1.3K 74 53
                                    

Çağdan.

Okul bittiği gibi Canerin evine gelmiştim. Dün güzel geçmemiş anladığım kadarıyla. Gitmesi için ısrar eden ben olduğum için de kendimi suçlu hissetmekten alıkoyamıyorum.

"Caner anlatmayacak mısın?"

"Neyi anlatayım? Babam geldi oldu mu? Herkesin içinde yine yaptı yapacağını! İbne dedi bana! İyi para kazanıyor musun dedi! Erkeklerin altına yatmıyor musun diye sordu! Dövdüm bende oldu mu? Rahat ettin mi?"

Sinirle salondan çıkıp odasına girdi. Kapıyı çarparak kapattığında göz yaşlarımı tutamadım. Benim yüzümden olmuştu işte! Israr etmiştim git diye! Ben demesem gitmezdi ve o babası da ona öyle şeyler söyleyemezdi.

Ani sinirle ayağa kalkıp araba anahtarımı kaptığım gibi çıktım. Telefonum cebimde titremeye başladığında Canerin aradığını bildiğim için açmadım. Öylece koltuğa atıp arabayı çalıştırdım. Annesi ile kardeşinin yaşadığı evi daha önce öğrendiğimden direkt oraya gittim.

Derin bir nefes alıp zili çaldım. Bir kaç saniye sonra kardeşi kapıda görünmüştü.

"Hocam ne işiniz var burda? Abime birşey mi oldu yoksa?"

"sakin ol abin iyi... Baban evde mi?"

"Yok gelmez eve pek fazla. Bir sorun mu var?"

Sorusunu görmezden geldim.

"nerdedir peki biliyor musun?"

"kahvededir herhalde, hocam ne olduğunu anlatacak mısınız?"

"ondan sormam gereken bir hesap var da.. Nerde bu kahvehane?"

"caddenin sonunda. Eski bir dükkan zaten anlarsınız sizde."

Kafamı sallayıp arabama bindim. Caddenin sonunda ki eski dükkandı sanırım tarif ettiği yer. Yolun kenarına arabayı park edip indim. Eski kapıdan içeriye girdiğim zaman bir sürü ayyaş girdi göz hizama. Hepsine göz gezdirip elinde çay tepsisi tutan adama ilerledim.

"merhaba"

"hoşgeldin beyim ne istemiştin?"

"ismail diye birini arıyorum buralarda mı?"

"bi tane İsmail var burda, sen şeyimi soruyorsun şu ailesine eziyet çektiren adamı?"

"evet o"

Eli ile arkalarda bir masayı işaret etti.

"bak orda sızmış gene ayyaş herif. Beyim o iyi bir adam değildir dikkatli olun. Ailesine de kök söktürüyordu. Hatta oğlu buna dayanamayıp gitmişti evden. Yazık kızı annesini bırakamadığı için eziyetine katlanmak zorunda kaldı."

"teşekkürler gerisini ben hallederim."

Cüzdanımdan birkaç yüzlük çıkarıp adamın eline verdim.

"aman beyim ne gereği var?"

"olsun al sen bunu lazım olur."

"sağol beyim."

Gösterdiği masaya ilerledim. Adam demeye bin şahit isteyen kişi öylece sızmış uyuyordu. Omzundan dürterek uyandırdım.

"noluyo lan!"

"sen gelsene benle bi"

"hayırdır sen kimsin?"

"oğlunla ilgili konuşucam"

"yine ne halt yedi o piç?"

"gel sen anlatıcam."

Beraber kahvehaneden çıktık. Hemen yan tarafta kuytu bir alan vardı. Ayyaşı oraya sürükleyip yere ittirdim.

"napıyorsun lan sen!"

Yumruk yaptığım elimi yüzüne geçirip yakalarını kavradım.

"birincisi piçte sensin İbne de"

Tekrar yumruk attım.

"ikincisi sen hangi hakla Caner'i döversin lan? Şerefsiz!" kafamı burnuna geçirdiğim zaman yere düşmüştü.

"Sanane lan benim oğlan değil mi? Döverim de satarım da!"

Karnına sayısız tekme atarken bir yandan da konuşuyordum.

"sen bir daha Caner'e annesine veya kardeşine zarar ver o zaman kimse alamaz elimden seni! Anladın mı? Siktir olup gideceksin nereye gidersen! Onların karşısına çıkmayacaksın daha! Anladın mı lan!?"

Yerde iki büklüm olmuş kendini korumaya çalışırken aynı zamanda da yalvarıyordu.

" Tamam tamam dur anladım tamam vurma ç-çıkmam dah-a karşılarına ye-yeter vurma. "

Kendinden geçtiği vakit üzerimi silkeleyip saçlarımı düzelttim. Aradan çıkıp arabama ilerledim. Şerefsiz seni bakalım yine çıkabiliyor musun karşılarına?

Çağdan | bxb | ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin