You Are Mine Tonight|M|

1.3K 93 172
                                    


º˚

Vücuduma işleyen serin esinti çıplak bedenimi titretmiş, kalçamı duvara bastırmama neden olmuştu. Ellerimden birisi kitaplığa kelepçeli, birisi açıktı fakat gözleri önünde tedirginliğimi göstererek kendimi gizleyemezdim. Odanın boğuk, ağır havası sert sert yutkunmayı tetikliyordu.

Odada bedeni heybetli bir şekilde dolanıyor, eline aldığı bardağın içine akıttığı şarabın sesi ortama işliyordu.

Sırtı bana dönük olan beden şarabından yudumlayarak bana dönmüş, gözleriyle bedenimi her zerresine kadar turlamaya başlamıştı. Hiçbir şekilde çekinmiyor, koyulaşan keskin irisleri alt taraflarıma değdikçe sırıtması genişliyor, yoğun ve sık sık haz duyduğunu belli eden homurtular çıkartarak yaslandığı masadan beni izliyordu.

Sikeyim, cidden beni delirtmeye çalışıyordu. Bornozunun ipini biraz daha gevşetmiş, sıkı göğüslerini gözlerimin zevki için sunmuştu.

Kaybetmemi istiyordu çünkü kendisi asla yalvarmayacaktı. Benim saniye saniye erekte olmamı istiyor, kıvranarak çaresizce ismini sayıklamamı bekliyordu.

Kafasına şarabı bana bakarak hızlı bir şekilde dikerek bitirmiş, topladığı saçlarındaki tokadan firar eden saç tutamlarına sırıtarak üfleyip, geriye itmişti. Bu görüntüsü beni ister istemez mahvediyor, dizlerimin bağını çözüyordu.

"Hayatını siken bu adamın bedenini tüm çıplaklığıyla görmek ister misin küçüğüm?"

Sırıtarak kafasını bir tur çevirip boynunu çıtlatmış, bu gece bana karşı olan susuzluğunu gidermeye hazırmışçasına hoyratça bana doğru gelmişti.

Önümde duran beden, kuşkusuzca bornozunun ipini sertçe çekmiş, önünü kapatan bez parçasının yanlara açılmasına izin vermişti. Gözlerime ilişen kaslı, geniş ve oldukça sert duran göğsünden aşağıya doğru kesik kesik soluyarak bakışlarımı indirmiş, kasıklarındaki kendini belli eden adonis çizgilerinde kendimi durdurmaya zorlamıştım.

Lanet olsun, kasıkları çıldırtıyordu.

İçimden kendime küfürler ediyor, erekte olmamak için direniyordum.

Sikeyim sen hangi ara bisex oldun Jimin!

Elleri, gözlerim adonislerindeyken penisini sırıtarak kavramış, bakmamaya direttiğimi anlamış gibi okşamaya başlamıştı yavaşça. Diğer eli de arsızca arkamda kalan duvarı bulmuştu. Dayanamayarak penisine kayan gözlerim ister istemez irileşmiş, kalınlığının ve bu kadar büyük olmasının sebebini sorgulamıştım bir an.

'Ah, Tanrı aşkına! Ona neler yaptın sen Jeon, sikeyim bu kadar beklemiyordum.'

İsyan edercesine bağırmış, tıslayarak soldaki açık kalan elimi sağ omzuna atmıştım. Omzundan bornozunu ittirmiş, duvardaki elini aşağıya itmiş ve dibime girmesiyle yüzümü boynuna sokarak kaslı kollarından aşağıya düşürmüştüm. Çıplak kalan bedeninde, bedenine zıt kalan küçük ellerimi dolaştırmaya başlamış, erkeksi kokusunu derince çekerek ciğerlerime hapsetmiştim.

Okşadığı erkekliği karnıma, penisini okşadığı eliyle beraber sürtünüyor, kasıklarımın kasılmasını sağlıyordu. İstemsiz ilk defa deliğimin ıslandığını hissetmiştim. Ben kendimi kimsenin bedeni altına vermez, onun himayesi altına girmeyi kabul etmezdim, tabii bu gece istisnaydı.

Aşağıya ittiğim eli yavaş yavaş sürtünerek ince belimden çıkıklaşan dolgun kalçalarıma kaymış, sıkarak kendine ittirmiş, önümü dudaklarını yalarken kendisine bastırmaya başlamıştı.

Touch Me ❦Jikook❦√Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin