Bonus Bölüm 7

627 50 68
                                    

Ceren beybi bir fikirle geldi, bir de önceki bölümde yeni bölüm istendiğine dair yorum gelmişti @Bizimkiz061 tarafından. Bilenler bilir ben yorumlardan gaz alan bir yazarım, o sebeple yorumu görünce niyetim olmasa da yazmaya karar verdim. Beğenirsiniz umarım bebekler. Öpüldünüz.


Karaca piknik sepetinden çıkarttıklarını Deva'nın yere serdiği örtünün üzerine yerleştirirken çaktırmadan Azer'e bakışlar atıyordu. Azer yolda durup top almıştı, voleybol oynamaları için. Bunu yapmasının sebebi de, Deva'nın daha önce hiç oynamadığını öğrenmesiydi.

Adana'ya yerleşeli kısa zaman olmuştu, evin işleri hala devam ediyordu ve üç gündür evde sürekli oflamasından dolayı Azer ufak bir kaçamağın şart olduğuna ikna etmişti karısı ve kızını. Piknik yapmaya bir dere kenarına gelmişlerdi. 

"Babacım, gel bakalım buraya." dedi Azer topu elinde sallayıp. Deva annesine yardım etmeyi saliseler içinde bırakıp Azer'e koşarken Karaca yalnızca gülümsedi kızının arkasından. 

"Şimdi, sana en basit hareketleri gösteriyorum. Tamam mı?" dedi ve Deva'ya önce parmak bas ve sonra manşet yapmayı göstermeye başladı. Karaca olduğu yerde bağdaş kurup ikisini izlemeye başlamıştı ki, Azer tek kaşını kaldırıp ona döndü.

"E sen izlemeye mi geldin?" dediğinde Karaca kafasını iki yana salladı.

"Helak oldum iki gündür. Bana dokunmayın." dedi ellerini havaya kaldırıp. Ama bu cümlesi iki inatçı Kurtuluş'u da ikna etmeye yetmemişti. Azer ve Deva aynı anda yanına koşup ikna turlarına başlayınca Karaca direnmenin anlamsız olduğuna karar kılıp ayağa kalktı. Deva zaten küçük boyuyla pek de başarılı olmadan oynuyordu ama bunun hiçbir önemi yoktu. Kızı kahkahalar atıyor ve eğleniyordu ki bu Karaca'nın da sırıtması için yeterliydi.

Yaptığı her yanlış harekette yalnızca nasıl daha iyisini yapabileceğini gösteren ve her doğru yaptığı harekette onu alkışlayan bir babası vardı. Azer Kurtuluş gerçekten iyi bir babaydı şimdiden ve yıllar geçtikçe Deva'yla aralarındaki bağın bozulamaz hale geleceğine emindi.

"Ohoo annesi daldın gittin. E kızımın attığı top düştü yere!" dedi Azer yalandan kızarak. Karaca kızına göz kırpıp öpücük yollarken kendi eline alıp attı topu. Bilerek Azer'e doğru sert vurunca, top Azer'in omzundan sekip uzağa fırladı.

"Kim kaçırırsa o getirir yalnız." dedi Karaca omuz silkip. Azer ona gözlerini kısıp baktı, ama bir şey demeden topu almak için ilerlediğinde Deva annesine baktı.

"Anne?"

"Efendim canım?"

"Ben voleybolcu olucam!"

Deva'nın coşku dolu tavrına bir şey diyemeyeceği için yalnızca gülümsedi Karaca.

"Sen ne istiyorsan olabilirsin annecim." dediğinde Deva sevinçle yerinde zıpladı. 

"Babam hep öğretir bana. Çalışır çok iyi olurum, dimi?"

Karaca gülerek kafasını salladı. Kızı tabii ki istediği olabilirdi, onun mutlu olması için de elinden geleni yapardı. 


Bir süre daha top oynadıktan ve Deva'nın kazanmasından sonra (çünkü anne ve babasının sürekli hile yaptığına karar vermişti) birlikte piknik örtüsünde oturuyorlardı. Deva çok sevdiği üzümlerden avuçlayıp yerken Azer ve Karaca oturdukları yerde gülerek onu izliyorlardı. 

"Voleybolcu olacakmış." dedi Karaca Azer'in kulağına eğilip. Adam kaşlarını kaldırıp gülümseyerek ona baktı.

"En iyisini olur." 

DevâHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin