13.𝕭𝖔𝖑𝖚𝖒

254 22 2
                                    

Dünya dönmeyi bırakmış, dışarıda ki tüm sesler kesilmiş, soluklarımız bile düzensizleştirmiş bir anın içinde gibiydik. Alev gibi yanan dudaklarım, teni kaskatı kesilmiş Jeon Jungkook'un dudaklarıyla bir bütündü.

Tam şu an benden yaşlarca büyük ve patronum olan bir adamın dudaklarına yapışmıştım. On dokuz yıllık hayatım boyunca yapabileceğim en cesaretli şeyi yapmış ve bir adamın dudaklarına yapışmıştım.

Gözlerim şokla aralanmış bir şekilde öylece dururken, ilk toparlanan o olmuş ve hırlar gibi üzerime atılmıştı. Belimde ki kolunu sımsıkı tutup gövdelerimiz birbirine yapıştırdıktan sonra put gibi duran dudaklarını aralamıştı.

Gözleri kapalı, kaşları çatık bir şekilde dururken tek koluyla belimden sabitleyip diğerini direk enseme yerleştirmiş ve beni daha fazla kendine çekmişti.

Neredeyse iç içe gibiydik!

Ensemi tamamen kaplayan parmakları yumuşak bir şekilde derimi okşarken, alt dudağımı kavramış ve sertçe emmişti. Ağzımdan tutamadığım küçük bir inilti kaçarken vücudumu duvarla daha fazla bütünleştirmişti.

Hissettiğim hazla bende gözlerimi yumarken, beline doladığım bacaklarımı daha fazla sarıp kollarımı da boynuna sardım. Dolgun alt dudağını küçük ağzımın içine doğru çekerek emdiğimde, ensemde ki parmakları daha da sertleşmişti.

Boynuna sardığım kollarımı sıkılaştırıp dudaklarına daha fazla baskı uyguladığımda, dillerimiz birbirine dokunmuştu...

Kucağında olduğum adam gittikçe gözümde büyürken, dudaklarını daha fazla aralamış ve bir şeker gibi dilimi kendi ağzının içine çekerek emmeye ve ufak ufak ısırmaya başlamıştı.

Bu sırada tenine dokunma isteğiyle boynuna sardığım kollarımı sırtında dolaştırıyordum. Buda yeterli gelmeyince titreyen parmaklarımı zorlukla sabit tutup boynundan ayırarak, göğsüne doğru yasladım. Şişkin ve kaslı göğsünde boylu boyunca hareket ettirdiğim elimle dudakları daha fazla hırçınlaşmış ve tenimi acıtmak ister gibi dişlerini geçirmişti.

Beni neden ısırıyordu?

Hissettiğim haz ve şaşkınlık yüzünden kaşlarım çatılırken aklımdan geçen tek soru buydu, evet.

Dudaklarımı ufak ufak ısırıyor ve bundan sonsuz haz duyuyor gibiydi.

Tamamen ağzının içine çektiği dilimi serbest bıraktığında kaşlarım biraz olsun gevşerken, bu sefer kendi dilini damağıma boylu boyunca sürttüğü için ağzımdan şaşkın ama haz dolu küçük bir inilti kaçmıştı.

Her mırıldanışımda veya iniltimde, belimde ki kolu tenimi ezer gibi beni daha fazla kendine yapıştırıyordu...

Dudaklarımız hırçınca birbirini ezerken, hareketlerinin aniliği ve sertliği yüzünden korkuyla yerimde titredim. Kolu bu hareketimden sonra baskısını biraz daha azaltıp, ensemde ki eli de saçlarımı sakinleştirmek ister gibi okşamaya başlayınca biraz olsun rahatlamıştım.

Göğsüne yerleştirdiğim ellerimi bu sefer ben yanaklarına yerleştirdiğimde kafasını biraz yana doğru eğmiş ve diliyle dudağımı yalamıştı. Parmaklarımla hafif çıkmış sakalını okşayıp biraz daha yumuşaklaşan öpüşlerimizi sürdürdüğümde, yine kendime hakim olamamış ve kucağında hareketlenmiştim.

Kucağında ileri geri hareketlenmiştim!

Hazzın bilinçsizliğiyle yaptığım harekete tenimi ürpertecek bir hırıltıyla karşılık vermiş ve alt dudağıma göre daha ince ve küçük dudağıma dişlerini geçirmişti. Bana yaptığını bende yapma isteğiyle dolup taşarken, dolgun alt dudağına sivri dişlerimi ondan daha sert bir şekilde geçirdim.

𝓩𝓐𝓘𝓛   ASKIDA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin