17

122 9 23
                                    

Derin bir nefes bırakıp , çantamı aldım sıradan. Tek kulbunu omzuma takarken , günün çabucak geçtiğini düşünüyordum.

Ve.. Doğayla konuşacaklarımızı. Daha doğrusu onun diyeceklerini.

Fikirlerime dalıp , giderken çoktan arka sokağa ulaşmıştım. Doğa benden önce gelmişti. Buna şaşırmadım. Çok istekliydi konuşmakta zaten.

Dar ve izbe sokaktaki duvara yaslandım.

"Ne konuşacaksın Doğa? Dinliyorum?"

Yutkunup , elleriyle oynadı. Daha sonra gözlerini gözlerime dikti. İç çekip karşıma geçti.

"Eren ben.. aslına bakarsan ne diyeceğimi bilmiyorum. Tek istediğim.. sadece bir şekilde görüşmeye devam etmek istiyorum. Tamam mı?"

"Nasıl yani?"

"İstersen eskisi gibi olalım , dost olalım yakın olalım."

Kaşlarımı çattım. Bunu görür görmez , aceleyle devam etti.

"Yani tabi böyle olmak zorunda değil! İstersen arada merhabalaştığın biri olayım!"

"N-neden?"

Doğa hiç beklemediğim bir şey yaparak , bana doğru atılıp , boynuma sarıldı.

Daha ne olduğunu anlayamadan , omzumun ıslanmasıyla şaşkınlığım iyice arttı.

"Seni özlüyorum , aptal!"

Duraksayıp , devam etti.

"Biz ayrılmaz ikiliydik Eren. Bir yıldır ortada yoksun ve.. döndüğünde bambaşka birine dönüşmüşsün. Denizlerle olan sorunu bir kenara bırak. İster bu kötülüğü yapmış ol , ister yapmamış.

Artık bu bile umrumda değil. Ben şuan.. sadece seninle bir iletişimimiz olsun istiyorum."

"Doğa b-bu.. sen ciddi misin?"

Benden biraz uzaklaştı.

"Biliyorum çok zavallıca geliyor... Ama ben , sensiz yapamıyormuşum."

"Doğa ben bunca zaman sizi geride bırakmaya çalıştım. Amacım.. sadece sizi daha fazla incitmemekti. Şimdi sen bunu.. yoksaymamı mı istiyorsun?"

Gözlerini gökyüzüne çevirip , gözyaşlarını sildi.

Keşke gözyaşlarını silebilecek kadar cesur olsaydım.

Sessiz kalınca tekrar konuştum.

"Neden yapıyorsun bunu kendine kış çiçeği?"

Resmen gözleri parladı. Dudaklarını ısırıp , tebessümünü gizlemeye çalıştı.

Bir kelimeme bile bu kadar seviniyor muydu?

"Doğa.. neden bu kadar ısrarcısın? Bir.. sebebi olmalı?"

"Yok" dedi sadece. Fısıltı gibi çıkan sözünü ben devam ettirdim. Yine fısıltıyla.

"Daha neden beni hayatında istediğini bile bilmiyorsun."

Ondan uzaklaşıp , tersi yönde yürümeye başladım. İki saniye sonra peşimden seslendi.

"Biliyorum! Sana yemin ediyorum biliyorum!"

Yürümeye devam ettim. Ancak biraz ilerleyebilmiştim ki , beni dumura uğratacak kelimelerini sıraladı bağırarak.

"Çünkü senden deli gibi hoşlanıyorum! Duydun mu beni?! Ben. Senden. Hoşlanıyorum."

"Ne?"

Sesi az önceki itirafına nazaran daha kısık çıkarak , devam etti.

"Şimdi buna rağmen.. beni bırakıp gidecek misin Eren?"

BİTTİĞ

GİDECEK MİSİN EREEĞNN?

Bolum fikirlerinizz?

Erenin yerinde olsaniz napardiğiniz?

sensiz | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin