14

231 28 9
                                    

Babam avukatı. Müvekkilinin davalı olduğu kişi babam davayı bıraksın diye tehdit etmiş. "Ama silah?" dedim. "Orayı sorgulama ve git yat." dedi babam. "Saat 4 nasıl yatabilirim bence ben bugün burda kalıyım ve etrafı toplayayım." dedim.

"Hayır sen okula git." dedi babam. "Baba okula gitmeyim gerçekten hem kendimi kötüde hissediyorum." dedim. Anneme baktım. "Sadece bugün yarın gideceksin." dedi annem. Kafamı salladım ve koşarak yukarı çıktım. Hızlıca yatağıma girdim ve gözlerimi kapadım.

Uyandığımda eve bir temizlikçi gelmişti. Bende odamda oturup netflixden bişeyler izliyordum. Temizlikçi sonunda gitmişti. Rahatça alt kata oturabilecektim. Bilgisayarımı ve battaniyemi kucağıma alıp koşarak aşağı indim. Kendimi koltuğa attım ve battaniyeyi üstüme örtüp bilgisayarı kucağıma aldım. 

Yaklaşık yarım saattir dizi izliyordum ve sıkılmıştım. Ayağa kalktım ve mutfağa gittim. Dolaptaki yiyecekleri kucağıma doldurdum ve salona yürümeye başladım. Gördüğüm şeyle gözlerim kocaman oldu. Elimdeki her şey düştü ve çığlık atmaya başladım.

Karşımdaki adam geldi ve eliyle ağızımı kapadı. Omuzlarına vurmaya başladım. Başka biri ellerimi tutu. Sıkıca bağladı. Noluya lan?! Ağızımı kapatan adam ağızıma bant yapıştırdı ve beni kucağına aldı. Ayaklarımı bağlamamışlardı. Ayaklarımı oynatmaya başladım.

Eğer babamın işi yüzündense sikim seni iş! Beni bir arabaya bindirdiler. Ağlama Jisoo. Ağla yada. Kendimi tutmadım ve ağlamaya başladım. Adamlar şaşkınca bana baktı. Ağızımı açtı biri. "Ne oldu?" dedi. Ayağımı gösterdim. "Ç-Çok a-cıyor." dedim. Adam eğildi ve ayağıma baktı.

"Orası evet." dedim burnumu çekerek. Dizimi adamın burnuna geçirdim. Burnu kanamaya başladı. Arabanın zeminine yığıldı. Diğer adamada dirseğimi geçirdim. "Geberin!" dedim. Hızlıca arabanın kapısını açtım. Araba hareket ediyordu. Atlamalı mıydım? Kaçırılmak daha iyiydi. Kapıyı kapatıp yerime oturdum.

Adamlar şaşkınca bakıyordu. "Oraya atlayacak değildim. Hele bu hızda." dedim. Bandı alıp ağızımı geri kapadım ve arkama yaslandım.

Gebertmeyeceklerdi ya sonuçta. Kesinlikle babamın müvekkilinin düşmanlarıydı.

Yaklaşık 1 saat sonra bir yere gelmiştik. Küçük bir yerdi. Hiç zorluk çıkarmadan eve girmiştim. Biraz ilgi çekmemde gerekiyordu açıkçası. Şimdi herkes benden nefret ediyordu ama kaçırıldığımı öğrenince beni merak ediceklerdi. İlgi böyle çekilir. "Sizden bir ricam var." dedim. İki adamda bana baktı.

"Beni ne kadar tutacaksınız?" dedim. "Yani 1 hafta falan güzel olurdu anlatabiliyor muyum?" dedim. Adamlar gülüp gitti. "Ben ciddiyim." dedim. Ellerimi ve ağızımda açmışlardı. Koltuğa yayıldım ve etrafı izlemeye başladım.

Yemek yiyip evde gezmiştim. Küçük ve eskiydi. Orman gibi bir yerdeydik. Kapıyı üstüme kitlemişlerdi. Napim. Koltuğa attım kendimi ve şarkı mırıldanmaya başladım.

TAEHYUNG

Jisoo hala okula gelmemişti. Jennie yanıma geldi. "Jisooyla hiç konuştun mu?" dedi. "Hayır." dedim. Bir şey mi olmuştu? Lisada dedikoduyu Jisoonun yayamadığını öğrenmişti ve bütün gün kendine hakaretler etmişti.

Dün Jisooyla küçük bir atışma yaşamıştık. Ve şimdi bende onu merak ediyordum Jennienin sorusu yüzünden. Telefonumu çıkartım ve Jisooya mesaj attım. Bana öncedende sinirliydi ve çok haklıydı.

Okul bitince Lisa Jisoolara gitmişti. Bizde birlikte oturuyorduk dışarıda. Yoongi ve sevgilisi telefonda bir şeylere bakıyordu diğerleride kendi aralarında konuşuyordu. Jennienin telefonu çalınca oturduğu yerden kalktı.

Yoongiyle kısa bir bakışma yaşadık ve ben Jennieyi süzdüm. Sonra etrafa bakmaya başladım. Hava baya soğuktu. Montumun önünü kapadım ve arkama yaslandım. "Ne?!" dedi Jennie ve bize baktı sonra önüne dönüp biraz uzaklaştı. Ne öğrenmişti bu? Hepimiz ona bakıyorduk.

Jennie telefonu kapatıp buraya geldi ve eşyalarını toplamaya başladı. "Nereye?" dedi Jimin. "Gitmem gerekiyor." dedi. "Neden?" dedi Rose. "Önemli bir şey değil." dedi Jennie ve gitti. Rose telefonuna baktı. "Oha." dedi. "Ne?" dedi Jin Rosenin telefonuna bakarak.

"Ne var ya?!" dedim ve Rosenin telefonu çektim.

Lisa: Jisooyu kaçırmışlar.

Nasıl kaçırmışlar? "Ne saçmalıyorsunuz siz?" dedim ve telefonu masaya attım. Bir mesaj daha geldi. Bir video. Telefonu aldım ve videoyu izlemeyi başladım. Arkama geçip onlarda izlemeye başladı.

Jisoo elinde yemeklerle odaya girmişti. Adamı görünce elindeki yiyecekler düşmüştü. Adam hızlıca Jisoonun ağızını kapatmıştı ama Jisoo yumruklarını adamın omzuna geçiriyordu. Arkadan başka bir adam ellerini tutu. Adam hızlıca Jisoonun ağızını bantlayıp ellerini bağladı.

"Lan!" dedi Jin. "Niye kaçırmışlar?" dedi Jimin ve Roseye baktı. "Bilmiyorum." dedi Rose. "Taehyung sana anne ve babasının gözüne girmen için bir şans." dedi Rose. "Ayrıca Jisooyu bulmasan bir şey olabilir." dedi Jungkook. "Ne biliyorsunuz?" dedim. "Hiç bir şey." dedi Rose. "Eğer sen aramaya başlamazsan kendi arkadaşımı kendi yöntemlerimle bulacağım ve bu yöntemler biraz kötü." dedi Rose.

BÖLÜMÜN SONUNA GELDİN. LÜTFEN OYLAMAYI VE YORUM YAPMAYI UNUTMA.
DİĞER KİTAPLARIMIDA GÖZ ATABİLİRSİNİZ.

DİĞER KİTAPLARIMIDA GÖZ ATABİLİRSİNİZ

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

659 kelime

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

659 kelime

DANGER | TAESOOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin