BAMM!! THE END..

195 12 0
                                    

Smile :

Ortada ne oyunlar döndüğünü anlamalıydım.Ya tüm bu insanlar deli olmuştu ya da bana çok büyük bir oyun oynuyorlardı.Bana!! Smiler'e!! Ha ha çok komik.Herzamankı gibi herşeye gülüp geçmem gerek.Ama tabi ki gülen bir tek ben olucam.Şimdi Jane'i görmeye gidelim.Çok mu özlemişim ne?!! Bir bakalım taze gelinimiz ne yapıyor.Düğünün sabahı yakındakı marketden qarip şeyler aldı,qarip diyorum çünki aldığı şeylerle kore yemeği hazırlayamazdı.Türk pilavı hazırlayacakmış gibi.. Ha ha ha!! Demek sevgili kocan Kang wooya dünya mutfağı sunuyorsun.Aishh! Gerçekten! Bu ne lanet tiyatro böyle.. Yürürken yıllardır hırsızlık yapan jane değil de küçük bir çocuk yürüyor sanki.Ne yapıyor böyle?? Elindeki poşetleri sallaya-sallaya.Hay Allahım..!! Allah mı dedim ben? Ben Allaha inanmıyorum ki..!(Haşa) Ben ona inanmayı annem beni "lanet çocuk" deyip terkettiği gün bırakmıştım.Tecavüzden sonra zorunlu evlilikden doğduğum için terkedilmiştim.Lütfen kimse bana Ilahi adaletden bahsetmesin!Yok öyle birşey!! Sonralar bana Türk mahallesinde (Korede) yaşlı bir kadın sahip çıktı.Kötü biri değildi ama iyi de değildi.Lanet  yaşlı moruk tüm gün dır-dır ederdi ve bana "Hüseyin oğlum Tanrı hepimizi görüyor o yüzden kötü şeyler yapma"derdi.(kadının aklı yerinde olmadığından onu oğlu Hüseyin sanıyormuş).Ahh lanet olsun O' var olsaydı beni kurtarırdı.Gerçekten varsan eğer..

Off neyse! Taze gelinimiz tüm gün evden çıkmadı.Kang Woo eve geldikten 3dakika sonra evin tüm pencerelerini açtılar.Bir şeyler yanıyordu galiba,bunu pencereden dışarıya çıkan dumanla da anlamak oluyordu.Sonrakı 2günde her sabah ramen alıp çıkıyordu,şeflik becerileri bitmişti sanırım.Ama çok garip Jane ramene nefret ederdi,ne ara tiryakisi oldu?? Işler gitdikce garipleşmeye başlıyor.Sanırım buluşma vakti geldi.Evet tam da yolu geçiyor,karşılamam gerek.Ne yapıyor bu??! Ahh.. Yaşlı kadını geçiriyor.Inanamıyorum gerçekten!! Bu kadın oscarı,Kızıl palmayı çoktan haketmiş iyi kadın rolünü mükemmel oynuyor çünki.Şimdi geri mi döndü? Galiba kadının cüzdanı düşmüş.Iyi de niye mal gibi yolun ortasında durdu ki bu? Karşıdan gelen arabayı görmüyormu?? Lanet olsun şimdi değil! Hayır şimdi olmaz! Cenazenin üzerinde "Oh" çekmeye gelmeyi hep düşledim ama hesap kitabımızı yarım bırakmadan janesshi..
Aslı:

"Evliliğimizin" sabahı Kang wooyu işe yolladım.Ne sandınız?Balayına falan çıkaçağımızı falan mı?! Ben olmamasına sevindim doğrusu.Sevgili rolü tamam da yeni evli rolü mü? Hayır teşekkürler ben almayayım.Bünyem çöker bir kere.Zaten adam benim yüzümden bu kadar işe düştü ona yemek yapayım dedim.Yakındaki markete gidip gerekli şeyleri aldım.Türk pilavı yaptım.Daha doğrusu yapacaktım.. Yapacaktım da.. Tvde Song ki oppamın draması vardı birazcık.. cık cık bakayım dedim.Zaten dillerini pek anlamıyorum ama Song kimin tatlılığı yeter be^^

Kapının sesini duydum,Kang Woo geldi galiba.Ama tabi ben televizyona kilitlenmiş durumda olduğumdan ne zaman içeri dalıp kulağımın dibine girdiğini bilemedim.

-Böyle yakından göremezsin,içine girmen gerek.

Hemen yerimden tiz sıçradım:

-Aishh,ödümü kopardın ajusshi! Insan bir ses filan çıkarır dimi?

-Birinci ben ajusshi değil oppanım,500bini hatırlatmama gerek  yok herhalde.Ikinci de ben gelirken uzaydakılar bile haberdar olur ama sen tabi hiç bir türe ait olmadığından zor oluyor biraz..

-Nee?!

-güzelsin diyorum..

-Ha?

-Yani en azından çocukken olmuşsun.Herkes çocukken güzel olur değilmi?

-Sana gerçekten inanamıyorum.Bana bak ajusshi,ülkemde güzel olduğum için herkes benimle evlenmek istiyordu ama işte..

-Şanssızlıktan benimle evlendin diyimi?

-Hayır,öyle demek istemedim ajusshi yani.. Oppa.

Ben durumun içinden çıkmaya çalışırken Kang woonun kaşları çatıldı:

-Iyi de bu koku ne?

-Ne kokusu..? Aman Tanrım! Pilavı unutdum! Kahretsin!

Dumanlar yükselen mutfağa koştum.Aha tebrik ederim kendimi yemek yapayım derken Kang woonun evini ateşlere veriyordum az daha.Kang Woo tüm pencereleri açtı.Yarım saat sonra evdeki duman yok oldu ama bu sefer de dumanlar Kang Woonun kafasında yükseliyordu (:D).Kendini toplamaya kızgınlığını yutmaya çalıştı:

-özür dilerim ama ne yapmaya çalışıyordun acaba?

-Aaa.. Şeyy.. Yemek yapıyordum,ama biraz yaktım galiba..

-Biraz mı? Şuana kadar tutukladığım zanlılar,en tehlikelileri bile yanıma yaklaşmaya cesaret etmedi.Ama sen evimi yakmaya niyetlenerek bir ilke imza atdın.Tebrikler!Gerçekten çok garip kadınsın.

   Söyleyecek bir şeyim olmadığından kafamı öne eğerek dudaklarımı küçük çocuklar misali büzdüm.Kang woo iç geçirerek:

-Ahh.. Tamam.Bundan böyle dışarıdan söyleriz yemeği.Bir de unutmadan söyleyeyim,hafta sonu 3günlük balayına gidiyoruz.

Duyduklarımdan sonra süt dökmüş kedi rejiminden şok olma rejimine ışık hızıyla geçiş yaptım ve kafamı kaldırarak Kang Woonun yüzüne yalnış duyduğuma ümit ederek baktım.

-Ne var? Bu muhteşem,ateşli,yıldırım aşkımızın daha balayı bile yapmadan bitmesi avukat amcalara garip gelmeyecek mi? - Ellerini omuzuma koyarak - o yüzden,çok sevgili karıcım rolünü iyi oyna tamamı?" dedi Kang Woo sahte bir gülümsemeyle.

-Tamam" dedim.Ve yarından itibaren yalnızca ramen yapmaya karar verdim.

  Yine herzamanki gibi marketden ramen alıp gelirken kendim yolu doğru-düzgün geçmeyi bilemezken iyilik içgüdülerime yenilerek yaşlı bir kadını yoldan geçirmeye karar verdim.Kadını sağ-selamet geçirdim derken kore dilinde konuşarak geçtiğimiz yolu göstermeye başladı.Dilini anlamasam da gösterdigi tarafda cüzdanını düşürdüğünü gördüm.Geri döndüm,eğilip cüzdanı aldım,ayağa kalkdığımda gözlerim karardı.Hayır bu kararma değildi galiba çünkü hiçbirşeyi göremez oldum.Göremiyor olsam da karşıdan araba sinyallerini duya biliyordum.Ama herşey aniden geliştiğinden yerimde donup kalmıştım.Çeşitli tehlikerden geçerek,kötü adamlardan kaçarak,ülke değiştirerek koruduğum adrenalin dolu hayatım bir araba yolunda son bulacakdı galiba..

AL SANA KORE!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin