SÜRPRİZ

168 87 1
                                    

                             *********

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*********

(15 TATİLE SON 1 GÜN)

Hava buz gibi soğuktu. Yorgana iyice sarılmış bir şekilde oturuyordum. Bir elimde kahvem diğer elimde kitap vardı. Kar yağıyordu. Dışarısı buradan gerçekten çok güzel gözüküyordu. Kış geldiği için yarın Fransa'daki okulların çoğu tatil olacaktı. En azından biraz dinlenebilecektim. Kahvemi masaya koydum ve koltuğa uzandım. O sırada telefonuma bir bildirim geldi. Masadan telefonumu aldım. Mesaj Enes'den gelmişti.

ENES: Kar yağıyor değil mi?

ELA:Evet de neden sordun?

ENES: Eyfel Kulesi ne güzel gözüküyordur şimdi.

ELA: Evet , kesin güzeldir.

ELA: Ama bunları neden söylüyorsun ki?

ENES: Hadi bana Eyfel kulesinin resmini çekip at.

ELA: Enes saçmalama bu soğukta dışarı çıkıp onunla mi uğraşıyım?

ENES: Evet.

ELA: Hayatta çıkmam şuan evimde sıcacık keyif yapıyorum.

ENES: Sonra yaparsın keyif.

ELA: Ay tamam çıkıyorum. Ne Eyfel Kulesi merakıysa bu soğukta zaten.

Telefonu masaya koydum ve odama geçtim. Üstüme en kalın kazağımı geçirdim ve kot pantolon giydim. Montumu ve beremi takıp dışarı çıktım. Kar artık çok yağmıyordu ama hafif hafif kar taneleri yüzüme vuruyordu. Bu şekilde yürümek gerçekten zevkliydi . Havanın soğukluğunu resmen unutmuştum. Keşke kulaklığımı da alsaydım diye düşünürken kendimi Eyfel Kulesinin önünde buldum. Gerçekten çok güzel gözüküyordu. Ben hayranlıkla bakarken arkamdan biri geldi, tabi ben geldiğini gözlerimi kapatana kadar anlamadım. Gözlerimi kapatan kişi heyecanlı bir sesle:

- Tahmin et ben kimim? diye sordu.

İşte o an gerçekten çok büyük bir şok yaşadım. Bu sesi tanıyordum. Bu ses Enes'in sesiydi. Kendimi geri çektim ve arkama baktım. Yanlız gelmemişti. Yanında Yusuf ve Meryem de vardı. Buraya gelmişlerdi. Koşarak önce Enes'e sarıldım sonra Meryem'e ve en son da Yusuf'a sarıldım.
Enes:

- Ne kadar inatçı biriymişin Ela. Seni gelmeye zor ikna ettik.

- Evet ama senin için sıcacık yorganımdan ayrılmak zorunda kaldım.

- Eh tabi olacak o kadar.

O sırada Yusuf yerden aldığı karı kar topu haline getirdi ve bana fırlattı:

- Bu bir savaş ilanıdır !

Gülerek bende ona kar attım.

Meryem:

- Sonra oynarsınız karınızı. Ben üşüdüm.

- Tamam hadi gelin bana gidelim. Ama sizin bavulunuz falan yok mu?

- Var aslında bak şuradaki banka koyduk.

-Tamam hadi onları alıp gelin. Eve gidelim.

- Biz önce bavulları otele mi bıraksak?

-Ne oteli ya. Boşverin bende kalın bugün. Enes ve Yusuf salonda yatar. Ben ve Meryem de benim odamda kalırız.

-Aslında iyi olur hadi gidelim.

Yol boyunca sohbet ettik. Arada kar savaşı yaptık. En sonunda eve ulaştık. İçeri girer girmez kendimi koltuğa attım. Onlarda peşimden geldi ve koltuklara oturdular:

- Ev sıcacık çok güzel.

- Eh size demiştim keyif yapıyorum diye.

Enes bana "anladık ev sıcak" bakışı attı.
Yusuf:
- Ben acıktım abi ya.

- Restoranda mı yesek?

- Bildiğin güzel bir yer varmı Ela?

- Evet sizi çok güzel bir yere götüreceğim.

Üstümüzü giyindikten sonra dışarı çıktık. Tabi havanın soğuklu birden yüzüme vurunca keşke çıkmasaydık diye düşündüm. Benim arabama bindik ve yola koyulduk. Onları benim her zaman gittiğim yere götürdüm. Güzelce karnımızı doyurduk. Gece geç saate kadar oturduk ve sohbet ettik. En sonunda yorulunca eve döndük. Meryem'e yer yatağı yaptım. Enes ve Yusuf'a da yorgan ve yastık verdim. Sonra ise yatağıma geçip hemen uykuya daldım.

*******

Evet süprizli bölüm geldi. Ela'nın inatçılığını da bu bölüm sayesinde görmüş olduk

Bölüm hakkında düşünceleriniz nedir?

Bir sonraki bölümde görüşürüz (:

YENİ HAYAT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin