15

150 12 31
                                    

YAZDİGİM EN EN EN UZUN BOLUMDU
BU KURGUYA. KAFAM DAGİLSİN DİYE YAZDİGİM İCİN GİDİSAT NASİL OLDU PEK KONTROL EDEMEDİM.

AMA SİZ İNŞ ANLARSİNİZ❤️

İYİ OKUMALAR

Eren'den...

"Yemin ederim imdat diye bağırıcam ya!"

"Bende sevgilim bende. Hâlâ yapamadın mı?"

Mutfaktan hüsranla çıkan , Buğra'ya bakıp dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Tutma kendini gül! gül!"

"Ama yani Buğra.. gülüm neden iki saattir mısır patlatamadın anlamadım ki?"

Buğra kollarını önünde birleştirerek , homurdandı.

"Ya iki saat patlamasını bekledim. Bekle bekle patlamadı. Ben de tencereye biraz eğildim. Biri patladı , ardından diğerleri de.. nolduğunu anlayamadım. Sonrada kapattım ocağı. Az kalsın gözüm gazi oluyordu!"

Tatlı tatlı konuşmasına biraz daha güldüm. Oturduğu koltuğa yanaştım , ve tek kolumu bedenine sardım.

"Tamam sorun yok. O zaman gel ben sana öğreteyim. Beraber yapalım hmm?"

"Böyle de kalsak olurmuş aslında."

"Aklın fikrin oynaşta Buğra! Gel de sana nasıl mısır patlatılırmış öğreteyim."

"Aklım fikrim hep sende zaten Eren.. iyi madem mutfağa geçelimde öğret bana"

Beraber mutfağa girdiğimizde , hafif yanmış tencereyi suyun altına tuttum. Yeni bir tencere çıkarıp , beni izleyen Buğra'ya döndüm.

"Bak şimdi , önce yağı döküyoruz. Biraz çok olsun ki sonra yakmayalım tencereyi."

Yağı dökerken , elimin üzerinde bir el hissettim. Tam bir temas bağımlısı sevgilim vardı.

"Yağı döktükten sonra-" tamamen bana odaklanmış Buğra'yı görünce somurttum

"Ya ama şurda birşey öğretiyoruz. Sen avel avel bana bakıyorsun! Aşkolsun , senin sanata hiç saygın yok mu?"

Buğra'nın gür kahkahası doldurdu kulaklarımı.

"Bu benim her zaman ki hâlim bi'kere. Ders böyle epey verimli. Ayrıca sanatla mısır patlatmanın ne âlâkası var?"

"Her yemek bir sanattır. Çarpıtma konuyu devam ediyorum. Şimdi yağla neredeyse , aynı oranda mısır döküyoruz."

"Yeter dimi bu bize?"

"Adam olana çok bile!"

"Ya off Eren ya! O kadar mercimek nasıl yetsin bize?"

"Çok biliyorsanız gelin kendiniz yapın Doğa bey!"

Aklıma dolan anılarla yutkundum.

"Yeter yeter. Şimdi ocağın altını yavaşça açıyoruz. Az açıyoruz çünkü hepsi birden patlayıvermesin diye."

"Eren! Hayır onun altını o kadar açmayacaksın!"

"Niye ya? Daha kolay pişmez mi?"

"Of Eren of! Hayır o zaman patatesler daha çok yapışır tencereye. Kurtaramayız!"

sensiz | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin