18.Bölüm ''KISKANÇLIK"

173 5 0
                                    


###

"Mirillia Nathan kim bilmiyorsun!" Dedi annem elleri kanlar icinde.Uzaktaydı ona doğru koştukça uzaklaşıyordu.Karanlık üzerime çöküyor."Nathan!" diye bağırdım karanlığa avazım çıktığı kadar ama sadece küçük bir fısıltı çıktı.Annem sürekli konuşuyordu öyleki bilinç altımı bile duyamıyordum."sır, sır, büyük sır, nathan ölmeli, onu öldürmeliyim, kara büyü, kara, büyü, nathan ölmeli, elizabeth gibi, ölmeli,"hızlıca bunları tekrar ediyordu.Korkuyordum.Koşmaya başlayacaktım ilk adımımda annemin yanındaydım mavi gözleri hiç görmediğim bir mavilikteydi öyleki karanlıkta görebildiğim tek şey oydu.Annemin ayaklarında bir şey oynadı, gözlerimi ona doğru çevirdiğimde annem tuzla buz olmuştu çoktan.Etrafıma baktım ancak yoktu nasıl birden bire kayboldu,"Mirillia" diye az önce hareket eden şeyden tanıdık ses geldi.Hızla dönüp koştum çünkü Nathandı.Yanına çöktüm.Tam kalbinde neredeyse uzunluğu 40 cm anahtar vardı.Nathan konuşmaya çalışıyordu.Yoksa bunu ona annem mi yapmıştı?"Mirillia...annen..bir" "Şşş..sakin ol" dedim ağlayarak , ya ölürse?

Her yer karanlık hiç bir şey göremiyorum."Mirillia annen...bir...büyücü" Ne? Büyücü mü?
"Nathan ne diyorsun sen?" Nathanın yüzündeki acı silinip korkunç bir gülüşe yer vermişti.Korkuyla biraz geri çekildim.Nathan hiç duymadığım kahkahasını atmıştı hemde uzun ve sesli bir şekilde.Nathan değildi.Nathanın ela gözleri mavi keskin ve şeytani maviye dönmüştü sureti ise annem di.Tanrım rüya ise şimdi tam uyanma vakti.Kalktım ve kaçmaya başladım mavi karanlıktan  daha az korktuğum simsiyah karanlığa koşuyordum.Kalbim koştuğum için mi ağrıyor, ıslaklık bu ıslaklık, durdum korkuyla kalbimi elledim.Elime sürülen kanla kalbimdeki anahtarı gördüm.Annemse karşımda gülmeye devam ediyordu.Sonrası uzun bir çığlık belkide 15 saniyelik rüyanın 10 saniyesi çığlıktı.

###

Çığlıkla yattığım yerden sıçradıktan sonra kalbimi tutarak derin derin nefes alıyordum.Rüya sadece rüya , kendimi rahatlatmıştım.Sakin ol sadece rüya.Hah sadece rüya ama avuçlarımda tırnak izimi bırakıp yastığımda gözyaşlarım dan küçük bir göl yapan rüya.Kalktığımda ev bomboştu koca bir boşluk hemde.Anlamıştım ,Nathan evin en önemli parçası yoktu.Gerilerek ayağı kalktım Nathanın meşhur sahiplendiği koltukta uyumuştum.Görse veni zorla baika yerde yatırırdı.Pencerenin önünde gerneşmeme son verirken karşıdaki Hotel e baktım.Tanrım! Gördüğüm şey gerçek olamazdı, bu Nathan!.Cam'a yaslanmış bana doğru bakıyordu.Ona doğru baktığımı fark ettiğinde gözlerimi ovuyordum.Belkide hala rüyadayımdır. Gözlerimi açtığım da yoktu.Gerçekten omuydu? Şaşkınlıktan azım açık kalmıştı.Ne yapmalıydım?Önce pencereden uzaklaşmalıyım, Gidip oraya bakmalıyım gerçekten o mu?..Hayır,olmaz.Eğer oysa tekrar kaçacaktır ve bu sefer daha uzağa,peki nasıl öğrenicem ona belli etmeden o mu değil mi?..Düşün Mirillia düşün! Buldum! Nathanın keskin kulakları vardı,eğer tehlikede olduğumu hissederse eminim ki bir tepki verecektir yani umarım.Çığlık atarsam beni duyacaktır.

Avazım çıktığı ve Boğazımı acıtacak kadar çığlık attım.Pencereye çaktırmadan baktığımda Nathan oradaydı.Tam olarak buraya bakıyordu,pencereye çıktım fakat ona bakmıyordum.Evet eminim o Nathan.Tanrıya şükür.

            "Lanet olsun örümceklerden nefret ediyorum!"diyerek çığlığımın sebebini sakladım.Kesinlikle Nathan'dı.Nasıl beni bu kadar endişelendirip öylece karşımdaki Hotele yerleşir.Buna pişman olacaksın NATHAN GRENGER!

***

NATHAN GRENGER

Mirilliayı rahatça görebileceğim bir Hotel'e yerleşmiştim.Tüm gece aralıklarla pencereden Mirillia yı kontrol etmiştim.Salonda eski evimi bana hatırlatan koltukta uyuyordu.Bense uyuyamıyordum.Ben  uyuyamaz iken o nasıl bu kadar rahat uyuyabiliyor?Uykusuzluğa ancak bir kahveyle başa çıkabilirdim.Kahve yapma makinasını beklerken Mirillianın çığlığı olduğuna emin olduğum küçük çığlık beni endişelendirmişti.Mirilliayı rahatça görebilmek için ona en yakın süiti seçmiştim.
        Pencereden kolayca onu görebiliyordum.Koşarak pencereye geldim.Mirillianın penceresine -teknik olarak benim pencereme-bakarken Mirillia gerilerek kalktı ve pencereye doğru gerilmeye devam etti.Kabus görmüş olmalı ya da böcek konu Mirillia olunca bu pekte kestirelemiyor, belkide çekici tarafı budur?Bir anda duraksadı ve kafasıyla birlik olarak gözlerini bana   doğru çevirdi, işte o duygu tekrar başladı.Kalbimin ağzımda atması kanımın sıcaklığı.Lanet olsun! Beni gördü mü? Bana doğru bakıyor Lanet olsun! Hiç gelmemeliydim!
           Göz kapaklarını  yoğurduğu anda içeri koşarak girdim.Lanet olsun kısa süreli kalp krizi geçirdim.Eğer beni görürse özellikle onu bu şekilde bıraktırtan sonra karşısındaki Hotele yerleştiğimi görürse bana hayatı zehir eder.Lanet olsun! Neden peşimi bırakmayacağından değilde bana yapacaklarından korkuyorum.Kahve fincanından bir yudum aldıkttan bir iki saniye sonra  2.çığlık üzerine irkildim yine Mirilliaydı.Bu sefer neydi?Belkide beni gördü ve emin olmak istiyordu.Ya başka bir şeyse hayır Mirilliayı bir varsayım üzerine tehlikeye atamam.Cam'a zaman kaybetmeden gittiğimde Mirillia yı göremiyordum görüşe odaklandığım halde hiç bir şey yoktu.Kulaklarımı tamamen Mirillianın sesine odaklasam dahi bir şey duyamıyorum.Lanet olsun yine başına neler açtı! Bu oyun belkide başlamadan bitmeli Mirillianın beni öldüreceğini bilmeme rağmen evet belkide bitmeli.Süitin kapısını açtım.

AŞK İMKANSIZ!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin