I'|M| thirsty for you

328 33 57
                                    

Biliyorum asırlar geçmiş gibi fakat sonunda bir şeylerin toparlandığını hissediyorum.

Büyük ihtimalle unutmuşsunuzdur neler olduğunu, bu yüzden önce kitap hakkındaki özet kısmına göz gezdirip, bir önceki bölüme bakarsanız daha iyi olabilir.

Bölümü kontrol etmedim, yanlışlarımı görürseniz nokta bırakabilirsiniz... 🖤

🍷
°•

Gecenin ayazı dışarıyı kavururken dışarıda savrulan ağaç dallarının gölgesi, ay ışığının küçük hazneleriyle küçük sanatını odanın gri duvarlarında fütursuzca sergilemekten çekinmiyordu.

Dışarıdaki havanın küskünlüğü tabiatın dengesini sarsmaya ant içmişçesine hoyratça hünerlerini sergiliyordu. Bedenimin üzerinde bulunduğu siyah şilte parçasının her bir noktasındaki soğukluk, bedenimdeki ayva tüylerinin ürpermesine neden olacak kadar bedenimin ısısını düşürüyordu. İnatla bedenimi soğukta bırakırken bacaklarımı davetkarlığıyla iyice ayırmış, büzüşmekten ziyade yüz üstü, odunsu kokuyla sarmalanmış yastığa kollarımı dolayarak uyanalı yarım saati bulmasına rağmen yataktan çıkmak için hiçbir çaba sarf etmiyordum.

Parmaklarım istemsizce kumaşın üzerinden kayarak boynumu bulmuş, taze fakat kanı kurumuş yaranın üzerinde amaçsızca dolaşmaya başlamıştı. Uyuşuk, soğuk boğumlarım bir şeyleri keşfetmek, yeni şeyleri ezberlemek istercesine diş izlerinin üzerinde dolaşıyor, bıraktığı sızıyla yarı kapalı kirpiklerim titreşerek yanan mumun duvardaki dalgalanışının üzerinde gidip gelmeye devam ediyordu.

Soğuk bedeninin aksine döşemesi sıcacık hissettiren odası karakterine dikti.

Aramızdaki çekime bir ad koyamıyordum çünkü deneyimlemediğiniz türden bir şeyi adlandırmak, bildiğiniz bir yemeğin tadını yorumlamak gibi değildir.

Beni odasına kadar taşıyıp, bedenimi saran mayışmışlığın ardından gidişini hissettirmemişti. Gözlerim kapanıp, bilincim karanlığın ziyaretiyle kaybolana dek varlığını burada hissetmiştim.

Dişlerinin saplandığı yerden sızan kanların bedenimden çekilişini saniyeler önce deneyimlemiş gibi hissederken kurumuş dudaklarım sesli kesik bir soluğun ardından aralanmıştı. Bünyemi zayıf düşürecek kadar kan emmesi iradesini ne kadar zorladığımın düşüncesini zihnimde yer ettirirken, dudaklarım mayışık bir ifadeyle, arsızca yanaklarıma doğru kıvrılmıştı.

Kapının kilit sesiyle odayı koyu parkelerin üzerinden gelen tok adım sesleri doldurmaya başlamıştı. Yanağımı yasladığım yastıktan yavaşça aşağıya kaydırırken, bana doğru usulca yaklaşan iri bedenin kuzgun karası irislerini, göz ucuyla bakmaya çalışırken bedenimde dolanışını yakalamıştım.

'Tekrar beni emmeye mi geldin, yabancı?'

Bir fısıltı gibi pürüzlüce çıkan kelimeler dudaklarımdan dökülürken, omurgamdan yukarıya doğru tenime sürtünerek tişörtümü yukarıya sıyıran parmaklarla göz kapaklarım titreşerek kapanmıştı. Pantolonumun arka kısmı saniyeler içerisinde kavranıp üst bedenimi santimler eşliğinde soğuk şilteden ayırmış, tişörtü tamamen kollarımdan sıyırdıktan sonra, bedenimi küçük bir düşüşle yüzüstü yatağın üzerine bırakmıştı.

Parmaklarım yastığının kenarlarına tırmanıp, bulunduğu yeri sıkıca kavrarken, bedenim yatağın soğukluğuyla titremişti. Gözlerim, hızlıca omzumun üzerinden ardımdaki bedene dönerken, kemerini söküp, kol düğmelerini açarak yukarıya doğru katlandığı beyaz gömleğinde yavaş ama bir o kadar da aceleci bir tavırla dolanmıştı.

"Hayır. Bu sefer bu yeni tanımaya başladığın yabancının seni gerçek anlamda yemek gibi planları var, benim küçük atıştırmalığım."

"Seni özledim Jimin-shii..."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 19 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Touch Me ❦Jikook❦√Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin