Eren'den..
Uyanır uyanmaz farkettiğim şey , Buğra'nın yokluğuydu. Dün gece resmen ona Doğa'yı tercih ettiğimi söylemiştim. Bu berbattı. Üstüne üstlük sonra anlattığı olaylar... Babasının bizi öğrenmesi ve yurtdışı teklifi..
O benim için tüm düzenini alt üst etmeye hazırdı. Ancak ben ona sevgisinin karşılığını bile vermekten acizdim. Onun suratına bile bakamamıştım anlattıktan sonra. Ve sabah yoktu.
Endişeliydim. Hiçbir eşyasını almamıştı. Dün olanlardan sonra kendisine zarar vermesinden korkuyordum. Telefonlarımı açmaması da cabasıydı.
Ne yapacağımı bilmeden salonun ortasında bir ileri bir geri gidiyordum. Düşündükçe düşünüyor, her defasında kendi hatalarımı görüyordum. Benim için her şeyi göze alan , beni iyileştiren oydu. Bense daha bir kaç ay öncesine kadar onun yüzüne dahi bakmıyordum. Beynimin içinde bütün aptallıklarım dönüp dururken kapı çaldı.
Buğra'nın gelmiş olma ihtimaline karşın sakin kalmaya çalıştım. Ancak kapıyı açtığımda karşımda dikilen Doğa görmeyi beklediğim en son kişiydi.
"Doğa? Ne işin var burda?"
Sıkıntılı bir nefes vererek beni içeri ittirdi.
"Adresi Buğra verdi."
"Ne? Buğrayla görüştünüz mü? Neden? Ne zaman? Neden bana haber vermeden gitmiş?"
"Sakin ol Eren. Sabah Eren aradı beni. Seninle ilgili görüşmek istedi."
Doğa benim aksime gayet sakin ve tane tane olayları anlatmaya başlamışken , benim aklım hala Buğra'nın neden böyle bir şey yaptığını kavrayamıyordu. Doğa devam etti.
"Buluştuk. Bana senin beni seçtiğini ve artık aramıza girmek istemediğini söyledi. Sanırım yurt dışına çıkıyordu."
"Ne? A-ama.."
Doğa bana yaklaşarak avuç içini bileğime sürttü.
"Sana gelmemi söyledi Eren. Seninle eskisi gibi olabileceğimizi söyledi."
"Doğa ben cidden.. anlamıyorum. Bana neden söylemedi ki?"
"Çünkü artık pes etmiş. Beni aradığında o kadar şaşırdım ki.. Başta gözdağı vermek için çağırdığını sandım. Ama konuştukça farkettim ki , o sadece sevdiği insanın mutluluğunu isteyen biriymiş."
Doğa'nın her kelimesi mideme bıçak gibi oturuyordu. Buğra resmen hayatımdan çıkmış , giderken de gururunu hiçe sayıp Doğayla konuşmuştu. Sadece benim için..
"Ben çok aptalım. Nasıl böyle gitmesine izin verdim ki? nasıl.."
Doğa'nın yüzü düştü ve bir adım geriledi.
"Yanılıyor muydu Eren?"
"Ne?"
"Beni sevdiğini düşünmesi bir yanılgı mıydı?"
Ellerimi başımın arasına alıp , öylece durdum.
Olanları düzeltip Doğayla ve grubun geri kalanıyla eskisi gibi olmayı ölesiye istiyordum. Onu çok özlemiştim. Ancak Buğra'nın giderken omuzlarıma bıraktığı yük.. Bambaşkaydı. Ben bu haldeyken , onu tahmin bile edemiyordum. Bütün düzenini mahvetmiştim.
"Belki ben de yanıldım." Doğa'nın kırgın sesi kulaklarımı yalayıp geçti.
Ardından gelen kapı sesi..
Sabahtan beri hatta aylardır zihnimin içinde bulunduğu karmaşa o sesle duruldu. Yalnızca içimden geleni yapmak istiyordum artık.
Hızla ayağa kalkıp dış kapıyı açtım. Yolun sadece birazını gitmiş bedene doğru seslendim ve yanına kadar koştum. Arkasını bir hışımla döndü.
"Ne istiyorsun benden ne?! Aklım , kalbim hepsi senin işte! Aptalın tekiyim! Biliyorum. İttiğin halde her seferinde peşinden gelen bir salağım! Daha fazla canımı yakma artık!"
Yüzünü ellerimin arasına aldım.
"Bir halt bildiğin yok." diyip , dudaklarımızı birleştirdim.
O şaşkınlıkla bakakalırken , ben de özleminde kavrulduğum dudaklara kavuşmanın tadını çıkarıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sensiz | bxb
Teen Fiction"Daha neden beni hayatında istediğini bile bilmiyorsun." Ondan uzaklaşıp , tersi yönde yürümeye başladım. İki saniye sonra peşimden seslendi. "Biliyorum! Sana yemin ediyorum biliyorum!" Yürümeye devam ettim. Ancak biraz ilerleyebilmiştim ki , beni...