Blood and lust,
__________Issız kalbime hiç uğramayan, yanından dahi geçmeyen hisler tatmaya başlamıştım. Bu fiziksel olarakta görülmeye başlıyor, bazen ise fazla tepkiler vermeme neden oluyordu. Garip. Ellerim titriyor, kalbim durmaksızın ağzımda atıyor, gözlerimi gereksiz yere kaçırıyor, ard arda yutkunuyor ve bazen ayakta bile duramayacak gibi hissediyordum. Fazla, gerçekten fazla tuhaftı yaşadığım şeyler.
Bu his neyin nesiydi ve ne yapacaktım. Her şeye bir fikir üretirdim fakat bu konuda ne yapacağım tartışılırdı.
Birisine danışmak istiyordum, bu durumlarda ne yapılır ya da hislerimin adını ne koyabilirim gibi bir çok soru pinekliyordu hafızamda. Jeon ile bir ilgisi olmamalıydı. Onun yanında eskiye nazaran salak gibi heyecanlanmamalıydım. Geçtiğimiz ay sadece sade kin, nefret ve öfke beslerken, şuan duygularım oldukça farklıydı.
SeoJin'i istiyordum, şuan yanımda olmalıydı ve bende eskisi gibi ona dertlerimi, bilmediğim şeyleri anlatmalıydım. Dostuma ihtiyacım vardı. Hala eskisi gibi dost muyduk, bunun cevabını nedense bir şekilde cevaplayamıyordum. Aklımdan çıkmasını öyle çok istiyordum ki, tarif edilmesi güçtü.
Arkamdan iş çevirmişse ya da bir nedenle satmışsa bile affedebilir miydim ki, becerebilir miydim bunu. Onlara yardım ettiği aşikârdı.
Pezevenk, Taehyung denen bozuntuya satmıştı beni. O herif kim bilir nasıl gitmişti beynine, gerçekten kurnaz bir herifti. Dostum beni asla satmazdı, kendimden çok güvendiğim, banka hesabımın şifresini bile verdiğim çocuktu o.
Aşk için yapar mıydı sence?
Ya da bunca zamandır dönen dolapları biliyor muydu? Bu gerçekten tarif edilemez, ezici bir duyguydu.
Ah tanrım, her neyse ne idi artık. Cidden kafayı yiyecektim, şu durumda bile düşündüğüm şey çok alakasızdı. Karşımda Jeon dururken düşüncelerimden sapmış ve her nasıl olduysa aklım yine eskiye gitmişti. İyi miydi bilmiyorum ama ne olursa olsun, benim durumumda olmamasını yeğlerdim.
Jeon ile ne kadar süre sessizce bakıştığımızı bilmiyordum. Uzun süre dudaklarımı diliyle bıkmadan turlamış, emerek ezmiş ve şişirene kadar dişlemişti. Bir eli ensemi sıkıca sarmış, uzun süre geri çekilmeme izin vermemişti. Islak bir sesle ayrıldığında bir süre neler olduğunu idrak edememiştim.
Saniyeler sonra, araladığım bakışlarım ile her milimini yeşertmiştim. Gözleri öyle derin ve iç gıcıklayıcı bakıyordu ki, kendimi sorgulamama yol açıyordu. Neydi bu titreme, söylesene. Karşındaki adam seni bu durumlara sokan şahıstı. İçimde susturamadığım isyanım, nasıl olur da ona tutunmama izin verirdi. Bir açıklaması, bir kestirme kaçışı olmalıydı.
Ben ona tutunmak, tutulmak, acizce ona aç olmak istemiyordum. Kalbimi susturamamaya başlamıştım. İçimdeki öfke beni nefretle doldursa da, bastıramıyordu işte, durmadan inletiyordu kalbimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Touch Me ❦Jikook❦√
Fantasy"Dilimden sızıp, genzimden akan şarabın mayhoş eden tadı gibisin." ⚜︎ Safkan, adı tehlike olan kaçak bir vampir ve kendi tehlikeli kişiliğinden pek de haberi olmayan genç bir çocuk. Kana susamış...