24.Bölüm "AŞKIM?"

136 4 0
                                    


"Dışarı mı çıkyoruz? En azından bir şeyler versen üstüme,bunlar üstüme yapıştı." derken gayet ciddiydim,iki gündür aynı kıyafeti giyiyorum.Nathan kafasını sağa doğru yatırıp dişlerini göstermeden yüzüne gizli bir gülümseme yerleştirdi.Bu dağ evini sevdim,hiç görmediğim kadar çok Nathanı gülerken görüyorum.Kafasını bana doğru sabitlediğinde artık yüzünde yer etmiş sert çehresi vardı.

"Belki de bu elbisenin içinde başka bir adama göründüğün için sana ceza vermeliyim." Dedi yüzündeki ahlaksız bakışlarla. Bu bakışları da sevdim.

"Ne gibi mesela?" dedim onun ahlaksız bakışlarına yaklaşıp 'Mesela bu elbiseyi üstünde yırtmak gibi' bir şey söylemesini bekliyordum ahlaksızca dudaklarımı ıslatırken.Fakat verdiği cevapla bir kez daha kanıtladı tam bir odun olduğunu!

"Bellide bu lanet olası elbiseyi hiç çıkarmaman bir ceza olabilir!" dedi tehditkâr bakışlarıyla.Sinirli ve hayal kırıklığı ile dolmuş bakışlarımı saklamak adına bakışlarımı Nathan'ın ayaklarına diktim.Ayakları çıplaktı ,pantolonun paçaları topuklarına kadar uzanıyordu.Çenemi eliyle yüzüne doğru kaldırdığında kaşları çatıktı ancak sinirle bakmıyordu.

"Ancak bu senden çok bana bir ceza olur,bu yüzden düşündüm de sanırım bu elbiseyi üstünden ben çıkarana kadar kalması sana büyük bir ceza tabi bir de dip not var" bu ahlaksız cezaya karşı kıvrılan dudağım Nathan'ın dikkatini çekmiş olmalıydı ki bakışlarını saklamadan dudaklarımda gezdiriyordu.Dudaklarımı şehvetle aralarken dudaklarıma yaklaştığı sırada aklıma gelen soruyu Nathan için dezavantaja çevirmeye karar verip nefesi dudaklarıma değer değmez geri çekildim ve

"Dipnot?" derken istekli dudakları hayal kırıklığı ile kapandı ve sitemle konuştu

"Dipnot !Bu elbiseyi istediğim zaman istediğim şekilde çıkarmam ve buna hiç bir şekilde karşı koymaman!" Dedi vurgulayarak ve devam etti "Şimdi göle gidiyoruz!" Kapı kolunu açmasıyla soğuk hava içeri akın etti ürperen vücudumu elimle sardım.

"Göl mü? Hava zaten çok soğuk! Göl de n'apıcaz!?" Soğuk Havanın bana verdiği cesaretle Nathan a karşı gelmiştim.Umarım Gölde beni boğmaz.Çatık kaşları saha da çatıp üstüme örttüğüm bir elimi aldı ve eliyle sardı.Bakışlarıyla beni tehdit ederken devam etti

"Duş almamız gerektiğini söyledim , ve bende duşu gölde alırım bayan Stewart,kısaca benimle göle duş için geliyorsun Mirillia!"

Tamam hem Bayan Stewart hem de Mirillia demesi kısa süreli kalp krizi geçirtsede ona göre hayırın bir cevap olmadığını biliyordum bu yüzden devam ettim kapıdan çıktığımızda sıcak bir meltem esti,iyi hissettirsede yine de soğuktu.Çıplak ayaklarımla Islak toprağa bastığımda yağmur yağdığını anladım,lanet olsun bunu boşa geçirdik çok daha verimli bir şeyler yapabilirdik!?Tanrım! ben ne zaman bu kadar ahlaksız olmuştum? Sanırım Nathanı barfiks çekerken o kaslı sırtını gördükten sonra, o görüntüyü gören kim ahlaklı kalmayı başarabilirdi ki ?Evin çamlarla çevrili yolundan yapay gölün yanına gelmiştik.Nathan elimi bıraktı ve yapay göle doğru bir adım daha attı.Uzunca baktıktan sonra tam önüme geldi.Önümde diz çöküşünü izlerken ne yapacağını merak ediyordum,cebindeki kutuyu eline aldı avucunda tutuyordu.Yoksa? olabilir mi?

"Mirillia ,ben nasıl başlarım bilmiyorum aslında gece seni izlerken de çok düşündü-"

"Gece beni mi izledin?" gece beni mi izlemişti?

"Benim için bir ritüel haline geldi,tabi dünün bir farkı vardı yağmurun yağdığını fark etmişsindir,üzgünüm bu fırsatı kaçırmadım ve yanına sızıp-"

"Ben de boşa gitti sanmıştım." dedim kocaman gülümsememle Nathan söylediğim bu aptalca söze karşı kocaman gülümsedi rüya görmüyorum dimi? Lütfen rüya olmasın lütfen Tanrı'm rüya olmasın!!

AŞK İMKANSIZ!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin