Tüm erkekler biraz öküzdür :D

308 21 4
                                    

Karakolda yaklaşık yarım saatdir komiserin azar işitmesine yüreyime su serpile-serpile şahit oluyordum:

-Bu nasıl olur Kang woo! Yıllardır aradığımız zanlıyı bir turistle nasıl ayırt edemezsin?! Seni profesyonel bilip bu işe adadım,olana bak!!

-Efendim,bu kadın turist değil.O...

-Bana bahane sunma kang woo!!

(Buarada kore dilinde geçen cümleleri türkce yazacam.

-Do you speak Hangul?

-Ayıpsın i'm çatır-çatır Hangul like Enes Kaya :D

Burdan Enes abimize de sevgiler saygılar.Yengenin kulağından uzak:p Enes abimizdir kendisi(ahiretde;D)).

Neyse konumuza dönelim.Duyduğu azarlar karşısında asgeri sakinliyini koruyan komiser polis şefinin sonuncu kelimesinden donup kaldı.

-Her ne kadar bu turist suçsuz olsa da ülkeye sahte pasaportla gelmiş ve biz onun kim olduğunu bilmiyoruz(bilmiyorsan ne diye turist diyon ahjushi;p).Bu mesele kapanadek onu gözlemlemeni istiyorum.

Ben bu ahjushiyi sevdim gerçekten! Demek özgürdüm!!

Karakolun kapısından dışarı çıktığımda kalbime dolan sevinçle beraber temiz havayı içime çektim.Cehennemden 1milim farkla sıyıra bilmiştim.RABBIME teşekkür etdim.Bir ara mescide gidip tövbe etmeliyim.Íyi de nerde oldugunu bilmiyorum ki! Dur.. Dur bir dakika ben burak bu şehirde mesçidi otobüs durağının nerede olduğunu bilmiyorum.Üstelik kalacak yerim yok! Evvet bu da ne demek oluyor...-yine hapı yuttuk!! Bana birinin yardım etmesi gerek.Iyi de kim?! Aaah.. Komiser!Ahjushi! Tabi ki benim dilimi bilen,tanıdığım tek adam.Hem o beni gözlemlekde sorumlu değilmi? (:D)

  Karakolun önünde durup komiseri beklemeye başladım.Bir kaç saat sonra dışarı çıkan komiser beni görmeden arabasına doğru gitdi.Arkasından "ahjushi!"diye bağırdım.Dönüp beni gördüğünde sevindiyi söylenemezdi ama bana ne kardeşim,yardıma muhtaçtım.

-Ahjushi,beni gözlemlemeniz gerekmiyordu,nereye?

-bunu yardımcım yapacak.

-Ama.. O benim dilimi biliyormu?

-Birini izlemek için dilini bilmeye gerek yok.

Son lafı tokat gibi geldi bana.Kırılgan bakışlarla:

-Ahjushi,benim gidecek yerim yok,ve dilimi bilen tek insan olarak seni tanıyorum"dedim.

-Ee? Korede istediyin kadar türk var.Git ne kadar istiyorsan konuş..

Biranlık onun beni anladığını unutup asebi şekilde "adama bak ya! Onları bulana kadar geberib giderim herhalde.Zaten tüm erkekler biraz öküzdür,sen de nasipini almışsın anlaşılan"dedim ama hemen de pot kırdığımı anlayıp elimle ağzımı kapadım.Komiser ironi dolu bakışlarını yüzüme dikdi ve:

-Siz Türk kızları neden erkeklere öküz diyorsunuz anlamıyorum.Bu küfür sayılmazmı?dedi.

-Bazı odunlar için bu iltifat bile sayılır.Ama ahjushi şu an problem bu değil,bana yardımın gerek" söyleyerek gömleyinin yakasından yapıştım yalvarıcı bakışlarla.Ellerimi kenara itdi,asebi olduğu her halinden belli olan komiser sert bir şekilde:

-Arabaya bin!

Onu.daha da asebileşdirmemek için.arabaya bindim.

Geldiyimiz binada bir sürü adam vardı.Ve çalışanlar ingilizce konuşuyordu.Yüzünden gülümse eksilmeyen bir görevli kadına yaklaşdı."Bu hanımefendi pasoportları dahil tüm belgelerini kaybetmiş.Nasıl yeniden düzeltilebilir?" diye sordu.Kadın gülümsemesini kesmeyerek:

-Üzgünüz ama hanımefendi 1ay içinde ülkeden çıkarılacak"dedi.

-Bir yolu yokmu?

-Tabiki var.Koreli biriyle evlenirse vatandaşlık ala bilir.

Kadının lafından hemen sonra parlayan gözlerle komisere bakdım.

-Ne? Neye bakıyorsun? Aklının ucundan bile geçirme! Komiser durduğu yerden fırlayıp dışarı çıktı.Arkasından koşarak ona yetişdim:

-Ahjushi,lütfen..

-Sen kafayı yedin qaliba? Tamam yardım edelim dedik,işin beyazını çıkardın iyice!!

Komiserin ateş püsküren gözleri,sert lafları bana yardım etmeyeceyini anlamam için fazlasıyla yetdi.1ay tamamlanmadan koreli birini bulmalıydım üstelik sahte evlilik yapmalıydım.Komiserden umudumu yüzüp son olarak sordum:

-Peki ahjushi,ben nereye gidebilirim(oy ben nerelere gidem.Tamam tamam sakinim:D)

-Senin için kalacak yer bulurum,yeter ki yakamdan düş.Yardım ediyorsam milletinin yaptığı hürmetler hatrına yapıyorum.

Komiserin sözleri kalbimi acıtdı doğrusu nedenini bilmesem de.Daha bu adamı dün tanımıştım üstelik bana iyi müamele gösterdiyi de söylenemezdi.Ama nedense içimde ona karşı bir yakınlık,ilgi duyuyordum.Belki de dilimi anladığından,belki en çaresiz anımda yetişdiyinden belki de gözlerinin derinliyindeki hüzünü sert,asebi maskenin ardında gizlediyindendi bu yakınlık.Tıpkı benim acılarımı gülüş maskesiyle gizlediğim gibi..

  Ama artık onu terketme zamanı gelmişdi.Beni getirdiyi kafede qarson olarak çalışa bileceyimi ve personel odasında kalabileceyimi söyledi.Vedalaşma anında içimde qarip bir hiss oluştu:

-Teşekkürler ahjushi,umarım sizi bir daha rahatsız etmem"dedim.Komiser herzamanki sakinliyini koruyup sadece "umarım" dedi.Arkasını dönüp gitdiyinde nedense abimin gitdiyi günü hatırladım.Onun gitdiyi gün de içimde garip hiss vardı- iyi şeylerin.olmayacağı hissi..

AL SANA KORE!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin