DANGER | TAESOO

24

Doğru söylediğine inanıyordum ama peki diğerleri neden inanmıyordu? Çünkü onlara bunu anlatmamıştı. "Taehyung! Eğer doğruyu söylüyorsan senin için bu şeyi yapmama izin ver." dedim.

"Neyi?" dedi.

"Herkesi toplayacağız ve herkese bunu anlatacaksın ve sonra bu anonim kişiyi bulacağız." dedim.

"Ve ayrıca sen bana bir trafik kazası demiştin." dedim. "Ben oraya geldiğimde motorumlaydım ve İrene yolun ortasında yatıyordu. Ona çarpmışım gibi gösterdiler." dedi.

Bu çok mantıksızdı. Neyse bu akşam kimin tarafında olacağıma karar vericektim.

Akşam olduğunda hep birlikte toplanmıştık. Jungkook sinirli sinirli bakıyordu. "Taehyung size her şeyi anlattı ne düşünüyorsunuz?" dedim. "Haklısın." dedi Rose. "Son zamanlarda benle konuşmayı kesmişti ve bana birden bahsetmişti." dedi. "KİM?!" dedi herkes aynı anda. "İsmini hatırlamıyorum sadece bir kere söylemişti." dedi.

"Rose.!" dedi Jungkook. "Ben bunu yapanın Tae olduğunu düşünüyordum hiç o pisliğin yapabileceği aklımın ucundan geçmedi!" dedi.

"Yani Tae'nin dediklerinin gerçeklerik oranı artık %50." dedim. Bana hüzünlü gözlerle bakıyordu. Gözlerinde anlamadığım bir pişmanlık vardı. Tam ağızını açıp konuşaktı ki sustu.

"Söyle." dedim. Bu sefer bana anlamsızca bakmıştı. Nasıl hisslerini bu kadar hızlı değiştirebiliyordu? Ona anlamazca bakışlar attım. Nasıl? Başka bir şey daha mı vardı? Benden, bizden bir şey daha mı saklıyordu? Yada yalan mı söylüyordu?

Artık ona güvenmiyordum. Ona karşı hissetiklerimden de emin değildim.

Gözlerini benden çektikten sonra konuşmaya devam ettim. "Ben..." dedim zorlukla çünkü bunu daha önce hiç yapmamıştım. "Ben, bu akşam evden çıkarım ve babamın ofisine giderim." dedim. "Ben seni alırım." dedi Taehyung.

"Gerek yok. Ben kızlarla birlikte giderim ve bir şeyler buluruz." dedim. Kızlara baktım. Lisa kafasını sallamıştı. Benle onu yalnız bırakmak istemediğine emindim.

"Aslında hep birlikte gitsek daha iyi olmaz mı?" dedi Yoongi. "Jennie ve Jisoo'yu kapılarından alırız diğer herkes bizim parka gelsin." dedi. "Ben?" dedi Lisa. "Seni ben alıcam." diyerek göz kırptı malum kişi. Lisa göz devirdi ve bana baktı.

"Ben onun evinde kalırım." diyerek parmakla beni gösterdi. Telefonum çalınca hemen çantamı açıp telefonumu çıkartım. Annemdi.

"Efendim?"

"Ne zaman geliyorsun? Nerdesin ve kimlesin?"

"Lisayla birlikte dolaşıyorduk ama evin yakınlarındayız birazdan geliriz."

"Geliriz?"

"Lisa ailesiyle tartışmış bizde kalabilir mi..? Çok iyi gözükmüyor."

"Ne olmuş?"

"Şu an bunu mu konuşalım anneciğim?"

"30 dakikaya evde olun."

"Tamam bye bye."

"Bizim çıkmamız lazım." dedim. Lisa ayağa kalktı ve montunu giydi. Eldivenlerine eline geçirdi. "Yeni mi onlar?" dedim. "Evet." dedi sırıtarak ve Jungkook a baktı. "Sehun aldı." dedi ve elşini havaya kaldırarak Jennie ve Rose'ye baktı. "Beğendiniz mi? Hani birlikte bakmıştık." dedi. "İşte ne kadar kibar insanlar var. Başkalarını düşünüyorlar birazda olsun." dedi. Sonra yanıma geldi "Gidelim hadi." dedi.

"Akşam görüşürüz." dedi ve çıktık.

Yoldayken "Neden bu kadar sertsin?" dedim. "Hak ediyor." dedi. "Abartmıyor musun?" dedim. "Efendim?!" "Ben asla abartmam!" dedi. Gülmemek için kendimi zor tutum. "Ayrıca başka şeyler oldu." dedi. "Ben Solar olayını aştım." dedi.