3. Bölüm~ Yanlışın koynundaki aşk

1.7K 99 21
                                    

Yorumlarınızı ve oylarınızı esirgemeyin.

Uzun zaman oldu millet<3

Sizi seviyorum.

Bu kadar

"Ne?...Nasıl?...Ne anlamda?" Dedi Cihan, Hilal ne yapaya çalışıyor bilmiyorum ama, şu an yaptığı tek şey arı kovanına çomak sokmaktan başka birşey değildi.

"Hilal işte, şaka.... takılıyor öyle " diye çıkıştım. Miras'ın yüzüne gelen hafif tebessüm beni şaşırtmıştı. Hoşuna gittiği apaçık ortadaydı resmen.
"Aynen ben ve şakalar hi-hi-hi"  Hilal'in yapmacık gülücüğüne bende katıldım. Ortamda tek gevşemeyen Cihan'dı, bu da benim umurumda değildi.

Kimsede çıt çıkmadı kahvatı boyunca. Sadece herkes birbirinle göz teması  kurdu ve tekrar tabağına dönüyordu . Kalbim her an birşey olacak korkusu ile tekliyordu, çünkü Cihan Miras'ı öldürecek  gibi bakıyordu. İşte bende bunu anlamıyordum, beni sevmeyen bir adam neden bu kadar geriliyordu?

"Ömür, kahvaltıdan sonra dışarı çıkalım. Nişan için alişveriş yapacağız" dedi Cihan, kaşlarım havalandı  şaşkınlık ile. "Neden biz? Yani organizasyon ekibi halledebilir" masadaki tabağı alıp mutfağa doğru yürüdüm. Salona açılan mutfak penceresini açarken içeri Cihan'nın girdiğini görünce elimi çektim.  Cihan, mutfak kapısını fazla sert olmayan bir şekilde kapattı ve üzerime doğru birkaç adım attı.

"Onun burada ne işi var?" Dedi otoriter bir sesle.

" O benim arkadaşım ve bana kahvaltıya geldi. Hem bundan sanane? Neden bu kadar sinirlendin?" Dedim, Cihan birkaç  saniye yüzüme baktı.

"Banane canım, durumu çakmasın yeter. " dedi, sinirle soludum.

"Çakmaz korkma! Çakarsada kimseye söylemez merak etme" diye çıkıştım, okyanus koyusu gözlerine baktığımda o da sıradan mavi olan gözlerime dikti gözlerini.

"O kadar güvenmen... onu ne kadar tanıyorsun da bu kadar kesin konuşuyorsun?"

"Sadece bir buçuk yıl görüşmedik, onu gayet iyi tanıyorum. Beni seviyor ve değer veriyor. Böyle birşeyi bilse bile kimseye tek kelime etmez" Cihan şaşkınlıkla yüzüme baktı. Gözlerindeki duygu afallamama neden olmuştu, tuhaf bakıyordu.

"Anladım" dedi, yutkunduğunu gördüm. "Ne yaparsan yap, yakalanma  yeter. "

"Süper." Dedim, alt dudağımın içini dişledim ve kafamı  ağır ağır sallamaya başladım. "Yakalanmam korkma, senin kadar profesyonel değilim ama yakalanmam" diye söyleyip cevap vermesini beklemeden mutfaktan çıktım. Hilal ve Miras ayağa kalkmışlar bizi bekliyorlardı.

"Sana hoşçakal demeden gitmek istemedim" dedi Miras hafif gülümsemesi sundu. "İyi yapmışsın. Bizde birazdan çıkacaktık, istersen beraber çıkalım " Miras hafifçe bana doğru eğildi hafifçe. "Yok, hayır benim biraz işlerim var sonra buluşalım yine" dedi. Yaptığı hareket hafif kasılmama neden oldu. Kafamı farkında olmadan Cihan'dan tarafa çevirdiğimde, Cihan'nın lav kusan gözlerinini gördüm. O lav beni yakıp geçmişti.

"Çek o gözlerini sevgilimin üzerinden, yoksa vücudunda fazladan delik açmak zorunda kalacağım" dedi Cihan. Durdum, dahası dondum. Yada donduk, çünkü Hilal'de benimle aynı  durumdaydı. Cihan'nın gözleri bizim üzerimizde değildi, elindeki vitrin süsleri ile oynuyordu ama sesindeki otoriterlik ve metaniklik  yoğundu.

"Sakin ol şampiyon" dedi Miras alaya vurarak. "Sadece konuşuyoruz"

Kalbimi bu kadar hızlı attırmaya hakkı yoktu, kafamı allak bullak edip gidiyordu her seferinde buna ben izin veriyordum ama o bana yakın oluyordu o bana yakın  olunca tum buz dağları eriyordu içimde.

KORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin