9. Bölüm~ Gökyüzüne düşüş

1.1K 75 7
                                    

Ne demeye çalışıyor anlamıyorum, yada ne yapmaya çalışıyor. Dengesizin teki Cihan, ama ben ne olursa olsun üzülmeme izin vermiyeceğim birinin beni üzmesine incitmesine izin vermeyeceğim.
Bu sadece bir oyun ve bu oyun dışına çıkmamak için savaşacağım.

Durumumu toparlamak için dudaklarımı araladım "benimle uğraşma " dedim, şakaya vurmaya çalıştım, "neyse kahve! İçelim " dedim, bu sefer güldüm. Amacım şakla yaptığımı ve ciddi olmadığımı göstermekti; ben rezil oluyordum şu an galiba.

"Kahve?" Diye sordu. "Hee, kahve. Bi sütlü türk kahvesi yaparım tabi sen hayatında hiç içmemişsindir onu. Ba-yı-la-cak-sın!"

"Diyorsun." Dedi, hızlıca kafa salladım. "üstüme yok, beni bilirsin" dedim. Dirseğini koltuğun kenarına sabitleyip çenesini avucuna koydu, baya dikkatlice dinliyordu. "Hadi bakalım, göster marifetlerini."

Konunun dağılmasına şükür edip hızlıca mutfağa girdim, elimi kalbimin üzerine koyup derin derin nefes alıp verdim. Anlamış olabilir miydi? Anlamıştı kahretsin! Ona o gece, o cümleyi kurmayacaktım. Yanlış anlamıştı. Aslında doğru anlamıştı ama anlamaması gerekiyordu!

Kahveyi yapıp masanın üzerine koydum. Onunla göz teması kurmamaya çalışıp Çapazına oturdum. Cihan, ben oturuncaya kadar beni izlemiş ve oturunca da gözlerini benden çekmemişti. Dik dik bakıyordu, rahatsız edici değildi ama tedirgin ediciydi.

"Ne bakıyorsun?"

"Niye? Suç mu sana bakmak?"

"Değil ama.... Şey oluyor böyle." Elimi yelpaze yaptım

"Ne oluyor?" Dedi hazır cevap Cihan.

"Her neyse. Kahveni iç bana bakma"

"Belki kahveden daha fazla zevk veriyordur sana bakmak." Dedi, dudaklarıma götürdüğüm fincan dudaklarıma yapışmıştı sanki. Gozlerim kocaman açtım ve öylece sırıtan Cihan'a baktım.

Kendine gel Ömür

"Ne yapmaya çalışıyorsun Cihan?" Diye sordum, gözlerimi kıstım . Bacak bacak üzerine attığı bacağını birbirinden ayırıp iki yana genişçe açıp öne eğildi ve ellerini dizinde birleştirdi. "Hiç" dedi göz kırptı. "Be yapıyorum hani?"

"Doğru" dedim alayla, elimdeki fincanı sehpaya koyup biraz ona doğru eğildim. Fark etmişti sanırım herşeyi, ondan hoşlandığımı ya da onu beğendiğimi düşünüyordu ve bunu cesurca dile getiriyordu ama ben bunu itiraf edebilecek kadar cesur değildim. Bana başka birini sevdiğini söyleyen bir adama da onu sevdiğimi söyleyecek kadar gurursuz değildim.

Sorgular bakışları bana çevrildiğinde gülümseyerek ayağı kalktım, gözleri bana sabitlemişti ve ben yanına gelip oturuncaya kadar da benden ayırmamıştı. "Ne yapmaya çalışacaksın ki? Bana Belma'yı sevdiğini söyledin sonuçta." Dedim, yüzündeki gülümseme yavaşça silindi ve kaşları çatıldı. Bu tepkisi beni şaşırtmıştı.

"Bir kadını severken başka bir kadınla mı fülörtleşeceksin. Tıh saçmalık" dedim. Parmaklarım yüzsüce saçlarında dolaştı. "Mesela, bundan etkilenmezsin" sonra gözlerimi onun mavi uçurumuna sabitledim ve yüzümü biraz yaklaştırdım "bundan da etkilenmezsin değil mi? Niye etkileneceksin ki ya da tepki vereceksin."
Bir kaç saniye  yüzünün şeklini gözlerinin derinliğini ve tepkisini 'tepkisizliğini' izleyip gülümsedim belli belirsiz. Geri çekilmeye yeltendiğimde aniden Cihan beni belimden tuttup çekince kanepede sırtım dayandı. Boğazimdan cikan tiz çığılıkla gözlerimi kocaman açtı. "Ne yapıyorsun!! "Cihan üzerim çıkıp ellerini iki yanıma sabitledi.

KORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin