19~Dumur

1.2K 85 8
                                    

Ellerimde bir soğukluk hissediyorum nedensizce. Bir his olur ya hani hiçbir neden yokken kıyamet kopacak gibi hissedersiniz işte bu his sarmıştı tüm bedenimi. Etrafa bakındım nefes vererek, karanlıktı sadece yıldızların ayna gibi suya yansıdığını izliyordum. Hem mutlu hem gergin hem stresliydim. Nasıl hissedeceğimi bilmiyordum. Sıkıntı ayaklarıma vurmustu sanki ayaklarımı sallamaya başladım iskelenin üzerinde.

Deniz gece daha sakindi benim gibi gökyüzünün ona verdiği karanlığı içine hapsetmişti adeta. Karanlık sanki ilk kez bu kadar sakin ve sessizdi bu bugün. "Neden yalnızsın?" Ve geceye güneş olan o sesi duydum

Gelen sesle aniden kafamı çevirdiğim siyah tişörtü ve siyah kot pantolonu ile karşımda duran Cihan'ı görünce şaşkınlık yerini gülümsemeye bıraktı. "Bugün çok karışığım, belki yalnız kalırsam bu karmaşaya bir çözüm bulurum diye düşündüm " gözlerimi kara denize çevirdim.

"Buldun mu peki?" Diye sordu

"Sen geldin" dedim. Nefesini dışarı verişini duydum. "Pencereden gördüm seni, yalnız kalmak sana yakışmıyor"

Kafamı ona çevirdiğimde gözlerine baktım. Denizin bile gece karardığina şahit olmuştum ama onun deniz hareleri gece kararmıyordu, inadına daha mavi oluyordu.

"Düşünüyorsun? Fazla düşünme artık"

"Elde değil ki düşünmemek, kafamda kurduğum gerilim senaryolarını sana anlatsam sende düşünürsün "

"Ömür..." tekrar derin bir sessizlik oldu. "Bana ömrüm boyunca böyle bakman için ne yapabilirim?"

Nefesimin ritmi bozulmuştu. Yine her zamanki gibi sözleri nefesimi bir bıçak gibi kesti. "Birşey yapmana gerek yok diye düşünüyorum. İstesende istemesende ben sana hep böyle bakıyordum..."

Kendini geriye bıraktığında mırıldandı "o kadar savaştım ki artık kıyamet kopsun istiyorum. Su çok hızlı ve kızgın, benim tüm barajlarım yıkıldı."

Sessiz kaldık ikimizde o an diyecek birşey yoktu bazı şeyleri saklamaktan o kadar yorulmuştuk ki olacağına varsın modundaydık. "Ya o su bizide götürse Cihan...ne olacak o zaman?"

"Götürmesin"

Yaklaşık bir saatlik sessizliğin ardından kendimi bir kucakta buldum, sanırım uyuya kalmıştım. Sıcak ve yumuşak bir zemine koyulan kendenimdende bunu idrak etmem zor olmamıştı. Bir damla düştüğünde suratıma kaybolmustu herşey. Karanlık bu kezde beni içine hapsetmişti.

Yaşım 22, bu yaşıma kadar her şeyi yaşadım. Zengin bir ailenin kızı olmak beni diğer insanlardan bir adım öne atmıştı. Ben Ömür'düm yeri geldi ara mahallelerde kızlarla kavga ettim. Yeri geldi pileli elbisemi giyip tıpkı bir prenses gibi balolara katıldım. Her bir haltı yiyip sonra düzelten ben bu kez hiçbir şeyi düzeltemiyordum. Nerde hata yapıyordum diye düşündüğümde hep o an aklıma geliyordu.

"Ben Belma'yı seviyorum Ömür." Deyişi.

"Sen ve ben. Anlaşmalı bir evlilik yapalım. Bir yıl ya fazla ya eksik bilmiyorum. Şu miras işi bittikten sonra. Boşanacağız " dediği o an. O kadar gattardı ki, hayatımda yediğim en büyük darbeydi.

"Bak. Ben diyorum ki. Biz anlaşmalı bir evlilik mi yapsak "  gururum o kadar kırılmıştı ki. Ciğerimin cayır cayır yandığını hatırlıyorum. Aldığım nefes ilk kez bu kadar acı ve zordu.

Kabul ettiğim an benim için miladın başlangıcıydı. Kor gibi yakan bir miladın başlangıcıydı.

"Ömür...Ömür" seslerle gözlerimi açtığında Cihan odanın penceresini açmış sigara içiyordu. Gözlerim odanın kenarında duran bavullara kaymıştı. Şaşkınlıkla gözlerim büyüdüğünde Cihan'a baktım. "Ne oluyor?"

KORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin