(2 Hafta Sonra)
Evde kalabalık bir ortam olmuştu. Salonda oturuyordum. Yanımda annem ve Meryem vardı. Babam ayakta bekliyordu. Kapı çaldı. Muhtemelen gelen onlardı. Meryem koşarak kapıyı kapadı. Onun şuanlık amacı kapıyı açmayıp para almaktı. Eh, evet bir kardeşim olmadığı için o bekleyecekti kapıda. Seslere bakılırsa Enes şuan kapının önündeydi. Kapı açıldı. Önce ben ayağa kalktım ve babamın karşına geçtim. Babam bana gülümseyerek baktı. Kuşağı bağladı ve bana sarıldı. Sonra Enes'e döndü:
- Ela benim ilk göz ağrım ve tek çocuğum. Ben bu hayata en çok ona değer veriyorum. Şimdi bana bir söz ver, kızımı asla üzmeyeceksin ve ona çok çok iyi bakacaksın. Tamam mı?
- Size söz veriyorum, kızınıza prensesler gibi bakacağım ve onu gerçekten çok seveceğim.
Gözlerim dolmuştu. Arkadan annemin ağladını anladım. Anneme döndüm ve ona da sarıldım:
- Anne ağlama ya. Savaşa gitmiyorum.
Annem gülümser gibi oldu:
- Seni gelinliklerin içinde görmek çok güzel bir duygu.
Enes yanıma geldi ve onun koluna girdim. Asansör ile aşağı indik ve binanın önüne gelince davul çalmaya başladı. Yusuf kahkaha attı:
- SÜRPRİZ! HAYIRLI OLSUN!!
Yusuf yanımıza geldi ve bize sarıldı. Yusuf ve Enes davulun önünde karşılıklı dans ettiler sonra gelin arabasına bindik. Arkaya Meryem oturmuştu. Çok heyecanlıydım. Düğünümüz açık alanda olacaktı. Çok güzel bir yer seçmiştik. Düğün salona geldik. Bizi ilk önce gelin/damat odasına aldılar. Bir süre burada salonun dolmasını beklemeliydik.
(BİRKAÇ SAAT SONRA)
Meryem bize gelmemizi söyledi. Ayağa kalktım ve gelinliği düzelttim. Enes'e gülümseyerek baktım. Koluna girdim ve yavaş adımlarla çıktık. Büyük bir alkış koptu. Bizim dans etmek için seçtiğimiz şarkı "Cem Adrian- Sen Benim Şarkılarımsın" çalmaya başladı. Ortaya geçtik ve dans etmeye başladık. Şarkının en güzel kısmında Enes'in gözlerinin içine baktım ve sözleri söylemeye başladım:
- Gündüzümde gecemdesin
Çalınmasın söylenmesin
Sen benim şarkılarımsınGeçmiş değil bugün gibi
Yaşıyorum hala seni
Sen hep benim yanımdasınEnes'de eşlik etmeye başladı. Gülümseyerek, birbirimize bakarak bu güzel şarkıyı söylüyorduk... hayalim bile bu kadar güzel ve özel olamazdı. Çünkü bu an benim için tüm hayallerden daha güzeldi. Şarkı bittikten sonra nikah masasına geçtik. İlk başlardaki konuşmaları dinlemedim daha doğrusu etrafa bakmaktan dinleyemedim. Meryem bizi video çekiyordu, annem hayranlıkla bana bakıyordu.
Nikah Memuru:
- Ela Akbulut, Enes Demirel'i eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?
Gülümsedim ve Enes'e döndüm:
- Sonsuza denk evet!
- Peki siz Enes Demirel, Ela Akbulut'u eş olarak kabul ediyor musunuz?
- EVET !
Nikah şahitlerimiz benim babam ve Enes'in annesiydi. Onlarda onayladı ve bir daha davul çaldı. O sırada Pasta geldi. Enes ile birlikte ayağa kalktık ve Pastanın önüne geçtik. Bize bıçak gibi bir şey verildi. Bıçağı birlikte tuttuk bir dilim kestik. Dilimin bir parçasını ben Enes'e verdim ve o da aynısını yaptı.
Bir kaç fotoğraf çekiminden sonra tekrar nikah masasına geçtik ve pastaları yemeye başladık. Sonra şarkılar çalmaya başladı. Enes ile birlikte ortaya geçtik ve birlikte erik dalı oynadık. 2 dakika da çok komik bir ortam oluştu. Hem kahkahalar ile gülüyordu hem de dans ediyordum. Sonra Yusuf geldi ve o Enes ile dans etmeye başladı. Bende babamla karşılıklı dans ettim. Meryem geldi birlikte Enes ve Yusuf'u izleyerek güldük.
Sıra takı törenine gelmişti. Baya bir uzun sürdü. Taki töreni bitince sıra halay çekmeye gelmişti. Halay çekmek için çoğu kişi ayağa kalktı. Yani çoğu kişiden bahsettiğim neredeyse salonun hepsi gibiydi. Gülerek/eğlenerek halayımızı da çektik. Eğlendik, güldük, yedik, içtik. Belki ben farkına varmadım ama saat çok geç olmuştu.
İnsanlar yavaş yavaş gitmeye başladı ve bende sonunda oturduğumuz için mutluydum. Topuklu ayakkabılarım ayaklarımı gerçekten çok acıtmıştı. Enes' de yanıma oturdu ve bana baktı:
- Çok yoruldun değil mi?
- Evet.
- Ama olsun çok güzel bir gündü.
- Tabikide mükemmel bir gündü. Bugün bizim evlendiğimiz gün.
Enes yanağıma bir öpücük kondurdu:
- Gelinlik sana gerçekten çok yakışmış.
- Bunu günün sonunda mi fark ediyorsun?
Enes güldü:
- Birazdan eve gideceğiz. Kendi evimize...
- Ya söylemesi bile aşırı tatlı.
- Sana katılıyorum.
Ardından tekrar düğün arabasına bindik ve eve geçtik. Enes kapıyı açtı. Elimi tuttu ve birlikte içeri ilk adımımızı attık.
Enes:- Evine hoş geldin güzelim.
********
❗❗ÖNEMLİ ‼️
Şimdi 2 konuya değinmek istiyorum:
1. Orman yangınları gittikçe kötü bir hale geliyor elimizden geldikçe bunu hep hatırlatmalı ve yaymalıyız. Eğer yapabiliyorsak yardım da yapabiliriz <3
2. Bu bölüm kitabın finali DEĞİLDİR. Final bölümüne az kaldı. Bu kitabı final yapınca hemen başka bir kitabı yazmaya başlayacağım fakat şuanlık diğer kitap hakkında bir şey demeyeceğim.
Bir sonraki bölümde görüşürüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ HAYAT
KurzgeschichtenEla Üniversite 1. sınıftır . Okulu Yurt dışında okuyordur ve okulu tatile girince Türkiye 'ye bir süreliğine geri dönmeye karar verir. En yakın arkadaşları onu biri ile tanıştırır ve böylece maceraları başlar ♥︎