*Multimedya da Elvin Çakır ve Mirza Arslan var. 😍😊 Kendi ellerimle yaptım sizce nasıl?* Ravza hemşireyi hatırlamayanlar 7. bölümün en başına bakabilirler Ravza hemşire Elvin'in hemşiresi.
*Can Elvin'in kanser olduğunu öğrenip Mirzaya söyleyen doktor.
*Multimedya da Sözün bittiği yer fon müziği var onu dinleyerek okuyabilirsiniz.
Keyifli ve güzel okumalar.🌹
Sonbaharın soğuk havası ciğerlerime nüfus ederken serin havanın etkisiyle vücuduma titreme gelmişti. Hafiften aydınlanmaya başlayan gökyüzü turuncumsu renkler yaymaktaydı kara bulutların ardından.
Rüzgârın ıslığına karışan denizin dalgaları bir ezgide can bulmuştu kulaklarım da, yüzüme sertçe çarpan poyraz bedenimi sarmalayarak uyuştururken, gözlerim hırçın denizin üzerinde gezinmesiyle ruhum kendi okyanusunun derinliklerine kaybolup, en derin dehlizlerinde esir olmaktaydı.
Kendi benliğim içinde kendimi kaybetmiştim adeta.
Saat sabahın altısıydı. Güneşin daha doğmasına varken aydınlanmaya başlayan gökyüzüne karşı benim karanlığım hiç aydınlanmamıştı... Gece boyu ıssız kalan şehir yavaş yavaş hareketlenirken yine başlamıştı insanların yalnızlıklar içindeki kalabalıkları, kendi içinde hapis bir şekilde koşuşturmaca oyununa takılmışlardı.
Kimi akşam evinde bekleyen çoluk çocuğuna bir ekmek parası için kalkmış, kimi okulda bekleyen öğrencisine koşuşturmakta, kimi ileride daha iyi bir gelecek için sırtında çantası ile okulunun yolunu tutmuş, kimi elinde çantası hastanede onu bekleyen hastasının canına şifa olmak için koşuyor, kimi ona güvenip rahatça yaşayan bunca insanı korumak için vazifesine gitmekteydi...
Ben ise uzaktan hayatın bu hengameli akışına seyirci olarak izlemekteyim. Gözlerimin önünde koşuşturan insanlara bakıp, hayat denen bu karmaşaya anlam vermeye çalıştım, benim için bir hiçten ibaret olan bu koca hayatta ne buluyorlardı da bu kadar sıkı sıkıya bağlanıyorlardı? Anlam vermiş değildim.
Aklıma gelen isimle beyin fırtınası yaparken, bu soruyu ona sormak için aklımın bir köşesine not ederken insanları izlemeye kaldığım yerden devam ettim.
Biraz sonra çoğalan araba sesi ve seyyar satıcıların seslerinin yanında vapur sesiyle iyice gürültü artarken ellerimi siyah ceketimin ceplerine yerleştirip, ağır adımlarla kalabalığa karışarak arabayı park ettiğim yere gittim.
Önünde durduğum beyaz araca binip uzun ve yoğun bir İstanbul trafiğinde ilerlemeye çalışırken kendi içime karışmıştım. Kafamda ki deli düşünceler beni sert kıyılara savurup vururken, dalıp gittiğim yolda aniden gelen korna sesiyle afallayarak kendime geldiğimde akan trafiği fark etmemle arabayı dikkatlice sürdüm.
~~~~★
Uzun bir yolculuğun ardından durduğum hastanenin önüne gelişi güzel arabayı park edip hastaneye yönelerek, camlı dönme kapıdan girerken ileride beyaz doktor önlüğüyle beni bekleyen Can’ı görmemle ona taraf hızla yürüdüm.
Beni gören Can yüz hatlarımı incelerken şaşırmış bir şekilde bana baktı.
“Abi bu ne hâl? Ne oldu, gözlerin kıpkırmızı, sen!” Gözlerini kısarak yüzüme daha dikkatli bakan Can “ Sen hiç uyumadın mı?”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eksik Mısralar (Elfâz serisi-1)
SpiritualeSadakât, aşk, hüzün, mutluluk ve imtihan... Büyük dostluklar. Elvin, dini ve baş örtüsü için ailesine karşı çok büyük savaş verip yarı galip gelmiş bir kız. Her ne kadar bu savaştan yarı galip gelsede onun için bazı şeyler daha yeni başlıyordu. ...