Seyhan ablasının koluna girip başını omzuna yasladı.
''Annem de baya romantikmiş yani. Şimdi bir düşününce, güzel plan yapmış zamanında.''
Deva gülerek kardeşini onayladı. O sırada kendisi 8, Kadir 3 yaşındaydı. Anne ve babasının aşkına hayranlık duyarak büyümüştü Deva. Bir zamanlar en sevdiği masal nasıl onların hikayesiyse, masal dinleme yaşını geçtiğinde onlara anlattırdıkları gerçek hikayelerine dönüşmüştü. Bolca trajedi ve acı içeriyordu hikayeleri, ama başarmışlardı. Hiçbir zorluğa rağmen aşkları bitmemişti. Karaca ve Azer, kendi hikayelerini kızlarına anlattıkları gibi diğer çocuklarına da anlatıyorlardı ama geçmişi bilmiyordu çocukların hiçbiri, Deva hariç. Annesinin, Seyhan ve Barış'a hamile olduğunu söylediği yerin neden Asi Nehri'nin üzerindeki, şehirden uzak bir taş köprüde olduğunu da bir o biliyordu mesela.