Kim Jisoo Kim Taehyungu okula ilk geldiğinde ona aşık olur. Yaklaşık 1 yıl sonra aralarında bir yakınlaşma olur. Kim Jisoo şaşırır. Kim Taehyung duygusuzun teki olduğunu düşünürdü. Kim Taehyungun aslında duygularını en derine gömüştü ve ortaya çıkar...
Gözlerimi hafifçe araladım. "Tanrım!" dedi annem. "Noluya ya?" dedim. "İki saattir seni uyandırmaya çalışıyoruz ama çıtın çıkmıyor." dedi annem. "Ha o sesleri gerçekten duymuşum. Rüya görüyorum sanmıştımda." dedim.
"Telefonun nerde?" dedi annem. "Neden?" dedim. "Taehyung geldi ona vereceğiz." dedi. Ne yapmaya çalışıyordu bu?! Hızlıca ayağa kalktım. Koşarak aşağı indim. Taehyung gerçekten burdaydı. Yanına gittim. Eğildim ve yüzümü yüzüne yaklaştırdım. Yüzüne elemeye başladım. Gerçekti bu?
Has siktir dün olanlar ve şu an rüyada değildim. Hızlıca ellerimi yüzünden çektim ve babamın yanına oturdum. "İyi misin?" dedi babam. Yüzümü kapatarak kafamı salladım. "Niye gelmiş bu?" dedim. "Dedim ya telefon için." dedi annem. "Ben onu kaybettim." dedim. "Ne?!" dedi babam ve annem.
"Balkondan aşağı düştü ve birden pof kayboldu." dedim. Annemle babam anlamazca bakıyordu. Taehyungsa gülüyordu. "Sorun değil." diyip kalktı. "Okula gidicem eğer kendini daha iyi hissediyorsan birlikte gidebiliriz." dedi. Annem ve babama baktım. "Bana bu havada bisiklet sürdürmeyeceksiniz değil mi?" dedim.
"Tamam." dedi babam. Hızlıca odama çıktım ve okul formamı giydim. Montumu giyip aşağı indim. Taehyungta oturduğu yerden kalktı ve yanıma geldi. Yünlü deri ceketini giydi ve kapıyı bana açtı. Hızlıca ayakkabılarımı giydim ve motoruna doğru koştum. Hızlıca oturdum ve ona baktım.
Önüme oturdu ve kaskı bana uzattı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hızlıca kaskı kafama taktım. Kollarımı beline sıkıca doladım ve kafamı sırtına koydum. Motor hareket edince Taehyungun belini daha çok sıktım.
Okula gelmiştik. Çok hızlı sürmüştü. Motordan inip kaskı çıkartmaya çalıştım. "Taehyung çıkmıyor bu." dedim. Kendi kaskını çıkartı ve yanıma geldi. O da denedi olmuyordu. Bana baktı. "Sonsuza dek böyle kalacağım!" dedim ve sesim ağlamaklı çıkmıştı. "Ağlama ben halletiyorum." dedi. Gözlerimi sildim.
Birden kask kafamdan çıktı. Geriye sendeledim. Kafamı tutum ve "Ah!" dedim. "Pardon." dedi. Birlikte okula girdik ve sınıfa çıktık. Yerler ıslak değildi artık. Bu arada dünü tatil yapmıştı müdür. Çikolatalı süt içen Lisa koşarak buraya geldi. Kolumdan sıkıca tutu ve beni çekiştirmeye başladı.
"Ne oldu?" dedim. Gözleri doldu. "Jungkook..." dedi. "Jungkook?" dedim. "Jungkook..." dedi. "Lisa bir tek Jungkook mu diyeceğiz?" dedim. "Hayır ama Jungkook!" dedi. "Tanrım kızı bozmuş çocuk." dedim. "Flörtleşiyordu." dedi. "Kimle?" dedim. "Solarla." dedi. "O kim be?" dedim. Karşımızda Jungkookla konuşan kızdı. "Güzel kızmış." dedim.
"Ben daha güzelim!" dedi. "Beni güzelik yarışmasına soksalar birinci olurum." dedi. "Tabii ikinci birnci olursun çünkü sen nerdeysen ben orda tabii yarışa bende gireceğim iç-" "Kes Jisoo!" diye bağırdı. Bütün okul bize baktı. "Aaaa deli." dedim. Bana ölümcül bakışlar gönderdim. "Lisa birde kızı merdivenlerden itmemi iste tam olsun." dedim.
