Merhaba nasılsınız? Yb getirdim sizeee hadi okuyun dskcskfks
______
Üzerimde dizimde biten sarı ciçekli bir elbise vardı. Saçlarımı açmıştım. Hafif bir göz makyajı ve kırmızı ruj.
Bak bak gören de bir şey sanacak bunu. Egoist.
Senden güzelim diye ağlama.
Beni mi gördün salak? Hem ben senim aslında. Neden daha akıllı birinin iç sesi değilim ki?!
nE?
Böyle mal gibi kalırsın işte. Sim de at istersen saçına öyle daha mal aman güzel olursun.
Beni övmen gerek, yermen değil.
He aynen bb.
İç sesimle sıradan bir konuşmamı tamamlayıp üzerime son aynadan bir göz gezdirdikten sonra odamdan çıktım. Çıkar çıkmaz tüm gözler bana dönmüştü.
Güzelim evet de neden sinirli bakıyor bunlar?
Almina kolundaki saati gözüme sokarcasına dibime getirdi.
"Saat kaç lan saat kaç? Tam bir saattir seni bekliyoruz burada! Oysa sana 15 dakikaya burada ol dedik." Dudak büzüp tatlı olduğunu düşündüğüm fakat aslında iguanaya benzediğim bir şekile girdim.
Ama kimsede mimik oynamadı. Tamam belki biraz fazla kaçırmış olabilirim. Birazcık.
"Tamam kusura bakmayın biraz fazla kaçırmış olabilirim. Ama bugün benim için değil miydi? Sinirlenmeyin yahu!" Biraz da ajitasyon yaptım. Bu sefer göz devirip yerlerinden kalktılar. Ben uzun botlarımı giyip onların ardından kapıyı kilitleyip çıktım.
Gideceğimiz yer çok sesli bir ortamdı. Bar gibi bir yerdi. Sesli ve çokça gürültülü bir yer.
Ben Ekin'in arabasına binmiştim. Arka koltuğa geçmiş radyodan çalan şarkıyı dinliyordum. Ön koltuğa sevgilisi Cansu oturdu, yanıma da Simge.
Kısa bir süre yolculuk ettikten sonra gelmiştik.
Güzel olduğunuz kadar da vay anasını avradısınız.
Sadece ismen ve birkaç yerden duyduğum yer beklediğimden güzel çıkmıştı. Hepimiz araçlardan inmiştik. Herkes eşiyle birlikte giderken bana da grubumuzun egoisti Çınar kalmıştı. Beni aşağıdan yukarıya yavaş hareketlerle süzüp bıkkınca yanıma geldi.
Sen gel aç aslan gibi süz sonra dibin düşmemiş gibi burun kıvır.
Paşama bak sen!
Koluna girip kapıdan geçtikten sonra anında ondan uzaklaştım.
"Korkma yemem seni." Bu dediğine sesli kahkaha atmıştım. Kolidorda olduğumuzdan birçok insan bana bakar sandım ama olmadı.
Herkes ayyaş gibiydi. Korkmadım desem yalan olur.
"Az önce yiyecek gibi süzdün de. Neyse" Onu orada bırakıp uzun botlarımın yankılanan sesiyle havalı havalı girdim içeri.
Her an geri dönebilirdim ama.
Parfüm ve banyo denen şeyler var hani kullanmak isterseniz?
Etraf insan kaynıyordu. Herkes dip dibe. Alkol, parfüm ve ter kokuları da karışmıştı. Iyy iğrenç.
İnsanlara çarpa çarpa ilerlerken belime dolanan bir elle yönümü ona çevirdim.
Noluyo lan?
"Güzelim?" Alkol kokan bir nefes ve tanımadığım bir yüz.
Sapık var imdat!
"Yürü git lan!" Kollarını iteklemeye çalışıyordum. Ama yok nafile!
"Bu gece boş musun?" Yarım ağız söyledikleriyle midem kalkarken iyice debelendim.
"Bırak lan bırak."
"Imm bırakmazsam?"
"Bıraktırırız." Birden arkadan gelen sesle kolumu mengene gibi sarıp arkasına çekti Çınar.
Sana mecbur bırakan hayat bana ne yapmaz daha.
Kolumu ondan kurtarır kurtarmaz attığı yumrukla istem dışı çığlık atmıştım. Gelen seslerden de müzik kesilmiş herkes bizi izliyordu.
Lan oradaki bizi mi çekiyor?
Yarın gündeme düşeriz rezilliğimizle.
"Noluyor lan?" Ekin anlamayarak bize baktı.
"Bu it Fulya'ya asıldı." Bunu duyan Ekin de Çınar'a katıldı. Görevliler ayırmaya çalışırken bizimkilerde milim oynama yoktu.
O kadar spora gittiler ee bir zahmet.
Sonunda ayrılan kavga o adamın atılmasıyla son bulmuştu. Boş bir yere geçmiştik ve herkes bir şey içiyordu. Alkol pek kullanmasam da bugün sarhoş olmak istemiştim.
İçeceklerin olduğu yere geçip barmene işaret yaptım.
"Sert bir içki."
İsimlerini de bilmiyordum ki hava atayım. Önüme koyulan küçük bir bardakla dudak büzdüm.
Ee bu küçücük?
"Ama bu küçük." Yanda oturan bir adam güldü bana.
"Şhot denir buna cidden sert olduğu için de küçüktür." Bilmiş bilmiş konuşmasına cevap bile vermeyip elime aldım bardağı ve kokladım.
Iyy acı kokuyor.
Yine güldü adam. Palyaço muyuz lan biz ne gülüyorsun sürekli?
"Tek yudumda içeceksin o yüzden kafana dik."
"Tamam bilmiş bey."
"Bora." Anlamayarak döndüm ona.
"Ne?" Elindeki benimkinin aynısı gibi olan içkiyi kafasına dikti.
"Adım Bora. Bora Ateş."
"Fulya. Fulya Aksoy."
______
Bölüm sonu .
İnsta: wattysilam
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarı Krizantem / Yarı Texting
RomanceErdemsiz Erdem: Sweetim sende mi kalmış? Fulya: senin sweetinin bende ne işi var? Erdemsiz Erdem: bir kere ya bir kere soruya soruyla cevap verme Erdemsiz Erdem: delirecem nasıl dayandım bunca ay! Fulya: ay özür dilerim beyefendi bir daha olmaz Fuly...