Öncelikle kötü yazdığımın bende farkındayım ve sizin kadar iyi yazamayacağımın da yine küçük emrah'a bağladım siz çok güzel yazınca bende biran kendimi- Okunma sayım çok az misal- sorguladım neyse boşverin. Yorumlarda fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim. Bölüm kiss içerir;) Rahatsız olanlar demeyeceğim çünkü yoktur.Bu kurgumun final partındasınız.
~~~~~~~~~~~
'Tabii siz bir zamanlar benden daha beter olan Doruk Bey'i evinize alırken beni günah keçisi ilan etmiş durumdasınız. Kararlarınız beni zerre kadar ilgilendirmez elbette.'
~~~~~~~~~~~~1 Hafta Sonra
Genç adam son kez sıkıntıyla karşısında durduğu boy aynasından takım elbisesinin kravatını bağlamaya yeltenmişti. Ama yine başaramıyordu, zaten hiç bağlayamazdı kravatını...
Sıkıntıyla nefes verip kravatı yatağının üzerine fırlatmıştı karnına yediği dirsek darbesiyle uyarıldığını hissetmişti ardından ona dirsek atan kardeşi işaret parmağıyla komodinin içindeki papyonu göstermişti. Bunu takmak daha kolay olacaktı 'Hay aklınla bin yaşa' der gibi elini sallamış ve papyonu takmıştı. Küçük kız konuşmayı fazla sevmediği için aralarında böyle bir dil geliştirmişlerdi. Berk'in gözleri boy aynasında saçlarını bağlayan ve son düzenlemelerini yapan kardeşinin sesiyle o tarafa doğru kaymıştı.'Berk hadi seni anladım, bana niye takım elbise giydirdin?'
Ahh bu sorunun cevabını genç adam bilse zaten söylerdi, heyecandan kız kardeşine de takım elbise giydirtmişti. Ardından 'bilmem' der gibi omuz silkip dudağını büzmüştü genç adam. Son kontrolleri yapmak için unutup unutmadığı birşey varmı diye dışından sesli tekrar yapmaya başlamıştı.
'Çiçek, çikolata, Kolonya, lokum, sen, ben hepimiz tamamız. Eksik varmı Gökçe?'
'Nişan yüzüğü!!'
Berk kardeşine gözlerini kocaman açmış kaşları kalkık bir biçimde şaşkınlıkla bakıyordu. Gökçe sözlerine devam etmişti.
'Berk aldığın şu şeylere bir bakar mısın? Özür dilerken arada kız istemeyi de çıkartayayım dedin herhalde?'
Genç adam bazen bu kızın boyundan büyük laflarına hayretler içinde bakıyordu, az konuşur ama öz konuşur derler ya hah işte öyleydi.
'Tatlım sen Erenler'i tanımıyorsun üstelik sadece Aybik değil, bunun anası var babası var abisi var tam dört tane kuzeni var, var da var... Özellikle Ömer'cik ona serenat dizsem yine beni affetmeyebilir ilk önce kafasını pisuvara soktuk, sonra adam toplayıp dövdürttüm, en son çayına ilaç kattım işimiz zor.'
'Peki, sana sorum; Neden bütün bunları yapıp affedilmek istiyorsun? Affedilince ne kazanacaksın, sebep?'
'Bilmem, bazı şeyler vardır hani cevabını kendine bile vermeye korkarsın bu da o hesap işte... Neyse çıkalım.'
Genç adam umutsuzca ve sıkıntıyla başını sallayıp geçiştirmişti bu soruyu. Kardeşini kolundan tuttuğu gibi kapıya doğru yönlendirmişti.
'Gökçe, üstüne bir şeyler almayı unutma. Hava soğuk.'
'Tamam Berk.'
Biri onlara birgün böyle iyi anlaşacaklarını söylese ikisi de alaya alırdı. Ama şimdi tam kardeş olmuşlardı.
●●●●●
'Gökçe bak şimdi sen bu kapının önünde bekliyorsun ben Deli Kadir, Bahtsız Ömer'cik', Onurlu gururlu Asiye ve Escobar Emel'i çağırmaya gidiyorum bak hemen şuradaki kümeste yaşıyorlar.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYBER SHORT STORİES
FanfictionDizide muhtemelen harcanacak çift için kısa hikayeler yazacağım 2-3 partlık belkide 4 kim bilir...