𝟷𝟺

240 27 27
                                    

"Ee, nerede kalmıştık hah hyunjin. Aslında hedefimiz içeceğine hap atıp zihnini ele geçirmekti ama o bizden önce davranıp istedi, biz de ilacı rahatlıkla verdik. Verdiğimiz ilaç benim yıllardır yapmaya çalıştığım bir madde, başardım da insan vücuduna enjekte ettiğimiz maddeler ve içindeki ufak çip sayesinde yolunuzu her yerde bulduk ve hyunjin'i istediğimiz gibi yönettik. Nasıl ama eskisi gibi dahi ve yetenekliyim değil mi?"

Herkes endişeyle bakıyordu hyunjin'e demek o yüzden böyle sinirli ve yaptıklarından habersizdi diye düşündü çocuklar.

sun oh—" Ama benim istediğim kişi en küçüğünüz, en büyük nefretimi kazanma hakkına sahip olan kişi. Hyunjin ise o lanet veledi aramıza soktuğu için cezalandırılıyor."

chan—"Onlar hakkında düzgün konuş ayrıca jeongin sana ne yaptı ki aptal, ne yaptı!"

sun oh—"Laflarınıza dikkat edin karşınızdakilerin acı çekmesini istemiyorsanız."

chan—"Tamam... tamam. Lanet olsun tamam!"

Jeongin gözleri dolu bir şekilde bakıyordu.

minho—"Hadi ama sun oh karşımıza çık ve ellerimizi çöz hatta önce benim elimi çöz de seninle biraz hasret giderelim."

sun oh—"jisung?-"

minho—"Zaaflarımızla oynama orospu çoçuğu."

sun oh—"tch tch, ne kadar yanlış bir hitap şekli seungmin arkadaşına açıkla bu hitap şekli yüzünden jisung zarar görecek. Hadi açıkla!"

Sinirli ama yumuşak harflerle söylemişti.

seungmin—"Açıkcası sun oh hyung onunla düzgün konuşmadığımız sürece çiftlerden diğerine zarar verecek şekilde tehdit ediyor. Kimse zarar görsün istemiyorsanız ne diyorsa yapın."

sun oh—"Aferin."

Bir süre sessizlik oluştuğunda herkes birbirine bakıyordu. Kısa süren sessizlik bozulmuştu. Jeongin'in çığlığıyla...

Yanında bulunan adam koluna elindeki bıçak ile ufak bir kesik çekmişti.

chan—"Sun oh yapma n'olur! Ne istiyorsan bana yap ona zarar verme bana yap!" dedi chan ilk gözyaşlarını dökerken.

sun oh—"Zaten sen zarar gör istiyorum en çok chan, bir velet için beni bıraktın beni o aptal için bıraktın! Sen hatalısın, burada olan en büyük hatalı sensin!"

chan—"Tamam ne istiyorsan yaparım onları bırak. Gönder onları lütfen-" Jeongin'in çığlığı yükselmişti yine ortamda.

Chan da ardından gür sesi ile bağırmıştı. Jeongin'in sesini bastırarak.

"Yapma!"

sun oh—"Seungmin jeongin'e söyle sesi her çıktığında bıçak daha da derine batacak ve yaralarının üstünden geçilecek."

Seungmin derin nefes alarak gözyaşlarını tutmaya çalıştı.

sungmin—"Jeongin lütfen." diyebilmişti ağlamaklı sesi ile.

Jeongin yaşlı gözleri ile kafasını sallamıştı.

Siyahlara bürülü adam elindeki bıçağı tekrar derisinde gezdirirken jeongin boğuk bir ses ile geçiştirmişti.

Chan en sakin ses tonu ile yalvarmaya başladı. "Sun oh lütfen bırak onu tanrı aşkına bırak." Ağlıyordu tek yapabildiği yalvarmak ve ağlamaktı, karşısında hıçkırıklara boğulan sevgilisine bakamıyordu bile.

Jeongin ağlayarak acıyla çıkan sesiyle konuşmaya çalıştı.

"Ne istiyorsun benden, ben sana ne yaptım hyung." ağlıyordu çocuklar bir şey de diyemiyordu bir şey de yapamıyordu.

sun oh—"Sen chan'ı benden aldın, senin yüzünden oldu her şey ben aranızdan gittim ve hemen ona koştun o benimdi ama sen geldin ve 3 ayda ona sırnaşıp ayarttın onu, hyunjinden de bu yüzden nefret ediyorum seni getirdiği gün keşke ahh-"

Yine uzun bir sessizlik fakat Jeongin'in acı dolu boğuk inlemeleri vardı. Kesiklerin üzerin'i sıkıp bastırıyorlardı.

Kolları kanlar içerisindeydi. Birkaç yara dışında hepsi yüzeyseldi. Fakat acıtıyordu. Sonunda acıya dayanamayarak bayıldı.

Çocuklar bir an önce burdan çıkmak için bir şeyler bulmak istiyordu.

nasıl?

bölümleri atlamadan okuyun lütfennn pılisssssss

Side effects/skzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin