Eve vardığımda annem nerede olduğumu sormadı. Ben de odama geçtim ve kendimi yatağıma attım. Bundan sonra daha kötü olacağını biliyordum. Midemde hareketlilik hissettim. Sebebi az çok belliydi. Odamda biraz dolanırken aklıma mektup yazmak geldi. Arkadaşlarıma, pardon eski arkadaşlarıma mektup yazmak... Onlara gönderir miyim bilmiyorum. Ama onlara karşı içimi dökemediğim için bunu kağıt üzerinde yapmak daha mantıklı geldi.
Bir kaç A4 kağıdı aldım ve o an aklıma sonumu getirecek bir fikir gelmişti. Bu her şeyin başlangıcıydı. Son mektuplarımı yazmak.. Hayatımda bir çok kez intihara etmeyi düşünmüş hatta denemiştim. Ama bunların sebebi hep annem yüzündendi. Bu sefer işler çok farklıydı. Ayağa kalktım, aynaya baktım ve kendimle konuşmaya başladım.
"Üzgünüm Marinette, Ben artık dayanamıyorum."
Ellerimi aynaya koydum ve kendime baktım. Beni, şu anda gördüğüm kişiden daha iyi anlayan tek kişi oydu. Ağladım.. bunlar son gözyaşlarım mıydı? Sanmıyorum. Bilgisayarımdan internete girdim ve acısız şekilde ölüm biçimlerini araştırdım. Uykumda ölmek mantıklı gelmişti. Ama biraz da saçmaydı. Öleceksem öldüğümü hissetmeliyim. Uykumda ölürsem kendimi rüyada sanarım ve hiç istediğim gibi olmaz. Her an uyanacağım diye panik olurum.
Ben neler düşünüyordum? Kafamdaki iyi taraf kötü tarafa evden kaçıp yeni bir hayata başlayabileceğimi, kötü taraf da her şeyi sonlandırmak varken neden hayatı seçeceğimi söylüyordu. Belki de haklıydı. Neden her şeyi sonlandırmak varken yeni bir hayatı seçeyim ki. Hiç bir şey eskisi gibi olmayacakken. Olamayacakken.
Biraz internette takıldım. Küçükken en sevdiğim sanal oyunları oynadım. YouTube'da en sevdiğim YouTuber'ları izledim. Gülmeme videoları izledim ve biraz da olsa gülümsedim. Ritüel videoları ile başka evrenlere giden insanların hikayelerini dinledim. Ama hâlâ mutlu hissetmiyordum. Kendimi yatağıma attım ve çığlık attım. Karnımda büyük bir ağrı vardı. Resmen acıdan kıvranıyordum. Odamdaki tuvalete girdim ve kustum. İlacın fazlası gerçekten de zarardı. Kusmuş olsam bile bu karın ağrımı geçirmeye yetmemişti. Hâlâ acılar içerisinde yerde kıvranıyordum. Biraz olsun azalmaya başladığını hissedince rahatladım.
Okulun internet itiraf sitesinde yapılan bazı şeyleri okumaya başladım. Genel olarak herkes benden bahsediyordu. Biraz daha aşağıya indim ve... birisi.. Nasıl? Nasıl olur bu? Orada yalnızdım? Birisi çantama düşük ilacını koyarken fotoğrafımı çekmişti. Hayır! Hayır, hayır, hayır. Ne yapacağım?
Gözüm yorumlara kaydı. Kaymaz olaydı.
Robert: Kimden hamile acaba. Mike senden mi yoksa? :D
Mike: Yok kanka benden değil benim bu kıza param yetmez :D
Elena: Pes artık! inanamıyorum. Müdüre göndereceğim bu fotoğrafı atsın şu sürtüğü okuldan!
Alya: Wtf? Bu kadar da olmaz! Yazıklar olsun bir an düşündüm belki her şey iftiradır diye ama gerçekten de SÜRTÜĞÜN TEKİYMİŞ
Ağlamamak için kendimi sıkarken yorumları okumaya devam ediyordum.
Nino: YOK ARTIK
Emily: Bir fahişeden ne beklersiniz çocuklar?
Chloe: Hey! bunu burada paylaşmanız ne kadar doğru? Size ne özel hayatından?
Ah Chloe, tacize uğradığımı biliyordu. Ve beni savunmuştu. Ama ben artık sadece tek bir insanın bana destek olmasından bıkmıştım. Usanmıştım. Chloe'ye içimden binlerce kez teşekkür ettim ve gözyaşlarıyla son kez bir diğer yoruma baktım.
Anonim996: Kimsenin ne yaşadığını bilemezsiniz pis zihniyetli İNSANLAR
Anonim996 bir kez daha kalbimi kazanmıştı. Ağlayarak ekrana sarıldım. Ben, ben hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim. Derken telefonuma mesajlar gelmeye başladı.
"Naber fahişem benimle de takılmak ister misin?"
"Babası kim lan onun ahahah senin gibi babasız mı yoksa?"
"İğrençsin Marinette sana baktıkça kusasım geliyor"
"SENDEN BEKLERDİM OKULUN ADINI DÜŞÜRMEYE NEDEN HÂLÂ DEVAM EDİYORSUN
"Marinette, ben okul müdürü. Acilen ailenin numarasını bana gönder. Sistemde kayıtlı değil."
"Git ve kendini öldür oksijen israfı"
Telefonu fırlatabildiğim en uzak yere fırlattım ve bağıra bağıra ağladım. Ben bir oksijen israfıydım. Yastığımı kafama bastırabildiğim kadar bastırdım. Nefessiz kalana kadar da devam ettim. Daha sonra kendiliğinden bıraktım. Telefonumu paşa paşa almaya gittiğimde ekranım çatlamış ve çalışmıyordu. Ekranda kalan son şey ise;
"Git ve kendini öldür oksijen israfı"
Tekrar büyük bir sinirle telefonu fırlattım. Masamdaki her şeyi dağıttım ve kendimi yere attım. Artık kararlıydım. Benim bu hayatta yaşamamın bir amacı yoktu. Gelebilecek en kötü şeyler gelmişti başıma. Daha da ne gelebilir ki? diye düşünmek istemiyordum artık. Masamın başına oturdum ve buruşmuş A4 kağıtlarından bir tanesini aldım. Ve üstüne şöyle yazdım.
Alya'ya
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölmek için 13 Sebep -Marinette-
Teen FictionBelki de sadece bir intihardı, belki de bunu yapmak zorundaydı. Peki Marinette Dupain Cheng'i kim öldürdü? Yetişkin içerik bulunmaktadır.