JİSOO
Eve geldiğimde kızlar burdaydı. Annem ağlamaktan gözleri şişip yüzü kızarmıştı. Babamda sadece susuyordu. "Nasıl geldin?" dedi babam. "Dedim ya Taehyung buldu beni o getirdi." dedim.
"Sana o çocukla görüşmeyeceksin demedim mi ben!" dedi babam. "Baba beni kurtardı farkında mısın?" dedim. "Nasıl acaba? Eminim çok kolay olmuştur." diyip yukarı çıktı.
Roseye döndüm. Annemde yukarı çıktı. "Taehyung benden ne saklıyor Rose?" dedim. Gerildiği her halinden belliydi. "Bilmiyorum ve gitmem gerekiyor." diyip oturduğu yerden kalktı.
"Gitmen gerekmiyor." dedim. Geri oturdu. "Taehyung senin bildiğini söylüyor." dedim. Ayağa kalktı ve "Bunu ben söyleyemem. Söylememde. Çünkü iyi hissetmeyi hak ediyor." dedi. "Jisoo o söylemediği sürece lütfen bir şey yapma." dedi Rose.
"Çünkü bu onu çok kırar." dedi. "Onu kırmak istemezsin." dedi ve kapıya doğru yürüdü. "İyi olduğuna sevindim ve iyi geceler kızlar." diyip evden çıktı.
"Rose biliyor mu yani?" dedi Lisa. Onu umursamadım. Hak ediyordu. Jennienin yanına oturdum. "Ne yaptınız okulda?" dedim. "Jisoo özür dilerim." dedi Lisa. "Biliyorum sana tokat atmamlıydım ama çok doldurulmuştum ve çok sinirlenmiştim." dedi Lisa. "Bende sinirlenmiştim." dedim. "Bende bir tane sana geçirseydim keşke." dedim.
Yanıma oturdu ve bana sarıldı. "Hiç bir arkadaşın benim kadar güzel olmayacak." dedi. "Hey!" dedi Jennie. "Ben hepinizden güzelim." dedi ve saçını savurdu Jennie.
Hafifçe güldüm ve bende Lisaya sarıldım.
Yorgun olduğumu söyleyince gitmişlerdi. Annemin telefonunu almıştım ve Taehyungu aramıştım.
"Taehyung?"
"Efendim güzelim?"
"Güzelim?"
"Ben her kıza güzelim derim."
"Ben her kız değilim bana deme!"
"Tamam her kıza demiyorum sakin ol."
"İyi neyse... Beni nasıl bulmuştun?"
"Tesadüf dedim ya."
"Nasıl tesadüf?"
"Bir işim vardı."
"Pekala... Kapamam la-"
Telefonu kapamıştım. Taehyungun numarasını son aramalardan sildim ve telefonu anneme verdim. "Kimle konuşuyordun?" dedi. "Konuşmuyordum." dedim. Telefonu eline sıkıştırıp yatağıma uzandım. "İyi geceler annecim. Çıkarken ışığı kapatırsan sevinirim." dedim.
Annem yanağıma küçük bir öpücük kondurup gitti. Gözlerimi kapadım.
Tam uykuya dalacaktımki duyduğum sesle gözlerim kocaman oldu. Annemler hala uyanıktı çünkü aşağıdaki ışığı görebiliyordum. Odamın kapısı açıktı. Camıma baktım. Taehyungtu. Camımı açtım ve sesiz olmasını söyledim.
Sesizce içeri girdi. Fısıldayarak "Kapıyı kapatabilir miyim?" dedi. Kafamı salladım. Kapıyı kapatıp yatağıma oturdu. Beni kurtardığı için onu affedecek değildim.
Yutkundu ve güzel siyah gözlerini gözlerime çıkarttı. Biraz daha bana yaklaştı. "Biliyorum dediklerim bir özürle geçmeyecek ama bana ne olduğunu sorunca geriliyorum ve ne diyeceğimi bilmiyorum." dedi. "Çünkü bende bilmiyorum. Yalan söyleyip söylemediğimi." dedi.
Bende ona yaklaştım. Elini tutum. Zorlukla "Özür dilerim." dedi. Gözlerini gözlerimden kaçırıyordu. "Aslında bana orospu dedin." dedim. Bir şey demedi. "Aslında tam olarak öyle değil." dedi. "Ne dedin o zaman?" dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DANGER | TAESOO
FanfictionKim Jisoo Kim Taehyungu okula ilk geldiğinde ona aşık olur. Yaklaşık 1 yıl sonra aralarında bir yakınlaşma olur. Kim Jisoo şaşırır. Kim Taehyung duygusuzun teki olduğunu düşünürdü. Kim Taehyungun aslında duygularını en derine gömüştü ve ortaya çıkar...