AYBER SHORT STORİES

💍Evlen Benimle💍

"Her günü her saati her saniyeyi seninle beraber geçirmek istiyorum!
Gözlerimi her sabah yanında açmak istiyorum!
Birlikte yaşamak değil beraber yaşlanmak istiyorum...
İkimizin kuracağı bir hayatın altına imzanı atarmısın?
Bir ömür boyu benle evlenmeye var mısın Aybike'm?"

"Ya senin o minnoş kalbin cidden benim seni sevdiğimi falan mı düşündü Berk?"

"Ama... ama nasıl?"

"Ha hayy çikimanki ben senin paranı sevdim seni değil! Bak tektaşıma kafam kadar... Biz Kaan'la evleniyoruz!" Ardından Kaan gelmişti ve sıkaıca elini tuttu

"Aybike hayır bunu bana yapamazsın hayırrrrrrrr hayırrrrrr!!!!!"

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"HAYYYYIIIIIIRRRRR!!!!!!!"

💥💥GÜM💥💥

genç adam yatağından düşmüş üstüne üstlük yanındaki komodinin üzerindeki sürahiye kolunu çarpmış üstü başı sırıl sıklam olmuştu... Düşmenin etkisiyle başının etrafında tek taşların döndüğüne yemin edebilirdi ama kanıtlayamazdı... Ne saçma bir rüya idi bu!!! Aybike, -sevgilisi Aybike- onu değil daha geçen gün karşı daireye taşınan sarı saçlı mavi gözlü 197 cm 88 kg 44 numara ayakkabı giyen gayette yakışıklı Kaan'ı seçip bir de onun evlilik teklifini kabul edip artı bunu tam Berk ona evlilik teklifi edeceği sırada söyleyip  parası için kandırdığını mı söleyecekti?
Yok artık! Tamam çocuk taş tı ama Berk'te az değildi yani(!)

"Ahhhh popişimmm!!! Ne saçma bir rüya her şeyi anladımda ben niçin bu çocuğun ayakkabı numarasını biliyorum yaaa! Hakikaten delirdim..."

Bugün üniversite dördüncü sınıfın ilk günüydü. Grafiker tasarımcılık okuyordu. Sevgilisi de onunla aynı şehrin aynı üniversitesinde hukuk fakültesi üçüncü sınıf öğrencisiydi hukuk tutsun diye ikinci seneye mezuna kalmıştı. Şimdi ise Ankara'da aynı sitede altlı üstlü oturuyorlardı. Oturdukları site okudukları üniversiteye çok yakındı. Oğulcan'da Ankara Hacettepe'de oyunculuk okuyordu. Farklı ilçelerde oldukları için Aybik'ini sözde abi(!) baskısı olmadan rahat rahat görebiliyordu hatta bazı akşamlar alt kata inip Aybik ile sabaha kadar dedikodunun dibine vuruyorlardı... Ama Berk'in deyimiyle 'taş' Kaan geldiğinden beri Aybike'ye ahtapot gibi yapışmış her gün onun evine gidip beraber kek pasta çörek börek yiyorlardı. O da hukuk okuyordu ve ne tesadüf ki aynı sınıftalardı ve yine bir tesadüf(!) eseri aynı sitenin karşılıklı dairelerine denk gelmişlerdi... Her saçma yaz diziside böyle başlamazmıydı zaten. Sonrada düğünlü bir final Berk dışından tövbe çekmeye başlamıştı. Hatta şöyle bir olay geçmişti başlarından: Aybike Berk ve Kaan bir gün mutfakta Aybike nin yaptığı enfes yemekleri yerken Berk  Kaan'a 'boğazında kalsın dizilsin hepsi tek lokma kursağından geçmez innnnşallah' demişti artık ne kadar içten ettiyse bedduasını yediği börek boğazından geçememiş Kaan kıpkırmızı domates gibi olmuş öksürmekten ölmüştü resmen Berk 'geber inşalllahhhh' deyince Aybike ona kınayan gözlerle bakmıştı 'Berk ne duruyorsu yardım et gel sırtına vuralım' deyince Berk okkalısından bir yumruk geçirmişti Kaan'ın sırtına çocukta artık ne yediyse sarmalar börekler pastalar hepsi çıkmıştı içinden Berk ona iğrenen gözlerle bakarken Aybike ise ona bittin sen bakışları atmakla meşguldü...

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Genç kız septilyonuncu rüyasını görmekle meşgulken tatlı uykusunu bozan bir ses duymuştu. Ne idi bu şimdi deprem falan mı olmuştu ? Büyük ihtimal üst komşulardan biri ses yapmıştı. Aybike de iyice tepemize çıktılar dingonun ahırı değilki burası diye düşünüp bu tür durumlar için hem mutfağının yardımcısı hem de ses mekanizması haline gelen merdanesi ile tavasını mutfaktan kaptığı gibi getirip tavana yaklaştırıp sertçe birbirine vurmuştu. Bunun bir uyarı olduğunu anlayan Berk eline telefonu alıp Aybike ye yazmaya başladı...