Yorumlarınızı bekliyorum...
~~~~~~~~~
'İki saattir seni arıyorum! Ve sen burada oturmuş çamaşır makinesini izliyorsun, şaka gibi!'~~~~~~~~~
Genç adam karşısında gördüğü kişi ile beraber hızla kapıyı suratına çarpmıştı. Ardından hızla çarptığı kapının arkasına çömelmiş ve göz yaşlarına engel olamamıştı bir yandan ağlıyor diğer yandan bir rüyada olmayı diliyordu. Ağlarken annesi gelmişti aklına hayal meyal hatırlıyordu zaten onu, sadece üç yaşında iken kaybetmişti o annesini ameliyat sırasında aniden kalbi durmuş ve hayata gözlerini yummuştu. Berk hüngür hüngür ağlamıştı annesinin ardından... Babası? Her zamanki gibi umursamazca işlerine geri dönmüştü, belki de bu huyunu babasından almıştı içinde fırtınalar kopsa bile kendini asla dışa yansıtmazdı. Şu anda da kapıyı suratına çarptığı Gökçe'yi umursamadan gözlerinden akan yaşlara engel olmaya çalışıyordu ama nafile.
Kapının suratına çarpılmasıyla resmen yıkılan Gökçe her zamanki gibi yine hatayı kendinde aramıştı bir an Berk'in onun adını söylemesiyle içinde öyle bir umut dolmuştu ki başka birisi ona seslense asla bakmayacak olan kız şimdi umutla belki de nadiren göz kontağı kuracağı sırada kapının suratına çarpılmasıyla kapıya bakakalmıştı. Ardından o da farketmeden tıpkı genç adamın yaptığı gibi kapının önüne çökmüş ve onun aksine ağlamak yerine heyecanlanınca veya kendini suçlu bulunca yaptığı gibi bir elinin tırnaklarıyla diğer elinin üstüne zarar vermeye başlamıştı sonra ise kanatana kadar kollarına ve ellerine zarar vermişti, sinirlenince hep zarar verirdi, incitirdi zaten kendini... O sırada krize girmesinin üstüne şimşeklerin çakmasıda cabası olmuştu kapının eşiğinde bir yandan bu rahatsız edici sesleri duymamak için kanayan elleriyle kulaklarını kapatıyor diğer yandan nefes alış verişlerini kontrol altına almaya çalışıyordu. Çok geçmeden yağmur bastırmış sırılsıklam olmuştu ıslaklığı da hiç sevmezdi. Yarım saatin ardından sokak kapısının eşiğinde geçirdiği krizin etkisiyle daha fazla dayanamamış bayılıp kalmıştı.
Genç adam kızın dışarıda geçirdiği öfke nöbetlerinden birhaber bir biçimde hem ağlıyor hem de 'git! git buradan!' diye bağırıyordu. Bir süre sonra sesin kesilmesiyle bu davetsiz misafirin gittiğini düşünen genç adam kapıya doğru yönelmiş ve gördüğü manzara karşısında göz yaşlarına tekrar hakim olamamıştı. Gökçe her tarafı yara içinde yerde baygın bir biçimde yatıyordu, ne yapacağını bilemeyen genç adam usulca kızın yanına çökmüş ve uyanık olsa kimsenin kendisiyle temas etmesine izin vermeyecek bu kızın yanına otumuş ve yaralı ellerinı kucağına alıp ufak öpücükler kondurmuştu. Ardından kendisinin de çok şaşıracağı bir hareket yapmıştı kızı kucağına alıp misafir odasına götürmüş ve yatağa yatırmış sabaha kadar da başında beklemişti.●●●●●
Berk günün ilk ışıklarının perdeden içeri sızmasıyla uyuya kaldığı son derece rahatsız tekli koltukta esnedikten sonra yüzünü yatağa çevirmiş ve dün akşam küçük kızı yatırdığı yatağın boş olmasıyla adeta şoka girmişti. Ardından hızlıca kalkıp tüm katlara, odalara, terasa, mutfağa kızın adını bağırarak bakmış ve sonunda kaçtığını düşünerek endişeyle yüzünü yıkamak için banyoya girmişti. Ne bekliyordu ki zaten? Dün akşam kapıyı suratına çarpmıştı, bir de evinde mi kalacaktı? Banyonunun kapısını tam açtığı sırada az evvel girdiği şoktan çıkamadan bir yenisine daha girmişti. Gördüğü manzara karşısında ağzını şaşkınlıkla açmış ve banyonun yerine çömelip dönen çamaşır makinasını izleyen kızı aynı şaşkınlıkla kapının köşesine yaslanarak izlemeye koyulmuştu ardından sinirle karşısında ki küçük kızı azarlamaya başlamıştı.
'İki saattir seni arıyorum! Ve sen burada oturmuş çamaşır makinesini izliyorsun, şaka gibi!'
Kızdan bir cevap beklercesine gözlerini ona dikmiş sorgular bakışlar atıyordu. Gökçe sabahtan beri izlediği dönen çamaşır makinesı haznesinden gözlerini ayırmadan umursamazca gözlerini devirmiş ve sorusuna soğuk bir tavırla cevap vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYBER SHORT STORİES
FanfictionDizide muhtemelen harcanacak çift için kısa hikayeler yazacağım 2-3 partlık belkide 4 kim bilir...