19.Bölüm - Çocukluk Bağı

57 12 3
                                    


💐💐 5K OLACAĞIZ ÇOK AZ KALDI. ŞİMDİDEN DİYEYİM DEDİM. 🤭 BELKİDE SiZ BUNU OKURKEN 5K OLMUŞ OLACAK.

Multimedya da uzun uğraşlar sonucu yaptığım kitap kapağı bulunmakta inşallah beğenirsiniz. Ayırca multimedya da fon müziği var.

Fon müziği: nenni (melankolik beat)

Burada dinlemeye başlayabilirsiniz.

(Lütfen yıldıza basmayı ve bir tane dahi olsa yoruma kalp bırakmayı unutmayın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Lütfen yıldıza basmayı ve bir tane dahi olsa yoruma kalp bırakmayı unutmayın.)😊

Keyifli ve güzel okumalar.🌹
.
.

Müziğin yarıda kesen telefon ezgisiyle cebimden çıkardığım telefonun ekranında yazan isme baktım çok gerekli biri değilse kapatacaktım. Fakat telefon ekranında beliren isimle kalabalık sokağın ortasında kalabalığa aldırış etmeden durdum ve telefonu hızla açtım.

"Alo can!"

Telaşlı bir sesle:

"Abi sonuçlar çıktı!"

"Söylesene Can, ne çıktı sonuçlar!"

Susan Can, kısa bir sessizliğin arasından devam etti.

"Abi iki tane haberim var hangisinden başlayayım." İçimden derin bir nefes çektim "Can sonuçlar ne çıktı?" göğüs kafesimde hissettiğim çarpılmayla Can'ın dediklerine kulak kesildim.

"Abi sonuçlar beklediğimiz gibi gelmedi."

Boğazımda oluşan yumru kor ateş gibi yakmaya başlarken Can devam etti. "Abi ilikler uyuşmuyor." gözlerim içinde oluşan yanma hissiyle bakışlarımı kararmış gökyüzüne sabitlerken, yutamadığım yumru zehir gibi boğazımdan yüreğime yayılmıştı. Zor bela bulduğum sesimle "Peki ne olacak?" ağzımdan çıkan çaresiz söz öbekleri cansız bir ölü gibiydi. Soğuk ve hissiz.

Telefonun diğer tarafından gelen hışırtı sesinden sonra Can konuşmaya devam etti sözlerine, sorduğum soruyu hiç sormamışım ve o da duymamış gibi yaparak.

"Abi ikinci haber de..." derin bir nefes alıp devam etti. "Elvin Çakır'ın hastalığı nüksetmiş." duyduğum yabancı kelimeyle kaşlarım çatılırken "Can benle türkçe konuş."

"Abi Elvin Çakır'ın hastalığı ilerlemiş bir ara iyi giden bu hastalık şuan git gide kötüye gitmekte."

Başıma giren keskin ağrıyla zonklarken dengem sarılmış, bedenimi taşıyan dizlerim her an kırılacak cam gibi zor duruyordu ayakta. Acı içinde çıkan sesimle "Bunları nasıl öğrendin?" sorulacak o kadar çok sorum vardı, lakin ben en saçma soruyu sormayı tercih etmiştim. Neden mi? Gerçeğin soğuk yüzüyle şimdi karşılamaya ne hazırdım ne de gücüm yeterdi.

Eksik Mısralar  (Elfâz serisi-1) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin