2.𝕭𝖔𝖑𝖚𝖒

371 27 28
                                    



Yeni bir güne gözlerimi hafif bozuk bir havayla açmak moralimi bozmuştu. Kötü havalar bana fazla kasvetli ve ruh emici gelirdi. Bu yüzden hiç sevmiyordum.

Günümün güzel geçmesi için yattığım yerden iyi dileklerde bulunuyordum.

Bir süre daha yatakta oyalandıktan sonra banyoya doğru zıplaya zıplaya ilerledim. Canım sıkılıyordu ve kendi kendime oyun oynamak istiyordum.

Banyoda kısaca işlerimi hallettikten sonra geceliklerimi de üzerimden çıkarıp gün boyunca rahat etmemi sağlayacak , eşofman-sweat kombinimi giydim.

Dağılan saçlarımı da kısaca düzelttikten sonra salona geçtim. Her zaman ki gibi televizyonun karşısında uyuya kalan Yoongi Hyung'la büyükçe ofladım.

Havalar soğumaya başlamıştı, ya hasta olsaydı.

Uyanmaması için yavaşça üzerini örtüp mutfağa geçtim.
Gece işten çok geç saatte dönmüştü ve dinlensin istiyordum.

Ketıla su ekleyip kaynamasını beklerken bir yandan da kahvaltılıkları çıkardım.

Aşık olduğum zeytin ve fıstık ezmesini de masanın baş köşesine bıraktığımda her şey hazırdı.

Hazırladığım masaya kısaca bir göz gezdirip içeri doğru geçtim. Yoongi Hyung'un düzensiz bir uykusu ve işi vardı. Bazen çok geç saatlerde geliyordu ve fazla yorulduğunu görüyordum. Kahvaltı yada hiçbir öğünü ben hazırlamazsam yada onu zorlamazsam yemediğini de biliyordum.

Hala ailesinin ölümünü pek atlatmamıştı bu yüzden geldiğimden beri yanında olmaya çalışıyordum.

Yanına geldiğimde bir kaç defa dürtsem de uyanmamıştı . Bende hızlı hızlı yerinde salladığımda küfrederek uyandı.

Söylediği küfürler yüzünden yanaklarım kızarırken bir yandan da gülesim gelmişti.

"Ama uyanmıyorsun ki Yoongi Hyung."

Mızmızlanarak konuştuğumda uykulu suratını iki yana doğru sallayıp gülümsemişti.

"Çok konuşma, civciv seni."

Ensemden çekip saçlarıma bir öpücük kondurduğunda ayağa kalkıp banyoya ilerledi.

Bende kısaca gülümseyip mutfağa döndüğümde çayları da doldurup beklemeye başladım.

Çok geçmeden o da eskiye göre daha cılız bedeniyle mutfağa girmişti.

Önceden o kadar yapılı ve sporla uğraşmayı seven bir adamdı ki. Bu hali sanki yeni bir hastalıktan kurtulmuş gibiydi.

Eski hayatımızı çok özlüyordum...

Kahvaltı boyunca havadan sudan konuşup aptallıklarımla onu güldürmeye çalışmıştım ve etkili olmuştu.

Uzunca bir sohbetin ardından ciddileşip ihtiyaçlarımı sorduğunda biraz duygulanmıştım. Yetimhane de öylesine silik bir karaktere dönüşmüştüm ki ,halim hatırım bile sorulmuyordu. Şimdi bu şekilde en ufak isteklerimi bile dinleyen, ailemden biriyle karşı karşıya olmak beni aşırı mutlu hissettiriyordu.

"Serayla hep ben ilgilensem ne olur ki?"

Gerçekten çiçek aşığıydım ve ben gidene kadar tüm işlemleri halleden görevlilere ufaktan bileniyordum.

Parası veya diğer durumları umurumda bile değildi, hissettiğim huzur bana yetiyordu.

"Oğlum oranın görevlisi ıvırı zıvırı var işte sen nasıl ilgileneceksin ki? "

𝓩𝓐𝓘𝓛   ASKIDA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin