Kardelen ipekçi
Zelal gittikten yarım saat sonrada arda çıkmıştı evden. Selimin göğsünde öylece uzanıyordum. Arda gittikten sonra selim beni kucağına alıp odasına getirmişti.
Elimi selimin yeni yeni çıkmış sakallarını götürdüm, ve sevmeye başladım. Selim olmasa ben napardım? Bu soru ister istemez kafamın içinde dönüp duruyordu.
"Yavrum keşke hep bu şekilde kalsak." Keşke sevgilim. Keşke hep böyle kalsak. Selim boynumu öptü, ve dudağıma minik bir öpücük kondurdu. Zaten tek yapabildiği bana karşı buydu, çünkü ben istemiyordum. Ona hiç sormamıştım isteyip istemediğini. "Keşke seninle birlikte yaşayabileceğimiz daha güzel anılarımız olsaydı güzelim." Gözlerim doldu, ve selime daha sıkı sıkı sarıldım.
"Seni kaybetmek istemiyorum." Selim çeneme elimi koydu, ve yüzümü parmağıyla kaldırıp yüzlerimizi eşitledi. Gözlerimi öptü.
"Yapma böyle, doldurma gözlerini." Selimin boynuna peş peşe öpücük kondurdum, ve yüzümü selimin boynunda gizledim.
"En çok ne yapmak isterdin miniğim?" Düşündüm, ve aklıma gelen ilk cümleyi sile getirdim.
"Evlenmek, seninle evlenmek isterdim galiba." Selim gülümsedi sonrada yüzümü sevdi.
"Eyer gerçekten de ciddiysen bu isteğini gerçekleştirelim birtanem." Ne? Beynim 1-2 saniye hiçbirşeyi algılamamıştı. Öylece selime bakıyordum.
"Be-ben ciddiyim...yani evet, yani...hadi evlenelim." Şok geçirmem dilimede yansımıştı. Konuşmayı unutmuştum. Yani...pek cümleleri bir araya getirip söyleyemiyordum.
Selim gülmeye başladı, ve bende beline acıtmayan bur dirsek attım.
"Gülme." Uyarıcı sesim selim şahısı tarafından tiye alınmamış olmalı ki, gülüyordu. Susturmak için selimin dudaklarına minik, minik öpücükler kondurmaya başladım. İlişkimizin tek ilerleyebildiği temasta buydu zaten.
Dudaklarımı selimin dudaklarından çektim. Selim put gibi bana bakıyordu. Genellikle hep o öper ama asla karşılık alamazdı, ilk defa ben öpmüştüm..
"Yanlış birşey yapmış gibi hissediyorum." Diye mırıldandım.
"İlk defa beni seni öptün, garip hissetim." Burukça gülümsedim, ve selimin yüzünü sevmeye başladım. "Yapma şunu, illaki cinsel temas mı kurmamız gerekiyor?" Omuz silktim, ve dudak büzdüm.
"Zelal gibi olmak isterdim." Kafamı selimin boyun girintisine sakladım, ve selim saçlarımı öptü.
"Ne zaman anlayacaksın, ben senin bu haline aşık oldum güzelim. Ve olmayada devam edeceğim." Kafamı selimin boyun girintisinden kaldırdım, ve ikimizde birbirimize bakmaya başladık.
"Hâlâ teklifin geçerli mi?" Selim sırıttı, ve düşünür gibi yaptı.
"Hangisi? Ne teklifi?" Selimin burnunu öptüm, ve kıkırdadım.
"Evlenelim." Selim beni altına aldı.
Cümlesizim...
"Peki, evlenelim. Yarın nikâh tarihini alalım mı?" Çok hızlı gidiyorduk ama bu durumdan asla hoşnutsuz değildim.
"Olur." Selim saçlarımı narince sevdi, ve öptü. Kokumu içine çekerek.
En son evdeydik, nereye geldik böyle.
Selimin yeni yeni çıkmış sakallarını sevmeye başladım. Selim kafasını göğsüme koydu, kollarınıda sıkıca belime sardı. Bir elimi boynuna koydum diğer elimlede sakallarını sevmeye devam ettim.
Selim sarışındı, gözleri ela renkliydi ve arda'dan sadece 7 cm kısaydı. Yüzünde sadece ara sıra sivilce çıkardı. Saçları kendiliğinden şekil alıyordu, yumuşacıktı.
Oy ve yorum?
8.bölüm nasıldı? Beğendiniz mi?