3. Bölüm

899 66 51
                                    

Yaklaşık 5 dakika sonra yere düşürdüğü bıçağını almak için yere eğildiğinde özel bölgesine bir tekme attım ve koşmaya başladım. Kalbim küt küt atıyordu. Bu onu sadece 5-6 saniye oyalamıştı. Peşimden koştuğunu hissedebiliyordum. Eğer bir filmde olsaydım muhtemelen en ara sokaklara kaçardım ama... en korktuğum şey başıma gelmişti. Gidebildiğim en kalabalık yere doğru koşuyordum. İnsan sadece başına geldiğinde anlayabiliyormuş.

"DUR"

"BENİ YALNIZ BIRAK"

"BURAYA GEL KÜÇÜK FAHİŞE"

Tüm gücümle koşmaya devam ederken ara sokağın bittiği yere geldim. Bir ara duraksadım ama daha sonra hemen tüm gücümü toparlayıp bir kaç insanın yanına koştum. O tarafa doğru gittiğimi görünce arkasını döndü ve gitti. Bu neydi şimdi? resmen ben.... ben resmen... Ağlayarak eve koşmaya başladım. Yolda giderken beni durdurup ne olduğunu sormak isteyen bu dünya için çok fazla iyi kalpli bir kaç insanı gördüm ama duramazdım. Neler olduğu şimdi kafama dank ediyordu. Evimizin olduğu sokağa girdiğimi anladığımda içimde en ufak bir rahatlama olmadı. Alacaklı gibi hızlıca kapıyı çaldım. Hadi neredesin be kadın aç aç aç şu kapıyı. Kapı açıldı. Annemin gözünden yine alevler çıkıyordu. Nefes nefese salona geçtim. Maskaram ağlamaktan gözlerimin altına akmıştı.

"Nerelerdeydin bu saate kadar allahın cezası? bu halin ne? Kiminleydin? elalem gecenin bir yarısı seni bir erkekle görse neler der biliyor musun?"

"TECAVÜZE UĞRADIM!"

"Yalancı, kiminleydin?"

"TECAVÜZE UĞRADIM LANET OLSUN YALAN SÖYLEMİYORUM!"

Bana bir tokat attı ve koltuğa ittirdi. Bu kadın benim annem olamazdı. Bu, bu bir kadın olamazdı.

"Son kez soruyorum, kiminledin?"

"NEDEN BİR KEZ OLSUN BANA İNANMIYORSUN NEDEN BİR KEZ OLSUN BANA SARILIP YALANDAN DA OLSA HER ŞEYİN GEÇECEĞİNİ SÖYLEMİYORSUN NEDEN NEDEN! TECAVÜZE UĞRADIM VE KİMSE SESİMİ DAHİ DUYMADI. MUTLU MUSUN?"

"Yettin artık sen, baban çinden geldiğinde yaptığın her şeyi bir bir anlatacağım. Bir daha bana sesini yükseltirsen seni yetimhaneye veririm. Bak çok ciddiyim. Sesini keseceksin."

*ver ver de kurtulayım senden.*

"Sana inanamıyorum, inanmak istemiyorum."

Kendimi odama kapattım ve kapımı kilitledim. Kendimi yatağıma attım ve yastığıma kafamı gömüp çığlık attım. Ağladım, bağırdım. Bir anne nasıl kızına böyle bir durumda inanmazdı? Sadece bu durum değil, diğer yaşadığım hiç bir şeyde bana inanmamış, yalancı demişti. Bana, bana isteğim dışı şeyler yapılmıştı.

Gözlerimden tekrar akan yaşları elimle sildim. Şu anda en çok ihtiyacım olan şey başımı koyacağım bir omuzdu. Yaşadıklarımın bir rüya, kabus olmasını diledim. Ve yatağıma başımı gömdüm. Uyudum.

————————————————

Sabah kendim kalkmıştım. Okulda ne yapacağım hakkında bir fikrim yoktu. O çocuk, onu nereye şikayet edebilirdim ki. Annem bile bana inanmamıştı. Ortalıkta bir video dolanıyordu ve çocuk oldukça varlıklıydı. Bir dava bile açsam kaybeden ben olurdum. Ve u sefer de adım iftiracıya çıkardı. Her şeyi boşvermedim ve içime attım. Odamdan çıkmadan son kez içimi boşaltmak için kafamı yastığa gömdüm ve çığlık attım. Kahvaltı bile yapmadım. Direkt okula yürüdüm.

————————————————

Okulun bahçesine vardığımda Alya, Nino, Adrien ve yanlarında kim olduğunu bilmediğim bir kız dolaşıyorlardı. Yerim çabucak dolmuştu, ve kolay unutulmuştu. Ve onu gördüm. Dünkü çocuk. Göz göze geldik. Bana yaklaştığını fark ettiğim anda geri geri adım attım. Ya aynı şey tekrar olursa?

"Selam, Marinette."

Onun yüzüne dolmuş gözlerimle baktım ve ittim.

"Ne selamı ya?"

Kulağıma yaklaştı ve şunları söyledi;

"Birine anlatacak olursan işini bitiririm."

dedi ve gülümseyerek arkadaşlarının yanına döndü. Korkmuyordum, sadece.. sadece, anlarsınız ya. Değersiz bir çöp gibi hissediyordum. Anlattığım tek kişi bile bana inanmamıştı. O kişi de annemdi.

Omzuma dokunan bir omuz ile deja vu yaşadığımı hissettim ve panikle arkamı döndüm.

"Selam Mari."

Bana hâlâ Mari diyen birisi mi.. Bu kız, bu kız gökten inen bir melek olmalı. Bana sadece yakın arkadaşlarım Mari derdi. Ve Juleka ilk tanıştığımız günden beri bana "Mari" diyordu. Mahçup mahçup yüzüne baktım. Şaşırmıştım da.

"S-selam"

"Sana dün söyleyecektim ama, fırsatım olmadı. Mari, ben sana inanıyorum. O video kesinlikle sahte."

Gözlerim dolmuştu. Kalbim sıkışmıştı ona sıkıca sarıldım. Çok şaşkındım. İlk kez birisi bana inandığını söylüyordu.

"Ben, ne diyeceğimi bilemiyorum. Yanımda olan tek kişi sensin. Ne kadar teşekkür etsem az kalır."

"Zaten aklı olan onun sen olmadığını anlar. Böyle bir video çekecek kişi ortaya çıkacağını bile bile neden çekip yayınlasın ki? of, kimin yaptığını bulmalıyız Mari"

Sonunda anlatmak istediklerimi anlayan bir insan, bir kişi, bir dost, Juleka... hayran hayran ona bakarken konuşmaya devam etti.

"Sınıfta beraber oturalım mı?"

"o-olur."

Beraber sınıfa geçtik. Kendi sıramdan kalktım ve onun yanına geçtim. Bu sırada bizi izleyen Alya ve diğerlerini görmezden geliyordum. Juleka ile kendi aramızda konuşurken onların da kendi aralarında konuştuklarını duyuyordum.

"Hemen bulmuş arkadaş kendine."

"O videodan sonra mı? komik."

"Kızı tanımıyorum ama iğrenç şeyler yaptığını duydum. Şimdi de birisi onunla arkadaş mı oluyor? garip."

Gözlerim onların masasına kaydı. Konuşmaya dahil olmayan tek kişi Adrien'dı. Alya o tarafa baktığımı görünce resmen inadına Adrien'a seslendi.

"Adrien, sen ne düşünüyorsun?"

"Ne hakkında?"

"Şu meşhur video."

"Hiç bir şey."

Alya istediği cevabı alamamıştı. Bana bir bakış attı ve önüne döndü. Adrien neden "Hiç bir şey" demişti ki? Çok utanç verici olduğu için mi demişti yoksa gerçekten de ne düşüneceğini bilmiyor muydu? Belki de o da herkes gibi benden iğreniyordu ama bunu belli etmek istemeyecek kadar nazikti.

————————Bölüm Sonu————————

Ölmek için 13 Sebep -Marinette-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin