5.𝕭𝖔𝖑𝖚𝖒

293 24 9
                                    

3 hafta sonra;

Göz kapaklarımı zorlanarak açarken korkuyordum. Haftalardır aynı tuhaf rüyaları görüyordum ve bir türlü engel olamıyordum. Geceleri sırf bu yüzden uyumamaya bile çalışıyordum.

Kafamı sola doğru çevirip dijital saate baktım. Saat daha dokuz otuzdu ama kabuslarım peşimi bırakmadığı için tekrar uyuyamazdım. Yataktan kalkıp üzerime kalın polarımı geçirdim. Yüz bandını saçlarımı arkaya atması için yukarı doğru çekip, banyo aynasına baktım. Yüzüm yine şiş şiş duruyordu. Temizleme jelini aldıktan sonra yüzüme bol bol sıkıp temizlemeye başladım.

Derimin ferahladığını hissediyordum ve bu bana inanılmaz bir haz veriyordu. Kan basıncını hızlandırmak için bir kaç yanak egzersizi de yaptıktan sonra dişlerimi fırçaladım.

Kendimi daha iyi hissedince aynaya doğru bir öpücük attım. Alt üst siyah sweat eşofman takımını da üzerime geçirince cuk olmuştu.

Dalgalı saçlarıma hiç karışmayıp odadan dışarı çıktım.

Yoongi Hyung bugün erken çıktığı için tek başıma kahvaltı yapmayacaktım. Mutfakta ufak bir tost hazırlayıp çıktım. Bugünde her zaman olduğu gibi seraya gitmek istiyordum ama çekindiğim şeyler vardı.

Bir kaç defa Jungkook beyi görmüştüm. Her zamanki gibi değildi, daha farklı daha tuhaf bakıyordu. Bazen uzun uzun baktığında, kalbim çok hızlı atıyordu.

Kapının önüne gelip anahtarlarımı aldım ve ayakkabılarımı da giydikten sonra bozuk havaya rağmen dışarı çıktım. Sonbahar yaklaştığı için sürekli hava değişimi oluyordu.

Apartın önünde duran korumalardan biriyle çiftliğe doğru ilerlediğimde sakince dışarıyı izliyordum. Tuhaf bir şekilde heyecanlı ve mutluluk dolu hissediyordum.

Çok geçmeden çiftliğe vardığımızda getiren hyunga teşekkür edip arabadan indim. Bulanık ve karanlık duran havaya karşı iç çekip, patika yoldan yürümeye başladım.

Dilime doladığım şarkıyı kendi kendime mırıldanırken huzurlu hissediyordum. Normalde fazla depresif ve huzursuz hisseden yapım bir kaç gündür tamamen gitmiş gibiydi.

Tam seraya doğru yürüyüp ilerlerken ileriden gördüğüm Behzat abiye sallayabildiğim kadar elimi sallayıp heyecanla selam verdim. Bu halime gülmeye başladı, diğer korumalara yaptığı gibi kafa selamı verince o da gülmeye devam ederek karşılık vermişti.

Gülümseyerek yürümeye devam ederken kafamın üzerinden uçan kuşu gözlerimle takip ettim. Masmavi ve çok güzel duruyordu. Terasın yukarısından uçan kuşla sağa doğru döndürdüğüm kafamı yeniden oraya çevirdim.

Günlerdir korkunç rüyalarıma ev sahipliği yapan adamı aniden görmek, irkilmemi sağlasa da eskisi gibi hissedemiyordum.

Önceden sadece korkarken şimdi gördüğüm rüyalar yüzünden utanıyordum. Sert bakışları hala benim üzerimdeyken bende gözlerimi ayıramıyordum.

Aramızda tonla mesafe olmasına rağmen tüm bedenini yanımda hisseder gibi tüylerim ürperiyordu. İçtiği sigaranın dumanını havaya doğru üflediğinde dudaklarımı dişleyip kafamı çevirdim. Biraz tuhaf hissediyordum.

Önüme dönüp hızlı hızlı seraya yürüdüğümde dik bakışlarının sırtımda olduğunu biliyordum. Cesaretimi toplayıp son bir kez daha kafamı çevirip arkaya baktığımda hala beni izleyen adamla ürpererek önüme döndüm.

𝓩𝓐𝓘𝓛   ASKIDA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin