💥💥Düştük Mapus Damlarına💥💥

589 30 26
                                    

'Geber! Sana sadece bir soru soracağım yalnızca on beş dakikada nasıl olurda la casa de papel Berlin'den , Müslüm Gürsese yada Küçük Emrah'a bağladın? Hayır, korkuyorum birazdan cebinden jilet çıkartıp zarar vericeksin kendine diye!'

                   ●●●●●●●●●●●

Oğulcan bir yandan sıkıca siyah demir parmaklıkları tutmuş diğer yandan nezaretin bankına oturmuş nereden bulduğu hakkında en ufak bir bilgisinin olmadığı elinde tesbih tutan Berk'e hayretle bakıyordu genç adam oturduğu bankta bacaklarını genişçe açmış deri ceketini sırtına atıp elinde tuttuğu tesbihle dertli dertli bir türkü tutturmuştu. Ardından ceketinin cebinden bir tebeşir çıkarıp her beş dakikada bir çentik attığı nezarethane duvarına üçüncü çentiğini atıyordu. Oğulcan ise ona hayretler içinde bakıp sımsıkı tuttuğu siyah demir parmaklıkları biraz daha sıkmış iki demir arasından başını çıkartıp 'Yeterrrrrr!!! Alın şu manyağı başımdan!!' diye tam elli birinci haykırışını yapmakla meşguldü. Berk kınayan gözlerle Oğulcan'a bakıp tutturduğu türküsünü yarıda kesip söze girmişti.

'Alınıyorum ama kayınço.'

Genç adamın bu sitemkâr sözüne karşılık sırtı dönük olan Oğulcan hiç istifini bozmadan milyarıncı kez gözlerini devirmiş ve söze girmişti.

'Geber! Sana sadece bir soru soracağım yalnızca ama yalnızca on beş dakikada nasıl olurda la casa de papel Berlin'den , Müslüm Gürsese yada Küçük Emrah'a bağladın? Hayır, korkuyorum birazdan cebinden jilet çıkartıp zarar vericeksin kendine diye!'

'Oyy ben senin o minnoş kalbini yerim ya eniştesini de düşünürmüş.'

'Bipolar oldum senin yüzünden gerizekalı nerde nasıl bir tepki vereceğini kestiremiyorum. Motheremla sisterım beni nasılda merak etmiştir...'

Berk Oğulcanın A1 seviye ingilizcesini pek takmadan dördüncü çentiğini atmıştı.
Ardından seslendirdiği düştük mapus damlarına adlı Cem Karaca şarkısına kaldığı yerden dertli dertli tesbihini sallayarak devam etmişti. Oğulcan ise tuttuğu demir parmaklıktan kurtulup arkasını dönüp bezmiş bir ses tonuyla Berk'in türküsünü kesmiş lafa girmişti.

'Nezarethaneye girmeye pek bir meraklıymışsında hazırlık bile yapmışsın bakıyorumda iblisciğim?'

'Hahah güleyimde soğumasın bari tatlım ben zaten ayda bir kez mutlaka giriyorum nezarethaneye. Komiserler pederin numarayı ezbere biliyor. Asıl sen kendine bak henüz ortama bile ayak uyduramamışsın.'

'Adama bak ya ayda bir kez içeriye giriyor ve bundan övgüyle söz ediyor. Birde bukalemun gibi ortama ayak uyduruyor.'

Berk çetele tablosu gibi yapmaya planladığı duvara beşinci çentiğinide diğer dört çizginin üzerine atıp tebeşiri yanına koymuş türküsüne devam etmişti. Oğulcan ise onun duymadığını düşündüğü bir ses tonuyla homurdanıp

'Hayır, Allah belamı versin ki seside güzel namussuzun.' demişti.

Ama Berk onun bu söylediğine tebessüm edip şarkı söyler gibi çocukça lafa girmişti.

'Duydum ki,duydum ki. Kayınçom beni seviyor.'

Oğulcan pes etmiş bir biçimde son kez demir parmaklıklara sıkıca tutunup başını aradan çıkartıp 'Yeterrrrrr!!! Alın şu manyağı başımdan!!' diye haykırmıştı.

Onlarla aynı hücrede olan ama pekte tekin olmayan amcalardan biri tesbihini havaya kaldırmış önce Oğulcan ardından Berk'i göstererek lafa dahil olmuştu.

'Ehhhhh yetter be iki saattir çen çen çen biz sizi mi dinleyeceğiz oğlum.'

Berk bu tiplere alışkın olduğundan laf lafı açar ortada sinir kalmaz mantığıyla adamla koyu bir sohbetin başlangıcı olsun diye istifini bozmadan karşılık vermişti.

AYBER SHORT STORİESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin