𝟽

294 33 30
                                    

Seungmin ve hyunjin giderken herkes arkalarından bakmaya başlamıştı.

"Bunun neyi var?" diye sordu minho.

"Emin değilim sabahtan beri böyle seungmin ile küs oldukları içindir belki dedim ama barıştılar ve neden hâlâ böyle anlamıyorum." dedi chan.

"Bir de agresif, birisi bir şey dese bile mal mal suratına bakıyor."

"Evet felix haklı bir şey diyince boş boş bakıyor." diye ekledi changbin.

Jeongin hafifçe sırıttı. "Acaba barıştı bir şey istiyor ama yapamadığı için mi agresif bu kadar hıh." demiş ve göz kırpmıştı.

Çocuklar gülerken chan ciddi bir şekilde konuştu.

"Sanmıyorum, hyunjin kendine hakim olabilen birisi ve öyle bir şey olsa sinirli olmaz sürekli seungmin'e yapışır çocuğa bile yanaşmıyor. Başının ağrıdığını da söylemişti bir kaç kez."

Çocuklar bu durumu çok kafaya takmamayı düşünerek eğlencelerine kaldıkları yerden devam etmişti.

Yaklaşık 1 saat sonra hava kararmaya başladığında seungmin ve hyunjin'i çağırıp pansiyona gitmek için yola koyuldular.

Yarım saat sonra minho durdu.

"Bir şey söylemem gerek ama korkmayın dedi arkaya bakarken."

"Sorun ne minho." dedi chan.

"Sanırım kaybolduk, tabelalardan ne kadar ilerlesem de yoklar sürekli aynı yere geliyor ve patikadan sapacak yerlere getiriyor."

"Ama adam patikadan sapmayın dememiş miydi?"dedi biraz endişe ile seungmin.

"Evet ama yapacak bir şey yok demek ki yol burdan sonra böyle devam ediyor sen devam et minho bir şey olmaz zaten her yer çimenlik, en fazla nereye gidebiliriz."

Arabayı tekrar çalıştırmamış ve inmişti.

"Nereye minho?"

"Sevgilim hava güzel, yatmak için kamp eşyalarımız da var bir gecelik burda kalsak ne olur ben de yoruldum zaten siz de dinlenmiş olursunuz."

Herkes bir süre birbirine bakmış ve minhoyu onaylamıştı. Arabadan inip bagajdaki kamp malzemelerini çıkarmaya başladılar.

"Aferin lan sana küçük. Kedi olalı bir fare tuttun." minho taktir etmişti jeongin'i

"Tamam o zaman malzemeleri almanız gerektiğini seungmin hyung'un bana söylediğini size söylememem lazım." demişti ve herkes gülmüştü bu sefer hyunjin'in de gülmesi  şaşırtmıştı çocukları.

Jeongin felix ve jisung'un yanına gidip omuzlarına vurmuştu.

"Bakın sanırım istediğini almış dedim ben size." Çocuklar söylediğine kıkırdadıktan sonra önlerine gelen malzemeleri almış ve kurmaya başlamışlardır.

Tüm çiftlere yetecek kadar çadır vardı ellerinde. Çadırlara geçtikten sonra herkes rahat bir uykuya dalmıştı.

...

Sabah ilk uyanan felix olmuştu. Seungmin ise onun ufak tıkırtılarına uyanmıştı.

"Günaydın güzellik." diyerek felix'in yanına gitti seungmin.

"Günaydın yakışıklı." dedi ve göz kırptı.

"Hazır diyorum sen ben erken kalkmışken, her zamanki gibi, ne dersin?"

Seungmin cilveli bir şekilde konuşan felixe gülüp başını salladı.

"O zaman sen çarşafı al ben de gerekli malzemeleri getireyim."

Seungmin arabaya doğru ilerlerken felix arkasından gidiyordu.

"Olur bebeğim."

"Oğlum öküz gibi yediniz dün hiç bir şey kalmadı ki nasıl hazırlayacağız sofrayı."

"Sanki siz yemediniz ya."

"İki tane sandviç gözünüze mi battı la."

"Tamam tamam hadi gel hazırlayalım da kaldıralım şunları bir an önce gitmek istiyorum şu yerden."

Kahvaltıyı hazıladıktan sonra felix changbini uyandırmak için çadırlarına girmişti.

Her şey hazılanınca seungmin de sevgilisinin yanına gitti.

Çadıra girip fermuarı kapattıktan sonra emekleyerek sevgilisinin önünde durdu ve dudaklarını öperek seslendi.

"Bebeğim kalk hadi."

Hyunjin hiç kımıldamayınca kolunun altına girdi ve sarılıp hafifçe sallandı. Onu uyandırmak çok zordu.

"Sevgilim uyanman gerek."

Hyunjin hafif mırıldanmaya başladı.

"Biraz daha uyumak istiyorum."

Seungmin biraz daha kalkmasını söyleyerek mırıldanmaya başlamıştı ama kalkmayacağını anladığında kolunun altından çıkıp kasıklarına oturdu ve dudaklarına eğilip çok da kısa olmayacak şekilde öptü.

Hyunjin birden gözleri açıldığında kafasını kaldırıp seungmine baktı.

"Çok tehlikeli bir hareket bu."

"O zaman kalk sende." dedi

"Hayır." fısıldarken seungmin dudaklarına tekrar eğildiğinde hyunjin yerinden kalkıp oturmuştu, seungmin ise aşağıya kaymıştı. Bu sefer de olduğu yerde rahat bir pozisyon aldı.

Hyunjin tek eli ile belini sararken seungmin kollarını boynuna dolamıştı.

Dudaklarına ufak kelebek öpücükleri koyup çekilmeye başladı.

Hyunjin ne kadar yakalayıp derin bir öpüşme başlatmak istesede sevgilisi çok hızlı kaçıyordu.

"Seni özledim." dedi öpücüklerin arasında. Seungmin "bende." diye karşılık verdikten sonra hyunjin bu kaçış oyunundan sıkılıp boşta duran elini saçlarına çıkartıp sertçe birleştirdi dudaklarını. 

Fakat aradan saniyeler geçmeden ayrılmak zorunda kaldılar.

"Yaa işinizi sonra halledin acıktık sizi bekliyoruz kalkın hadi." diye bağırdı felix.

İkili gülüp son kez dudaklarını birleştirdikten sonra çadırdan çıkıp arkadaşlarının yanına ilerledi.

Seungmin bu anın bozulmasını hiç istemiyordu.

abi iğrenç oldu hiç içime sinmedi panoda yazmıştım ama bu bölüm silinmiş nasıl odlj bilmiyorum ama asnısını yazmaya çalıştım olmuyooo olmadı

şu felix ve seungmin'in konuşma yeri ilk yazdığımda çok eğlenceliydi çünkü komikti ama şimdi yazdığımda olmadı üff aşırı sinirliyim tüm hevesim kaçtı o seungöin ve felix'in kısmını gidip gelip okuyordum ya olmadı iğrenç oldu hiç içime sinmedi silinmeden önce de bu kısıma çok güzel oldu aşırı beğendim yazmıştım şansıma sıçam ya

Side effects/skzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin