Bölüm 4

11.3K 41 13
                                    

neyse, öğlen oldu, bizim ders bitti, ben de atlayıp yurda gidicem ama öncesinde kıza kutusunu vericem işte. yalnız o kadar allak bullak olmuşum ki..yani neler düşünüp, nelere hazırlanıp geliyorsunuz ve neler yaşıyorsunuz aq düşünün..ama daha göreceklerim bitmemişti. kara pazartesi bu kadarla kalmayacaktı benim için.

sınıftan çıktık, bu sefer direkt ayşen in yanına gittim, yapıştım..artık babam gelse tanımam yani o derece güdümlenmişim.

konuşa konuşa yürüdük servislere kadar..dedi sen napıcan peki bugün? yurda gider yatarım ben de napayım dedim.
işte tam yolcu ederken de çantadan çıkardım poşede koyulu kutuyu, verdim.

aldı bu hemen poşetten filan çıkarttı, baktı, zaten görür görmez gözler faltaşı gibi oldu..bir kaç saniye baktı kutuya, ama çok güzeldi beyler harbiden aq..anne eli değmesi böyle bir şey işte, o yüzden size tavsiyem, ciddi düşündüğünüz kız meselelerini annenizle paylaşın, kendinizi kasmayın, zira eğer validenizin de içine sinerse (kızı filan da beğenirse hele) kesinlikle çok yardımcı oluyor ilişkiniz konusunda.

neyse, sonra bana doğru kaldırdı gözlerini, "tsigalko, çok teşekkür ederim yaa, çok iyisin * sen" deyip sarıldı, ben de sarıldım.. o an kendi kendime dedim ki, "lan ha öyle vermişsin, ha böyle vermişsin, ne gerek var ki kasmaya? önemli olan bu duyguyu alabilmek değil mi?".

harbiden de beyler, o sarılışla beraber gün boyunca yakamı bırakmayan tüm negatif enerji silkinmişti üzerimden.

minibüsüne bindirdim bunu, ben okanı bekliyorum gitmek için, bekle demişti.

bunu yolcu ettikten sonra 15 dakka filan soğukta benim hıyarı bekledim, geldi nihayet,

"nerdesin olm sen ya?"
-"kanka, fizik notuma itiraz ettim aq, hocanın yanındaydım..2,5 sayfa kağıt verdim 50 vermiş amın evladı"
-"hadi ya, çok kırıyor demişlerdi zaten onun için, finalde kurtarırsın siktir et"
-"öyle yapıcaz artık, sen kaç aldın?"
-"90"
-"vaaay amına koyayıım, adama bakın ya, hem aşık hem çalışkan..olum bunlardan sadece birinin olması gerekiyor mu aynı anda?"
-"maşallah de lan, ben çalıştırırım seni sınava, ne bileyim seninde iyi diye biliyordum *"
-"tamam tamam, kesin beraber bakıyoz bak, sonradan kıvırmak yok?"
-"tamam kardeşim ayıpsın ya"

konuşa konuşa bindik biz arabaya, gidiyoruz. piçler o ara hakketen notlarım da çok iyiydi, 6 tane sınav olduk, 70 in altında not yoktu yani, aşk bana yarıyor anlayacağınız.

neyse ben yurda gidicez diye beklerken bu,
"aga gel geçen gittiğimiz yere gidelim mi gene? nasılsa öğlen çıktık bugün vakit bol"

"yurda gitmicez o olm?"

"ya ne yapcan yurtta bu saatte bea, gel işte bir şey anlatcam sana, havadisler var * "

bunu söylediği an gerisi teferruattı beyler, bütün süreç boyunca bana destek vermiş olan kankamın bu teklifini sikseler reddedemezdim.

indik çarşıda,

daha önce gittiğimiz bir kafeye doğru gidiyoruz.
10 dakka filan yürüdük,
tam kafenin sokağa doğru sapıyorduk ki, karşı kaldırımda, atm nin önünde onu gördüm, sırtı bana doğru dönüktü..o an bütün vücudum kaskatı kesilmişti..derin nefes almaya çalıştım,

beynime bütün iyi ve kötü düşünceler aynı anda hücum etmiş, galip gelmek için birbirleriyle kıyasıya mücadele ediyorlardı..okan öyle felç olduğumu görünce,

"ne oldu lan?" dedi,

kafamla karşıyı gösterdim,

-"ee ayşen değil mi bu?"

evet anlamında kafa salladım gene, konuşamıyordum.

-"tamam aga ne olmuş, sahi sen kutuyu verdin demi? ne oldu ne dedi?"

-"oğlum" dedim.."bu kızın şu an yurtta yatıyor olması gerekiyordu."

bu da bir an duraksadı "ne..nasıl?"

-"bu kızın şu an yurtta yatıyor olması gerekiyor.. bana öyle deyip buluşmaya gelemeceğini söyledi sabah!"

bizimkinin bakışları bir anda değişti, sanki, endişe verici bir kaza mahalline ya da eli silahlı bir banka soyguncusuna bakıyormuşçasına, koyu bir endişe yerleşti suratına, artık benim tipim ne hale geldiyse o an siz düşünün işte.

-"tamam kardeşim.. sakin ol..gidip bir selam verelim bizde o halde ha?" dedi.

-"yok".."yok" dedim.."benim başka bir fikrim var.."

yolun aşağısına doğru yürüttüm bunu, arada dönüm atm ye doğru bakıyorum hala.

orta küçük, park gibi bir yer var, banklardan birine oturduk.. çıkardım telefonu, ayşene mesaj..

"selam, naber, vardın mı yurda?"

bir kaç dakika cevap gelmedi.. sonra,

"selam, evet ya, tam yatıyordum bende, biraz daha eşyam vardı onları da tıktım zorlukla dolaba, tam banyodayken de sen mesaj atmışsın * "

beyler.. ciddi anlamda felç geçiriyordum. harbi diyorum nefes alamıyorum, resmen tıkandım.. dizlerim titriyor oturduğum yerde.. okan aldı telefonu elimden, okudu,

bu da kaldı resmen.."abi.. nasıl iş bu yahu?"

cevap veremedim.. hiç bir şey söyleyemedim.. elini omzuma attı.."tsigalko, kardeşim hadi gel yurda gidelim"

-"dur kanka" dedim, telefonu tekrar aldım, buna bir mesaj daha,

"hadi ya, atmlerin önünde mi uyuyorsun artık?"

resmen nevrim dönmüştü.. işte benim de tersim böyleydi beyler.. sevgi ve nefret, sakinlilik ve öfke arasındaki çizgim çok incedir..

gene hemen gelmedi mesaj, 5 dakika sonra, ki o ara okan beni endişe ile izliyor,

-"ya anlayamadım ben ne demek istediğini, kafam durmuş resmen, eski bir muhabbetle ilgili bir espiri filan mıydı, cidden hatırlayamadım?"

off! diye bağırdım.. okan, "ne demiş lan?" dedi, baktı mesaja.. sonra bir iki saniye durup, "olum onu gördüğümüzden emin miyiz lan?" dedi,

"okan" dedim, "ben onu 100 metreden, 100 kişi arasında tanırım.. kaldı ki sen de söyledin o olduğunu, hadi ben hayal gördüm, sen de mi yanıldın??"

-"yok ne bileyim yani aşırı salağa yatmış yani de, sanki hiç haberi yok gibi?"

beyler, oydu.. bundan 100 de 1000 eminim..

-"yok kanka" dedim

dur daha ben yazıcam buna,

-"seni az önce ziraat atm sinin önünde gördüm?!"

gene geç gelen bir cevap,

-"aa ne alaka ya, ben yurtta uyumaya çalışıyorum? hatta artık uyusam diyorum, yoksa gene yalan olucak benim okul"

Nasıl Piç oldum Anlatıyorum (İnci Sözlük)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin