YOK

665 24 8
                                    

Multi mert

Gelen fotoğrafla neye uğradığımı şaşırdım. Sanırım 15 dakika boyunca gelen fotoğrafa ve yazıyı okumuştum. Siyah pantolonumu ve siyah tişörtümü giyip motorun anahtarini aldım. Hızlı bi şekilde uzayın evine sürdüm. Geldiğimde yarım  yamalak motoru ortada bırakıp kapıyı yumrukladım. Üçüncü çalışta uzay kapıyı açtı. Onu karnından itip içeri geçtim. Kapıyı kapatıp geldi. Salonun ortasında bi ileri bi geri yürüyorum.

Uzay" hayırdır,  noluyoruz?"

" ne mi oluyoruz ? Sen  anlat bakalım kaç gündür yaptığın saçma salak davranışlarını,  dün gece ki halini . Bana neden soğuk davrandigini anlamıyorum  zaten ama bu ne demek oluyo uzay" sabah gelen fotoğrafı  açtım.

Gözlerinde hiçbir şey ifade etmeyen bakışlarla fotoğrafa baktı
" ne var fotoğrafta  normal işte "

Arca" normal mi ? Sen... sen bu kızla yattın mı?"

" yatmış olsam nolucak ki ? Seninle de beraber uyuduk, seninle de öpüştük sen bunu farkli bi şey  mi sandin?"

Hayal kırıklığıyla ve inanamaz  şekilde gözlerine bakıyodum.

Arca" senin  için benim ondan bi farkim yok yani "

" yok" hiç bir duraksama yaşamadan direkt söylemişti.  Gerçek olmayan  gülümsemeyle  kafami iki yana salladım
" hayatim da hiç kimseye güvenmedim hep bi şüphe aradım hep bi ihanet edebilir asla güvenme gözüyle baktım. Klişe bi gerceklikle sana gözüm kapalı güvendim sırtımı  yasladım sana. Ama senin duvarların topraktanmış uzay hiç  bi güvencesi  yokmuş. Kaç  gündür  naptim acaba diye düşünmekten kafayı yedim. Ama gereksizmiş seni önemsemem bu kadar  suçu kendimde aramam. Tam bi salakmışım ama sen uzay acar pezevengin önde gidenisin bi daha karşıma çıkma yoksa yedi sülaleni sikerim." Gözüne yumruk atıp koşar adımlarla kapıyı açtım arkamdan sertçe çektim.

Motora bindiğim gibi her zamankinden daha hızlı sürmeye başladım. Kafam da her cümlesi, her görüntü tekrar tekrar oynuyordu.

"Seninle de sarildik"

"Seninle de öpüştük"

" başka bi şey mi sandın?"

" yok"

Gözlerimin bulanmasıyla kaskimin cam korumasını açtım. 1 saatlik yolu 20 dakika da geldiğim uçurumu  sonuna  yürüdüm.

Bu muydu ya bu kadar mıydi? Bu kadar basit miydi? Ilk defa onu öpmüşken bile her sey onun için sıradan mıydi?

" HİÇ MI BI SEY HISSETMEDIN YA BU KADAR KOLAY MIYDI BENI KANDIRMAK, DUYGULARIMLA OYNAMAK? "  boşluğa bağırmam yetmiyodu . Ağlamaktan nefret eden ben şuan deli gibi ağlamak istiyodum. Sanırım gözlerimden gelen yaşlar bunu zaten gösteriyodu. Ayakta durmaya daha fazla dayanamayınca dizlerimin üstüne düştüm.

" niye yalan söyledin o zaman bana , niye inandırdın kendine bal ? Madem hevestim niye kalbini diğer yarım yaptın şerefsiz?" Fısıldayarak söylediğim sözleri duyurmaya çalışmadım bu sefer. Bunca zaman zaten duyulmamış daha fazlasına gerek yok.

2 saat 4 saat 6 saat ne kadar orda kaldım bimiyorum. Sadece ayaklarımı uçurumdan aşağı sarkıtıp ağladığımı biliyodum. Telefonum bir çok kez çaldı,  elimi kaldırıp cebimden almaya halim bile yoktu. Ağladıktan sonra biraz daha sakinleşmiştim sadece fiziksel olarak kafamın içinde ki herşey yerli yerindeydi.

Kendimi az da olsa toparlayıp telefonu aldım

Kübra (10 ) cevapsız çağrı 25 mesaj
Eylül ( 12) cevapsız çağrı 40 mesaj
Annem( 5) cevapsız çağrı
Kerem( 5 ) cevapsız çağrı

NUMARA KATİLİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin