"Bu kadar erken gitmek zorunda mısın?" Sabahtan beri ardaya işe gitmem gerektiğini anlatıyordum ama arda ise, götümden ayrılmayıp işe gitmemem konusunda ısrar ediyordu.
"Arda, bak sevgilim ben çalışıyorum ve onların dediği saatte işe gitmek zorundayım." Arda dudak büzüp ben küpemi kulağıma takarken arkamdan sarıldı.
"Peki." Boynuma öpücük kondurduktan sonra kokumu içine çekerek öylece beklemeye başladı. Huzurluydu. "Bizde evlenelim mi?" Ne!
"Nasıl? Nasıl evlenmek?" Arda gülümseyerek omzuma kokulu öpücük kondurdu.
"Çifte nikah yapsak, zelal koç olmak ister misin sevgilim." Bu çok erkendi. Hemde çok erken.
"Çok erken değil mi? Daha yeni tanıştık. Ya mutsuz olursak?" Ardanın gözlerindeki parıltı sönmemişti.
"Senin bedenini sevmiyorum ben kızım ben seni seviyorum. Öbür erkekler gibi değilim yani." Güldüm. Bans laf sokuyordu.
"Birazdaha birbirimizi tanısak, hem okulun var." Arda dudak büzdü.
"Liseli sevgili istemez misin?" Ardaya döndüm.
"Unutma bende lise mezunuyum, hemde bir çalışanım, neden istemiyim?" Arda eliyle yanağımı sevdi.
"Kendini küçümseme hem çok güzel tırnak yapıyorsun? Sabah sen uyanmadan önce instagram hesabınıza baktım. Bir sürü videolar vardı ve hepsindede başarılıydın." Gülümsedim. İlk defa biri işimi övüyordu -Kardelen dışı- ister istemez mutlu oldum.
"Okula gidicek misin?" Arda kafasını aşağı yukarı salladı.
"Önce eve gidicem spor çantamı alıp okula geçeceğim." Arda sıkıca alnımı öptü.
"Artık derslerinede mi çalışsan. Kaç kez daha kalıcaksın?" Arda sırıttı.
"Sen sınıfta hiç kalmadın mı?" Ben sınıfta kaldığım için çalışmıyordum ki?
"Ben hiç sınıfta kalmadım. Liseyi çocuk gelişimi okudum ama üniversiteye hiç ama hiç gitmedim." Ardanın dudakları aralandı.
"Neden mesleğini yapmıyorsun o zaman?" Güldüm.
"Bilmem ilk iş bulamadım, sonrada ben istemedim. Kardelenle ikimizde güzellik merkezine çalışmaya başladık." Arda başını aşağı yukarı salladı.
"Birşey soracağım, neden bacaklarında morluklar var?" Arda yüzündendi.
"Ağda yapıyorum ve tenimde direkt morluk falan oluyor. Hassas bir tenim var." Arda burnumu öptü.
"Neden epilasyona gitmiyorsun? Sonuçta güzellik merkezinde çalışmıyorsun?" Bacaklarımla oyalanmayı seviyordum.
"Tek bacaklarıma yapıyorum, seviyorum ağda yapmayı." Arda güldü.
"Ağdacı bacı." Kafamı aşağı yukarı sallayarak kıkırdadım.
"Sanada yapayım mı?" Ardanın pek bir kılı yoktu bacağı harici. Bacağında çok yoktu ama genede vardı.
"İstemez." Korkuyordu. Kıkırdadım.
"Korkuyor musun?" Arda kaşlarını çatıp burnumun ucunu sıktım.
"Sen çok mu bilmiş oldun acaba." Arda beni kucağına alıp yatağa attı.
"Yatak kırılacak!" Cırlamamı takmadan yatağa atladı. "Kırılsaydı alırdın." Arda boynumu emdi. "Morarıcak." Ardayı ittim ama kollarımı tutup başımın üstünde tuttu, ve boynumu emmeye devam etti.
...
"Öküze bak resmen boynunu delmiş." Fondöten ile boynumdaki morluğu kapatırken kardelen ardaya laf söylüyordu. "Dün gece o kadar laf ettim. Verdiği cevap bumuydu?" Artık susmuştum ama cevap vermem gerekiyordu, sinirleniyordum. "Dün neden kurutma makinesini açtınız? Kiraz diyoruz yatak..." sözünü kestim kardelenin.
"Selimin çok uykusu varmış ve durumu için bizden utanıyormuş. Söylememiş ardada bu yüzden yatalım demiş." Kardelen kaşlarını çatıp bana öylece baktı.
"Zelal ben ne yaparsam yapayım selin hep yorgun, yorgun yada mutsuz, ve'de umutsuz vaka gibi bakıyor bana." Dudak büzdüm. Kardelen ve selimede çok üzülüyordum.
Oy ve yorum
17.bölüm nasıldı? Beğendiniz mi?
20.Bölüm final.