𝟹

345 36 12
                                    

Varacakları yere geldiklerinde herkes neşeli duruyordu, hyunjin dışında.

Herkes arabadan neşeyle inip valizlerini almıştı.

Onlarla ilgilenen kişi de aşağı indiğinde chan'ın yanına gidip birkaç şeyden bahsetti.

"Çocuklar ilk olarak patikanın dışına asla çıkmamalısınız eğer dışa çıkarsanız kaybolabilirsiniz. Rahat ve eğlenceli bir yolculuk yapmanız için bakın karşıdaki açık arabayla gezip istediğiniz yerlerde vakit geçirebilirsiniz. Patikadan düz devam ederseniz ise akşam saatleri sizin için hazırlanan otele varmış olacaksınız."

Önce chan olmak üzere herkes saygıyla eğilmişti.

"Teşekkür ederiz peki arabanın anahtarı üzerinde mi?"

"Evet üzerinde ve hemen arkasındaki ufak bagajda da piknik için gerekli malzemeler var."

Chan tekrar eğilip teşekkür etmişti ve minibüs bulundukları alandan uzaklaşmıştı.

Minibüs gözden kaybolduğunda önce felix olmak üzere sırayla jisung ve jeongin gülmeye başlamıştı. Onların bu haline gören diğerleri de gülüşmeye katıldıklarında bir tek hyunjin gülmüyor ve boş bakışlarla asfaltı inceliyordu.

Seungmin derin bir nefes almış ve gülerek yanına yaklaşmış ve elini tutmuştu. Fakat hyunjin boş boş yüzüne bakınca onun da yüzü düşmüştü ama belli etmemeye çalıştı.

Fakat Hyunjin bunu görünce zoraki bir gülüş yerleştirmişti suratına.

"Hadi bakalım gidelim."

Jisung minho'nun sırtına atlayıp bağırdığında herkes tekrar gülmüş ve yavaşça ilerlemeye başlamıştı.

Seungmin ise hyunjin'in elini bırakıp jeongin'in yanına gitmiş ve zıplayarak yürümeye başlamıştı.

Yavaş adımlarla boş arazide ilerlediklerinde geniş asfalt yolu izlemişlerdi.

Chan arabayı gördüğünde herkese seslenip o yönü göstermişti ve eliyle gelmelerini işaret edip arabanın yanına yaklaşmışlardı.

Bir süre ilerledikten sonra tam arabanın karşısına geldiklerinde felix durup karşıdaki devasa camlarla çevrili bina gibi olan yeri gösterdi.

Fazlasıyla ilginç duruyordu.

"Hey o ne?"

Hyunjin yavaşça yaklaşıp bir elini omzuna koymuştu.

"Yüksek ihtimalle bir çalışma yapıyorlar baksana demirlerler çevrili etrafı."

Felix dudaklarını birbirine bastırıp kafasını salladı ve yavaş yavaş arabaya yaklaştılar.

Herkes neşeyle gülerek arabaya biniyordu.

"Hey chan hyung arabayı ben kullanıcam."

Minho'nun dedikleri ile birlikte jisung da olduğu yerden geri inip bağırdı.

"Ben de sevgilimin yanına oturucam."

Herkes gülüp arasından izlemeye başlamıştı jisung'u.

Ardından rahatça oturabilmek için herkes tek tek yerini almıştı.

Changbin, felix ve chan yan yana oturmuştu. Karşılarında ilse hyunjin, seungmin ve jeongin vardı.

Araba'nın çalışma sesi gelince ufak ufak konuşmaya başlamıştı herkes.

Seungmin hyunjine uzunca bir şekilde baktıktan sonra elini tutup başını omzuna yasladı.

Elini bile tutmadığını hissettiğinde kafasını kaldırdı ve elini tekrar çekti bu kısa ana tanık olan chan ise kafasını iki yana sallayıp hyunjin'e bakmıştı.

Fakat hyunjin'in boş ve anlamsız bakışlarından dolayı bir şey anlayamıyordu.

Karamsar hava chan'ın gördüğü küçük ceylan ile biraz da olsa bozulmuştu.

"Hey hey şuna bakın ne kadar da tatlı."

Ayağı kalkıp işaret ettiği yere herkes odaklanmıştı. Ta ki felix de ayağa kalkana kadar.

"Hey dikkat etsene düşeceksin in aşağıya!"

Hyunjin felix'in kolunu tutup çekiştirmişti.

"Ne saçmalıyorsun hyunjin korkuluk var rahat bırak."

Kolunu hızla çekip terslemişti.

Çocuklar o an sadece hyunjin'in neden bu kadar agresif ve saçma hareketlerde bulunduğunu düşünüyordu.

nasıl uzatacam diye düşünüyom

Side effects/skzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin