“Ağabey!” Diye bağırdım karşımda gördüğüm kocaman ışıklara gözlerimi dikmiş bakarak. “Burası çok güzelmiş. Hep gelsek olur mu ki?”
Abim tek dizinin üstüne çökerek küçük ellerimi avuçlarının arasına sakladı. Ellerinin sıcaklığı soğuktan donmuş parmaklarıma can oldu.
“Sen istersen her zaman geliriz bebeğim. Şimdi dile benden ne dilersen.” Dedi ağabeyim bana kocaman gülümseyerek.
Heyecan ve mutlulukla yerimde
zıpladım. Karşıdaki pamuk şekeri satan abiyi görünce parmağımı oraya doğru uzattım. “İlk önce pamuk şekeri alalım ağabey olur mu?”
Ayağa kalkarak elimden tuttu ve etrafına bir sürü çocuk toplanmış pamuk şekerciye doğru yürüdü. Pamuk şekerden bir tane alarak bana uzattı. Elimdeki mavi şekere gözlerimden kalpler çıkarak baktım. Şimdi yemek istemediğim için elimde sıkıca tuttum.
“Ağabey, ben lunaparkı çok seviyorum ama sürekli gelemiyorum. Ben istiyorum ki, hep gelelim. Keşke hep yanımda olsan da beni getirsen. Sen gidince ben üzülüyorum. Çünkü en çok sen seviyorsun beni.”
Atlı karıncalara doğru gittik. Belimden tutarak beyaz bir atın üstüne oturttu beni. Hem elimdeki pamuk şekeri, hem de atı tutmaya çalışarak dengemi korumaya çalıştım. Belimden tutarak bana destek oldu.
“Sen üzülürsen bende üzülürüm bebeğim. Bak şimdi yanındayım, beraber eğleniyoruz. Bundan sonra uzun bir süre yanındayım. Çok uzun diyemem ama daha iki kere lunaparka gelebileceğimiz kadar uzun bir zaman.”
Atlı karıncanın hareket etmesiyle kahkaha attım. At yukarı ve aşağı doğru yavaşça inip kalktıkça heyecanlanıyordum.
“O zaman bir sürü şey yaparız ağabey. Biliyorum yorgunsun, bende seni yoruyorum. Ama sen gidince bir sürü yapacağımız şeyler birikiyor bende heyecanlanıyorum, çabuk gidersin diye hepsini yapmak istiyorum. Seni üzmüyorum değil mi, ağabey?”
Tebessüm ederek ‘hayır’ dercesine kafasını salladı, uzun ama uçları yamuk kesilmiş saçlarımın üstüne derin bir öpücük kondurdu.
“Hayır bebeğim, sen beni üzmüyorsun. Sakın böyle şeyler düşünme tamam mı? Ben seni görmek, gezdirmek için işim çabuk bitsin diye dua ediyorum.”
“Ağabey, seni çok seviyorum. Beni sakın bırakma.”
Atlı karıncanın durmasıyla kollarımı abimin boynuna doladım ve sıkıca sarıldım ona. Beni atın üstünden kaldırarak kucağından indirmedi. Yanağıma kocaman bir öpücük kondurdu, “Bende seni çok seviyorum abisinin güzeli.” Dedi.
Sonra lunaparkta yaşımın yettiği tüm aletlere bindirdi beni. Bir sürü fotoğrafımı çekti, benimle beraber kahkahalar attı, çocuk gibi eğlendi. Görevden yeni gelmesine ve yorgun olmasına rağmen benimle güzel zaman geçirdi. Asla beni üzmez hep yüzümü güldürmeye çalışırdı. Ailemizde en çok ağabeyim severdi beni. Korurdu, kollardı.
Ağabeyimin gelince aldığı beyaz çiçekli elbisemin uçlarını sallandırarak atış yaparak hediye kazanabileceğiniz oyuna gelmiştik. Benim için oyuncak kazanacaktı. Heyecanla yanında durmuş elbisemin eteklerini avucuma toplayıp sıkarak bekliyordum.
Sonunda tüm atışlarım hepsini yaparak bana kocaman ayıcık hediye etmişti. Ayıcık resmen boyuma denk geliyordu. Sırıtarak ayıcığı kucağıma aldım, bir tur etrafımda döndüm.
“Canım ağabeyim, bu gün benim hayatımda en mutlu günüm oldu. Yeni beyaz elbisem var, ayıcığım bile beyaz. Yanımda sen varsın. İyi ki varsın ağabey, seni kocaman seviyorum.”
Boyumuzu eşitlemek için yeniden karşımda diz çöktü. Yüzüme dökülmüş saçlarımı kulağımın arkasına itti.
“Belki doğum gününde yanında olamayacağım diye affet beni tamam mı? Bu günü bir hediye olarak kabul et. Bembeyaz elbiseni, oyuncağını hepsini. Ve seni hep sevdiğimi de unutma tamam mı güzel kızım? Bundan sonraki doğum gününde yanında olacağım, söz veriyorum.”
Sevinçle kafamı salladım. Küçük kollarımı ağabeyimin boynuna sardım.Tüm gücümle sıkıca sarıldım ona. Sayısızca öpücük kondurdum yüzüne. Tenimi gıdıklayan nasırlı ellerini tutup parmaklarının ucunu bile öptüm derince. Uzun uzun baktım bana gülümseyen suratına. Aklıma kazıdım tüm yüz hatlarını bir daha gelişine kadar unutmayayım diye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayaz Gecesi
Literatura FemininaZor olan sevgisiz büyümek miydi? Yoksa yaşamak için hayata direnmek mi? Hayatın bana sunduğu güzelliklere sonunda kavuşmanın mutluluğu ne kadar sürerdi ki. En güvendiğin insanlar varsa eğer hayatında her mutluluk sonsuz olurdu. Gerçek ailemizi seçe...