DANGER | TAESOO

21

Suhonun elleri yanaklarımdaydı. Gözlerimi kapadım. Tam dudaklarımızı birleştirecektikki çıkan gürültüyle ikimizde ayrıldık. "Hocam pardon." dedi Taehyung.

Lamba düşmüştü. "Bu işte biraz acemiyimde öğrenmeye çalışıyorum." dedi. Hoca kafasını salladı. "Jisoo bir ara arkadaşında gösterirsin." dedi hoca. Kafamı salladım.

Ders bitince Taehyung yanıma geldi. "Öğretecek misin?" dedi. Eteğimi tutum ve havaya kaldırdım. Arkamdan geliyordu. "Bu düğme ışıkları açı-" "Jisoo." dediğinde ona baktım. "Efendim?" dedim.

Baş parmağını dudağımın kenarına götürdü ve sildi. Baş parmağını kendi dudağına götürdü. Parmağındaki çikolatayı yedi ve "Çikolata vardı ve tadı güzelmiş." dedi.

Amacını anlamalıydım. Hızlıca Taehyungun yanından uzaklaştım.

LİSA

Sehunla buluşmak için bir kafeye gelmiştim. Karşımdaki sandalye hareket edince oraya baktım. "Jungkook?" dedim.

"Naber?" dedi. "İyi sen?" dedim. "Bende iyiyim sağol." dedi. Bir garson çağırdı "Ben sade kahve ve hanımefendiyede..." dedi ve bana baktı. "Çilekli milkshake." dedi.

"Çocuk muyum ben!" dedim. "Bende sade kahve istiyorum." desim. Kız kafasını salladı ve gitti.

İkimizin önünede kahve geldi. Sade kahve hiç sevmezdim ama bozuntuya vermem gerekiyordu. "Sehun gelecek." dedim. "Gelsin." dedi.

"Tabii yürüyebilirse." dedi ve kahvesini yudumladı. "EFENDİM?!" dedim. "Okulda merdivenlerden düşmüş. Ayağı kırılmış." dedi. "Ne!" dedim ve hızlıca ayağa kalktım.

"Otursana. Eminim önemli bir şeyi yoktur." dedi. "Senin için ne önemli olurdu?" dedim. "Ayağı kopsa falan." dedi. Ona bakışımı fark edince hızlıca "Tanrıya şükür olmadı hadi birlikte gidelim." dedi.

Sehunun evine gelmiştik. Sehunun alçısına bir şeyler yazmaya çalışıyordum. Jungkook bir şey mırıldanınca ona baktım. "Efendim?" dedim. "Yok bir şey." dedi.

"Jungkook neden burda?" dedi Sehun. "O da seni merak etti." dedim. "O beni merdivenlerden itti!" diye bağırdı. Hızlıca Jungkooka baktım.

"Sen kendin düştün ben itmedim." dedi. "Sadece dokundum." dedi Jungkook. "JUNGKOOK SANA İNANMIYORUM!" dedim ve hızlıca ayağa kalkıp yanına gittim.

"Nasıl böyle bir şey yaparsın!" dedim. "Kızım mal mısın!" dedi. Hızlıca tokat attım. Çantamı topladım ve hızlıca odadan çıktım. Jungkook sinirlice peşimden geliyordu.

Evden çıkınca kolumdan çekti. "Sen gerçekten bu kadar salak mısın?" dedi. "HALA HAKARET EDİYOR!" dedim ve kolumu çekip yanından uzaklaştım.

Beni tekrar çekti ve dudakları dudaklarıma değdi. Hemde uzun bir süre.

JENNİE

Yoonginin odasında boş boş oturuyorduk. "Yoongi." dediğimde bana baktı. "Hı?" dedi. "Çok sıkıldım ben." dedim. "Yani?" dedi. "Gidiyorum." dedim ve yataktan kalktım.

Ceketimi giydim ve çantamı omzuma astım. "Gitme." dedi. "Çok sıkıldım ama." dedim. "Oyun oynarız." dedi. "Ha! Sapık!" dedim.

"Bir şeyler izleriz. En sevdiğin film?" dedi. "Biliyor musun baydı." dedim. "Aaa sende hiç bir şey beğenmiyorsun." dedi ve yataktan kalkıp yanıma geldi.

Arkamdan sarıldı ve "Uyuyalım." dedi. "Sen uyu Yoongi." dedim. "Sensiz uyumam." dedi ve beni kucağına alıp yatağa attı.

Yanıma uzandı ve bana sıkıca sarıldı. "Terlersin şimdi sen." dedi ve ceketimi çıkarttı.